Köklü Değişim Medya
Irak ve Suriye’de ABD hegemonyasına direnen cepheyi zayıflatmak için Washington’ın izni ile İranlı kuvvetlerin başında Müslümanları vahşice katleden, Baba Esed’den beri ABD’ye sadık zorba Esed rejimini destekleyip ayağa kalkmasını sağlayan Kasım Süleymani’nin peşinden “Anti Amerikancı” maskesi altında kimler yas tutuyor?
Sömürgeci kafir ABD’nin işgal ettiği Irak’ı yönettiği Bağdat’taki büyükelçilik binasını yakma girişimi sonrası, küstah Trump’ın emri ile Pentagon bir dizi hava saldırısı başlattı. İlk saldırıda ABD’nin Irak’ı işgalinde direniş cephesini zayıflatarak ABD’nin önünü açan Şii güçlerin başında yer alan sembol isim General Süleymani öldürüldü.
Dün gece işgalci ABD, kendi toprakları gibi Irak’ta yeniden hava saldırısı düzenleyip Haşdi Şabi komutanlarının da olduğu bir konvoyu daha vurdu.
Süleymani adını İran’da rejim karşıtlarına ve Saddam sonrası sömürgeci İngilltere'nin hegemonyasının yıkılması ve ABD işgali ile Irak’ta sivillere yaptığı katliamlarla çok kısa zamanda duyurdu. ABD İran’ın kuvvetleri sayesinde Bağdat’ta en büyük elçilik binasını inşa etti. Elçilikte 16 bin kişi görev yapıyor. Sömürgeci kafir ABD, Irak’ı müstemlekesi haline getirirken Süleymani ve milisleri halka ve ABD’ye direnen cepheye karşı bir çok katliama imza attı. Küstah Trump, gece yarısı Bağdat’a gelip askerlerine moral verdikten sonra Iraklı yetkililerle görüşmeden bir eyaleti gibi Irak’tan ayrılırken sözde Amerika düşmanı olanlar suskunluğunu korumuştu.
Hayalet general olarak da bilinen Süleymani, Suriye ve Yemen’de de emrindeki güçlerle yüzbinlerce Müslümanın kanını akıttı. Yıllardır Irak, Suriye ve Yemen’de cirit atmasına rağmen sömürgeci ABD, vesayet savaşını yürüttüğü için Süleymani’ye göz yumdu. Bugün Suriye’de zorba Esed’e karşı direnişin tuzaklarla ve Astana Üçlüsü’nün yoğun çabası sonucu akamate uğratılması ve Irak’ta ABD’nin kontrolü sağlamasının ardından Washington’ın dağıttığı roller tek tek yine kendisi tarafından geri alınmaya başlıyor. Önce DEAŞ lideri Bağdadi’nin ABD güçlerince öldürülmesi, ardından Kasım Süleymani’nin elçiliğin işgali ve ABD’li askerlere saldırılar bahane edilerek konvoyunun vurulması…
ABD, saldırıların inandırıcı olması için gerekirse kendisi için çalışan ajanları bile harcamaktan çekinmedi, çekinmiyor.
Bu saldırı sayesinde ABD, zor günler geçiren ve iç karışıklık içinde boğuşan ve sürekli “İran’da rejimin değişmesinden yana değiliz” diyerek işlerini yürüten İran yönetiminin de işini kolaylaştırmış oldu. ABD saldırılar sonrası İran’da ABD’ye karşı toplumu bir araya getirip, sefalet ve fakirlik yüzünden süren ayaklanma ve protestolarla boğuşan İran yönetimini rahatlatmış oldu. Ayrıca Irak’ta da zor günler geçiren ABD onaylı Bağdat yönetimi de rüşvet, yolsuzluk, ve onca zenginliğe rağmen halkın içine düştüğü sefalet yüzünden ayaklanmalara sahne oluyor. İstifalarla işi kotaramayan ABD, yeni stratejiler deneyerek hakimiyetini koruma çabasında…
Bilindiği üzere İran rejimi, ABD’nin Afganistan ve Irak işgalinde elinden gelen her türlü yardımı yapmıştı. Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Necad, bu yardımı konuşmasında itiraf etmiş ve ABD’nin bunca yardıma rağmen İran’ı şerlerin odağı olarak sıfatlandırmasına sitem etmişti. ABD- İran ilişkileri böyle yürüyordu. Sahte ABD karşıtlığı tabanı zinde tutuyor ve cepheden cepheye sürülen milislerle ABD’nin işleri böyle güdülüyordu.
