اِنَّ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَاَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً مُه۪يناً
“Allah’ı ve Rasulü’nü incitenleri/eziyet edenleri Allah, dünyada ve ahirette lânetlemiş ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.” [Ahzab 57]
Geçtiğimiz günlerde haftalık mizah dergisi aşağılık Charlie Hebdo, Rasulullah’a hakaret içeren karikatürleri yeniden yayımladı. Batı’yı müttefik ve dost olarak gören İslâm beldelerindeki hain yöneticiler her zaman olduğu gibi maalesef yine sadece şiddetli(!) bir şekilde kınamakla yetindiler bu habis durumu. Ümmetin kanı kaynarken, tansiyonu fırlarken bu durum karşısında yöneticiler gayet sakindiler, sakinler… Vallahi o alçak içerikler yayımlanır yayımlanmaz İslâm beldelerinin herhangi bir yöneticisi Fransa’ya bu pis yayını kaldırıp dergiyi kapatmasını değilse cihat ilan edeceğini söylemiş olsaydı milyonlarca Müslümanı yanında bulurdu. Etrafında çelikten bir hale oluşurdu. Ama nerdeee! Güç ve kuvvet ehli kışlalarda niçin pinekliyorlar? Ebedi komutanımız Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem için değilse kimin için harekete geçecekler? Kendi izzetinefislerine O SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in izzetinefsinden daha mı çok değer veriyorlar? Oysa O’na maldan, candan, yardan, anadan, babadan, arkadaştan öte kıymet verip baş tacı etmediğimiz müddetçe nasıl mümin olduğumuzu iddia edeceğiz! O ki, âlemlerin Rabbi Onu dünya ve ahiretimizin selametine vesile kıldı. O ki âlemlerin Sahibi kendisini bizi sevebilmesinin şartı kıldı!
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”[Âl-i İmran 31]
Bir düşünün Allah aşkına, hangimiz sınırlarımızın/saygınlığımızın çiğnenmesine müsaade ederiz? Hangi insan buna göz yumabilir, bundan rahatsızlık duymayıp rıza gösterebilir? Allah ve Rasulü’nün sınırları bizim sınırlarımızdan daha kıymetli değil mi? Kâfirlerin ortaya koyduğu demokratik düşüncelerde dahi sözde “kişinin özgürlüğünün sınırı başkalarının sınırlarını ihlal ettikleri yere kadardır” şeklinde belirlenmemiş midir? Müslümanlar ne zaman orduları en kıymetlileri için harekete geçirmeyen bu yöneticileri hakkıyla muhasebe etmeye başlayacak? Ne zamana kadar yöneticilerin önlerine attıkları mıymıntı bahaneleri kabul etmeyip onları aksiyona zorlayacak? Ey Müslümanlar! Görmüyor musunuz söz konusu olan kendi izzetinefisleri ya da koltukları olduğunda yöneticiler hiçbir reel politik şartı hesaba katmaksızın harekete geçiyorlar! Taş üstünde taş bırakmama pahasına kendilerini korumaya çalışıyorlar, bütün imkânlarını seferber ediyorlar. Elleri Müslümanların kanına değse dahi bunu yapıyorlar, üste çıkmak için herkesi, her şeyi çiğniyorlar! Şimdi söyleyin Allah aşkına, biz Allah ve Rasulü için gerekirse dünyayı ateşe vermeyeceksek niçin vereceğiz? Para-pul, makam-mevki putları için dünyayı ateşe verenlere karşılık dünya ve ahiret saadetimizi isteyen, bize yol gösteren, karanlıklardan aydınlığa çıkaran Allah ve Rasulü için kendimizi feda etmeyeceksek niçin edeceğiz? Ölüm tek bir defa değil mi? Herkesin solukları sayılı değil mi? O soluklar bittiğinde Allah ve Rasulü’ne hangi yüzle bakacağız!
Rabbimiz ümmetin öfkesini, enerjisini, gücünü kâfirlere karşı birleştirecek raşid bir halife nasip etsin bizlere. Rasulullah’a itaat etmeyen bu yöneticiler, Rasulullah’ı savunma, sadakat ve şuurundan tabii olarak uzak olacaklardır. Ama bizi Allah’ın Kitabı, Rasulullah’ın Sünneti ile yönetecek, Allah’a ve Rasulü’ne muti olan bir halife böylesi aşağılık saldırılara karşı doğal olarak orduları teçhiz edip taarruza geçirecektir.
İslâm beldelerinde de Charlie Hebdo’dan geri kalmayan aşağılık kimseler vardır onları da unutmamak lazım. Mesela geçen hafta Köklü Değişim medyanın bu olaya tepki göstermek için Twitter’da açmış olduğu “#HzMuhammedeHakaretAffedilmez” tag’ı kısa sürede trend topik oldu. “Ebedi liderimiz, komutanımız #HzMuhammedeHakaretAffedilmez” şeklinde bir tweet atmış olduk biz de. Altına yapılan yorumlara bakıp üç beş Kemalist’in yazdıklarını görünce “La havle ve la kuvvete illa billah” dedim. Daha başka Müslümanların paylaşımlarına daha alçakça yorumlar da yapıldı. Bu kimseler Batı hayranı mukallit olduklarından çok daha sıradan, adi, sığ ve mide bulandırıcı duruyorlar/görünüyorlar. İster Batı olsun isterse Batıcılar olsun onlara had bildirecek salih bir yönetici/halife sahibi olmak Rabbimizden niyazımızdır. Rabbimiz yakınlaştırsın. Âmin!
قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ
“De ki: Allah’a ve resule itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.”[Âl-i İmran 32]
___