21. yüzyıl Amerikan yüzyılı ilan edilmiş, Büyük Ortadoğu Projesi hazırlanmış, ülkeler işgal edilmiş, sınırlar değiştirilmiş, tüm dünya sömürü hâline getirilmiş, karada güçlü üsler, denizde savaş gemileri konumlandırılmış, dünya uzaydan izlemeye alınmıştı…
Dünya gündeminde siyaset, ekonomi, sanat, müzik ve futbol vardı.
Açlıktan ve susuzluktan ölenler hiç gündem olmuyordu!
Mazlumların sesi zalimlerin sesi kadar duyulmuyordu!
Savaşlarda öldürülen insanların sayıları sadece rakamsal olarak istatistiklere yansıyor; çoğu defa haber konusu bile olmuyordu!
Savaşlarda evsiz kalan milyonlarca insana kapılar kapatılmış, çadırlara terk edilmişlerdi.
Kimyasal silah ve varil bombaları altında ruhlarını teslim eden çocuklar, kadınlar, yaşlılar için dünya sessiz kalmıştı.
Irak’ta, Suriye’de, Doğu Türkistan’da ümmetin kadınlarının onuru çiğnenirken harekete geçmesi gereken ordular zalimlere yardım için harekete geçiyordu!
“Rabbim Allah’tır!” dediği için on binlerce Müslüman hapsediliyor hatta öldürülüyorlardı!
İyilikler yasaklanmış, kötülükler yaygınlaşmış, adam öldürme, hırsızlık, zina, yalan vesair günahlar çoğalmıştı…
Hepsinden önemlisi Allah’ın tüm insanlığa gönderdiği İslâm’ın hükümleri kaldırılmış, beşerî hükümler uygulanıyordu!
İşte böyle bir zamanda âlemlerin Rabbi olan Allah, tüm zalim ve kâfirlere haddini bildiren küçük bir musibet gönderdi!
İnsani, ahlaki, ruhi değerleri yok edenlerin tüm değerleri altüst oldu…
Ekini ve nesli ifsat edenlerin sistemleri tarumar oldu…
Virüs, özellikle dünyada zulümde zirve yapmış ülkeleri vurdu… Merkez üssü bir zalim ülkeden başka bir zalim ülkeye geçti. Medeni Batı, Avrupa Birliği, NATO birbirlerini yardıma çağırdı ancak kimse kimseye yardım etmeye güç yetiremedi!
Havadan, karadan, denizden gelecek tüm saldırılara karşı uzaydan tedbir alan “yenilmez” denilen süper güçler, virüsün ülkelerine girmesine engel olamadı.
Her şeyin çaresini bulacağı düşünülen teknolojiler yetersiz kaldı, sağlık sistemleri 1 ay içinde çöktü! Fabrikalar durduruldu, şehirler karantinaya alındı. Sadece ABD’de birkaç haftada 20 milyondan fazla kişi işsizlik maaşı için başvuruda bulundu.
Tüm dünyayı sömürenlerin ekonomiler dibe vurdu, borsalar çöktü, acil eylem planları yetersiz kaldı.
Hayallerdeki Roma, Paris, Berlin, Londra, Washington gibi şehirler tek bir bomba düşmeden hayalet şehre döndü…
Medeni dünyanın aslında hiçte medeni olmadığı ortaya çıktı. ABD, AB ve Japonya 7 Trilyon Dolarlık yardım paketlerini halkı değil kapitalizmi ayakta tutan şirketler için açıkladı. Marketler yağmalandı, silah satışları rekor kırdı, yaşlılar bakım evlerinde ölüme terk edildi.
Kendini ilah gören liderler aciz kaldılar, saraylarına hapsoldular. Kendi halklarına dahi umut aşılayacak gücü kendilerinde bulamadılar. Almanya Başbakanı “İkinci dünya savaşından bu yana ilk kez bu kadar ciddi bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz…” Fransa Cumhurbaşkanı Macron “Savaştayız, bir orduyla ya da bir ulusla savaşmıyoruz, düşman yanı başımızda…” dedi.
İşte bu virüs; Doğu Türkistan’daki Müslüman kardeşlerimize zulmeden Çin Komünist Rejimini; Afganistan’da, Irak’ta ve yeryüzünün birçok beldesinde zulüm yapan büyük şeytan Amerika’yı; Cezayir, Fas ve Afrika kıtasında zulümlere imza atan Avrupa ülkelerini; Afganistan, Irak ve Suriye’de kâfirler ile birlikte hareket eden zalim İran Rejimini ciddi şekilde vurdu.
Allah adaletlidir ve adil olanı sever. Allah zalimlerin hasmıdır ve zalimler kaybetmeye mahkûmdur! Allah’ın laneti İslâm’a düşman kâfirlerin, zalimlerin üzerinedir.
أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ
“Bilin ki Allah’ın lâneti zalimler üzerinedir.” [Hud 18]
Allah’ın gönderdiği bela ve musibetler Müslümanlar için uyarı ve nasihat, kâfirler ve zalimler için azaptır. Bela ve musibetlerin başlama ve bitiş zamanlarını, etki ve zararlarını Allah takdir eder. Fırtına, deprem, sel önünde beşerî güçler acizdir. Her birinin bir görevi vardır ve bu görevi ifa ederler. İşte korona da bu tür bir bela ve musibettir.
Hangi güç, bu kapitalist devletlerin insanların hayal ettikleri gibi güçlü olmadığını bu kadar açık gösterebilirdi? İnsanlara kapitalizmi, yaşadıkları hayatı sorgulatabilirdi?
Hangi güç, insanlığı ifsat eden bu zalim güçleri evden çıkamaz hâle getirebilirdi, uykularını kaçırabilirdi?
Hangi güç, silahları, uçakları, bombaları, paraları, ajanları olduğu hâlde onların sistemlerine bu kadar büyük zarar verebilirdi?
Hangi güç, kapitalizmin fabrikalarını durdurabilir, tüketim çılgınlığını azaltabilir, tüm zevklerden milyarlarca insanı uzaklaştırabilirdi?
Hangi güç, zalimlere ses çıkarmayan mazlumların ölümüne sessiz kalan bu dünyayı ölüm korkusu ile tüm sevdiklerinden uzaklaştırabilirdi?
Hangi güç, masum çocukları, garibanları, muhacirleri, mazlumların intikamını alırcasına savaş kararları alan vekillere, başbakanlara, başkanlara dokunabilir, onların hayatlarını altüst edebilirdi?
Allah zalimlerin yaptıklarından haberdardır, onları ihmal etmez, sadece tövbe etmeleri için zaman verir. Bu şekilde hem iman edenleri hem de zulmedenleri imtihan eder. Zamanı geldiğinde hak ettikleri cezayı mutlaka alacaklardır. Rabbimizin yakalaması çok acı ve pek çetindir.
Geçmişten günümüze yeryüzünde fitne/fesat çıkaran nice gaddar, zalim sistem ve liderler elim bir azap ile daha bu dünyada iken cezalandırıldılar. Nuh kavmi suda boğulmayla, Lut kavmi üstlerinden taş yağmasıyla, Firavun ve adamları suda boğulmakla helâk edildiler.
Rabbimiz birçok zalimi güçlü değil çok zayıf denilebilecek vesileler ile dünyada ibretiâlem olsun diye zelil kılmış ve cezalandırmıştır. Mesela, Allah’ın Rasulü İbrahim Aleyhi’s Selam’ı öldürmeye çalışan, isyan eden zalim Nemrut, kendi gibi güçlü bir ordu ile değil küçük bir sinek ile helak edilmişti. Nemrut küçük sinekten kendisini koruyamamış kafasını duvarlara vura vura helak olmuştu. Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve ordusu küçücük Ebabil kuşlarının küçük ayaklarındaki, küçücük taşlar ile helak olmuş ve dağılmıştır. Asıl ceza yeri ise ahirettir…
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ
“(Rasulüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” [İbrahim 42]
O gün Hâkim de, Şahid de Allah’tır ve o gün hiç kimseye haksızlık yapılmaz!
Her zaman dediğimiz ve iman ettiğimiz gibi tüm zalimler ve onların sistemleri ancak bir örümcek yuvası kadar güçlüdür! Allah bugün onları büyük musibetler ile değil gözle görülemeyecek virüs ile zelil kıldı! Umulur ki akleder ve zulümden vazgeçerler!
Herkesin kendi hayatını, gidişatı, geleceği sorguladığı bir zamanda âlemlere rahmet olan İslâm’ı bir hayat nizamı olarak anlatma zamanı… Kapitalizmin tüm acizliği ve vahşiliğinin ortaya çıktığı bir zamanda İslâm nizamını tatbik edecek Râşidî Hilâfet Devletinin çözümlerini anlatma zamanı… İnsanlık büyük bir değişim için hazırlanıyor. Allah Rasulü İslâm Devleti’ni kurmadan önce başlayan bir veba salgını, İslâm Devleti’nin kurulma ve yayılma sürecinde karşısındaki Bizans ve İran imparatorlukları gibi süper güçleri etkilemiş ve kendisine yapılacak saldırıları azaltmıştı. Belki bugün de bu salgın, Allah’ın vaat ettiği ikinci Râşidî Hilâfet Devleti’nin kurulmasına ve dünyaya yayılmasına etki edecek devletlere ciddi zararlar verecek ve İslâm Devleti için uygun ortamı hazırlayacaktır.
___
#YenidenHilafet