“Müslüman Müslümanın kardeşidir onu yardımsız bırakmaz…”
Suriyeli kardeşlerimizin 20 aydır çektiği sıkıntılar artık dayanılmaz bir hal aldı. Tarihin yazmaya utanacağı her türlü zulüm Suriye topraklarında yaşanmakta. Hem de dünyanın gözleri önünde canlı yayında.
Evet, tarih bu yaşananları yazmaya utanacak ama Suriye için yapılan hiçbir amel de unutulmayacak. Allah Subhanehu ve Teala kişinin niyetine göre mükafatını eksiksiz verecektir inşallah. Yapılan yardımların az ya da çok olmasından ziyade halis bir niyetle yapılması ehemmiyetlidir. Dolabında yer işgal eden ve bunlardan nasıl kurtuluruz diye düşündüğünüz eşyalarınızı Suriye’ye gönderirseniz Allah katında hiçbir kıymeti olmaz. Zira imtihan sevdiklerinden feragat etme üzerine bina edilmiştir. Nitekim Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurdu:
“Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.”
Doğruluk derecesi tartışmaya açık olmasına rağmen kıssadan hisse çıkarmak adına bir hikayeyi de buradan sizinle paylaşmak istiyorum:
Ali Radî Allahu anh’ın yeğeni Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.
Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü.
Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi.
Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği anında yedi.
Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.
Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi.
Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu:
- Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı? Köle sıkılarak cevap verdi:
– İşte bu üç parça ekmekti.
– O halde neden kendine hiç ayırmadın?
– Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim.
– Peki sen ne yiyeceksin şimdi?
– Oruç tutacağım...
Bunun üzerine, Abdullah köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu.
Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:
- Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.
Cömertliğiyle meşhur Abdullah, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve:
- Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin.. dediklerinde, şu karşılığı verirdi:
- Tamam da o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını...
Suriye halkına yardım etmenin ne kadar faziletli bir davranış olduğunu, hele tek varlığını daha zor durumda olan Müslüman kardeşine bağışlamanın ulaşılması güç bir mertebe olduğu hatırlattıktan sonra müsaadenizle bir başka konuya geçmek istiyorum;
Efendim biliyorsunuz ki 200 STK, Diyanet, Medya, Devlet bir kampanya başlattı Suriye için. Bu sevindirici bir durum olmakla birlikte düşündürücü de. Müslüman halkımızın zor durumda olanlara yardım etmedeki fedakarlığı herkesçe malumdur. Bu kampanyada da muhtemelen yüklü miktarda yardım toplanacak, Müslümanlar ellerinden geleni yapacaklardır. Ancak bu yardımların kimlere verileceği noktasında ciddi şüpheler bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Bilindiği üzere Dışişleri Bakanı Davutoğlu Katar’da ABD gözetiminde ve denetiminde kurulan, bu haliyle bir ABD projesi olan Suriye Ulusal Koalisyonu'nu Suriye halkının tek meşru temsilcisi olarak kabul ettiklerini açıklamıştı. Öyleyse Müslüman halkımızdan toplanan bu yardımlar teamüller gereği Suriye Ulusal Koalisyonuna teslim edilecek ve Suriye içindeki dağıtımını onlar üstlenecek. Peki Ulusal Koalisyon; kendisini tanımadığını, bu koalisyonun kuruluşunun ABD’nin kirli oyunlarından bir oyun olduğunu ve bu koalisyonun aldığı hiçbir karara itibar etmeyeceğini açıklayan gruplara ve bu grupları destekleyen halka Türkiye’de yaşayan Müslüman halkın gönderdiği yardımlardan ulaştıracak mı? Muhtemelen hayır!
Suriye içini yakından takip edenler bilirler ki Ulusal Koalisyon Suriye halkının nezdinde itibar görmüş kendini ispatlamış bir oluşum değildir. Aksine ABD’nin muvafakatiyle kurulmuş olması kendisine karşı ciddi bir öfkeyi de beraberinde getirmiş vaziyettedir. Özetle halkın kahir ekseriyeti Ulusal Koalisyona soğuk hatta mesafeli durmaktadır. Bununla birlikte Suriye’de savaşan mücahitlere de desteğini ve sevgisini esirgememektedir.
Hal böyle olunca insanın aklına ister istemez şöyle bir sual geliyor:
“Bir battaniye bir ekmek” diyerek başlatılan yardım kampanyasının asıl amacı Suriye Ulusal Koalisyonu'nu Suriye halkına kabul ettirmek olmasın?!