Ümmet Bilinci Demokrasiyle Değil, İslam Nizamıyla Olur
16 Temmuz 2025

Ümmet Bilinci Demokrasiyle Değil, İslam Nizamıyla Olur

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 15 Temmuz 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda, “Terörsüz Türkiye” sloganı temelinde gelişen AK Parti-MHP-DEM ittifakı ele alındı. Toplantıda ayrıca ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Suriye’de SDG ile yaptığı açıklama ile İTÜ’de yaşanan Kur’an-ı Kerim hazımsızlığı hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, Türkiye’de siyasi menfaatlerin, kişisel çıkarların ve tahakküm hırsının hoyratça hüküm sürdüğü bir dönemin yaşandığını; bu dönemin, ümmetin inancını, değerlerini ve ahlakını hedef alan kirli bir siyaset çağı olduğunu söyledi.

Yıldırım, AK Parti-MHP-DEM dolaylı ve örtülü ittifakının sadece politik bir manevra ya da geçici bir taktiksel hamle olarak görülmemesi gerektiğini; bu durumun, ilkesizlikle yoğrulmuş demokratik sistemin çıkar ve menfaat döngüsünü varoluş gayesi hâline getirmiş siyasal yapılarının geldiği son nokta olduğunu vurguladı.

“Bir zamanlar birbirlerine galiz ifadelerle hakaret eden liderlerin bugün aynı sofrada buluşması, dün ‘terör destekçisi’ ilan edilen DEM’in bugün ‘kilit parti’ yapılması ancak demokrasi denilen çukur düzende mümkün olabilir,” diyen Yıldırım, Erdoğan’ın ittifak siyasetini şöyle yorumladı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘amaca ulaşmak için her yol mubahtır’ anlayışını siyasetinin merkezine yerleştirmiş bir liderdir. İnanç, mukaddesat, millet, vatan… Ne varsa hepsi siyasal metaya dönüşür. Halkın duyguları istismar edilerek tüketilir.”

Yıldırım, sürecin dönüm noktasının 2024 Eylül’ünde Erdoğan’ın yeni anayasa mesajı ve Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“22 Ekim’de Bahçeli, Öcalan’ın Meclis’te konuşabileceğini dillendirdi. Ardından İmralı ziyaretleri, PKK’nın 12 Mart’ta fesih ilanı ve 11 Temmuz’da silahların bırakıldığı açıklamaları geldi. Şimdi Erdoğan açıkça ‘AK Parti, MHP ve DEM Parti ile birlikte pişireceğiz’ diyerek perde arkasındaki hesaplarını ilan ediyor.”

Muhammed Emin Yıldırım, DEM Partisi’nin de bu süreçte kayyum atanmaması, Kürt meselesinde muhatap yapılması gibi vaatlerle kendi kazanımlarının peşinde olduğunu belirtti. Ancak ittifakın, DEM’in muhalif çizgisini etkisizleştirecek uzun vadeli bir ortaklığa evrileceğine dikkat çekti.

Yıldırım, dış boyutta ise ABD’nin rolünü vurgulayarak şunları ifade etti:

“ABD Ortadoğu’da kontrolsüz örgüt bırakmak istemiyor. Ya onları tasfiye ediyor, ya yeni isimler altında uydu devletlere eritiyor ya da zamanı geldiğinde sahaya sürmek üzere nadasa bırakıyor.”

Konuşmasının sonunda, demokratik sistemdeki hiçbir partinin Müslümanların inanç, değer ve kimliğini temsil edemeyeceğini söyleyen Yıldırım, çözümün yalnızca İslam nizamında olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Zalimlerle kurulan maslahat ittifakları, İslam’a değil, şeytana hizmet eder. Halkın oyalanmadığı, şahsi menfaatler uğruna ümmetin enerjisinin heba edilmediği, Allah’ın hükümleriyle hükmeden, adaleti ayakta tutan İslam Nizamı tek çıkış kapımızdır. Türk-Kürt-Arap kardeşliği ve ümmet bilinci demokrasiyle değil, sadece İslam ile mümkündür.”