Kapitalist düzen, her konuyu bizlere farklı yansıttığı gibi nasihat konusunu da bulandırmıştır ve insanları nasihat duygusundan onlara uzaklaştırıp ferdiyetçilik fikrini aşılamıştır. Nasihatı iyilik olarak değil de insanların hayatına müdahale veya bir eleştiri olarak göstermiştir. Bu sebeple birine nasihat edince karşımızdaki “bu benim hayatım bana karışamazsın” deme cüretinde bulunabiliyor. İnsanlar artık nasihat etmeyi bir iyilik olarak değil de eleştiri olarak algılayıp hemen bir savunmaya geçiyor. (Savunmaya geçmesinin sebebi de çoğu zaman kendisindeki eksikleri fark etmesinden kaynaklanmaktadır.)
Oysa nasihat etmek; bir işi Allah için yapmak, İyi ve hayırlı işlere teşvik etmek, kötü ve şer olanlardan neyh etmektir. Nasihat sadece öğüt vermek demek değildir. Aynı zamanda dinin bütün emir ve yasaklarını ihtiva eden bir mana taşır.
Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed-Dârî radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem :
“Din nasihattır” buyurdu. Biz kendisine: Kimin için nasihattır? dedik. Rasulullah; “Allah, Kitabı, Resûlü, mü’minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattır” buyurdu. (Müslim)
Allah’a, Kitabına, Rasulu’ne nasihat, kuşkusuz samimiyetle, ihlasla İslam’ın emir ve yasaklarına bağlanmaktır. Yöneticilere ve tüm Müslümanlara olan nasihat ise iyiliğe davet ederken kötülükten sakındırmaktır ki bu haliyle nasihat farz-ı kifayedir. Gücü yeten herkes gücü nisbetinde nasihattan sorumludur. Nasıl ki bizler Allah’ın (svt) emir ve yasakları doğrultusunda yaşamak istiyorsak bunu kardeşimiz içinde istemek durumundayız. Unutmayalım ki, gerçek manada iman, kendisi için istediği hayrı kardeşi için de istemektir. Tıpkı Nuh Aleyhisselam’ın kavmine söylediği gibi.
“Ben size öğüt veriyor, sizin iyiliğinizi istiyorum.” [A’râf sûresi, 62]
Nuh Aleyhisselam, büyük tufandan önce insanlara nasihat ederek onları şirk koşmaktan alıkoymaya çalıştı. Ancak yalanlandı ve toplumdan tecrit edildi. O büyük gün gelene kadar kimse onu anlamadı, anlamaya çalışmadı. Bir avuç müstesna kimse ondan nasihat almadı. Öğüt alıp gemiye binenler kurtuldu, kibirlenip büyüklük taslayanlar, kendisinin daha iyi bildiğini zannedenler azgın sulara gömüldü.
Ben size öğüt/nasihat veriyorum demek aslında sizin kötülüğünüzü değil, iyiliğinizi istiyorum demektir.
Öyleyse ey kardeşler! Biri size nasihat ediyorsa onun samimiyetine güvenin ve onu hayatınızın önemli bir yerine koyun. Çünkü onun hayatınızda olması demek, düştüğünüzde sizi kaldırması, haram işlediğinizde sizi o amelden uzaklaşması ve size daima hayrı tavsiye etmesi demektir. Bu yüzden hayatınızda size nasihat edenler varsa, onların sizin hayatınıza karışmak, müdahale etmek gibi bir niyetleri olmadığını, tamamen sizin iyiliğinizi hayrınızı istedikleri için nasihat ettiklerini bilin ve onların hayatınızın en önemli yerine oturttun. Onlara teşekkür edin ve büyük tufan gelmeden önce sizde gemiye binenlerden olun.
Rabbim bizleri nasihat eden ve nasihat alan kullarından eylesin.