Kudüs Güçleri komutanı olan Süleymani, “İsrail”in Suriye’deki karargahlarını bombalayıp, İran’ı defalarca tokatlamasına rağmen tek bir kurşun bile sıkmadı. Orada olmasına izin veren ABD’nin çizdiği sınırlar vardı ve Yahudi varlığı dokunulmazdı. İran rejiminin Müslüman halka yönelik katliamlar ile maskesinin düşmüş olması, ABD karşıtlığı ve ufak çaplı çatışmalarla yeniden imaj tazelemeyi gerektiriyor. Şimdi yeniden roller tazeleniyor.
Süleymani’nin Ardından Yas Tutanlar
Türkiye’de ve dünyada da bu sahte Amerikan karşıtlığı maskesiyle İslam düşmanlığı ve ABD’nin stratejik çıkarları için projeler yürütülüyor. “Anti ABD” karşıtlığı maskesi altında Doğu Perinçek, Süleymani’nin öldürülmesi sonrası ağıtlar yakıyor. Tabanını ABD karşıtlığı kılıfıyla motive eden Vatan Partisi bu işi daha da abartıp, dün sosyal medyada açtığı #HepimizinŞehidi başlığı ile ABD taşeronu Süleymani’ye övgüler dizdi.
Perinçek’in yoğun hislerle soslayıp, duygu sömürüsü ile servis ettiği mesajında şu ifadeleri kullandı:
“İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şaabi Komutan Yardımcısı Mühendisi, Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan insanlık cephesinin şehitleridir. Batı Asya topraklarının ve denizlerinin ABD ve İsrail teröründen arınması ve barışa kavuşması uğruna hayatlarını vermişlerdir. Onlar, hepimizin şehidi oldular.”
Öte yandan Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu da geleneksel İran damarını okşayan tweetlerle sosyal medyadan mesaj gönderip, Kasım Süleymani’nin arkasından ağıt yakanlardan.
Karamollaoğlu’nun mesajı şöyle: "İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin, Bağdat’ta Amerika’nın menfur hava saldırısı sonucu hayatını kaybetmesini üzüntüyle karşıladığımı belirtmek isterim. Bölgemizi ateş çemberinin içine çekmek için provokasyon anlamı taşıyan bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Kardeş İran halkının acısını yürekten paylaşıyor, İran halkına ve Süleymani ailesine baş sağlığı diliyorum."
Kudüs savunucusu Hamas ve İslami Cihad da bu minvalde açıklama yapıp Kasım Süleymani’ye gözyaşı döktüler.
Hamas ve İslami Cihad, resmi internet sitelerindeki mesajlarda Süleymani’yi şehid ilan edip, taziyelerini sundular.
İslamı ve Müslümanlara hoyratça saldırılarında “Yallah Arabistan’a, Yallah İran’a” diyen laik, kemalist medya da Süleymani’nin arkasından yas tutanlardan. Anti Amerikan maskesi altında mezhepçiliği körükleyip, İslam’a her fırsatta saldıran medya kuruluşlarından **Oda Tv’**de bu kervana katılanlardan.
Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra İran’ın Lübnan’daki partisinin lideri Nasrallah ekranlarda ağlarken, gazeteci İsmail Saymaz da “Anti-ABD” kılıfı altında “Bazı İslamcıların gözünü mezhepçilik nefreti o kadar bürümüş ki Kasım Süleymani’yi öldüren Amerikan bombasından parça bulsalar kutsal diye yüzlerine sürecekler” deyip Amerika’nın taşeronluğunu yapan Süleymani’yi savundu.
Esed rejimi de Süleymani’nin öldürülmesi sonrası bir taziye mesajı yayımlayarak katliamlarla tahtında oturmasına büyük katkısı olan Süleymani’yi andı.
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin katledildiği saldırıyı şiddetle tel’in ettiğini belirterek İran ve Irak yönetimleri ile halklarına başsağlığı dileklerini ileten bir mesaj yayımladı.
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
“Unutulmamalıdır ki Amerika’nın savaşı İslam iledir. Sünni ve Şii ayırımı yapmadan kendi çıkarı için tehlikeli gördüğü her kesimi hedef almaktadır.
Bu saldırının ABD’nin İslam beldelerinden çıkarılışına ve işgal rejiminin yıkılışına vesile olmasını diliyor, şahsım ve partim adına Irak ve İran yönetimlerine ve halklarına, taziye ve başsağlığı dileklerimi sunuyorum”
Bu mesajlarla saflar karışmış gibi gözükse de içlerinden belirgin bir kemalist grubun ortak hedefi katledilen masum Müslümanlar. Süleymani’nin ölümü sonrası kimisi tabanını sözde ABD düşmanlığıyla zinde tutma derdinde, kimisi de içine işlemiş mezhepçi kinini anti emperyalizm kılıfında gizleyerek kusuyor.
Haşdi Şabi milislerinin insanları direklere bağlayıp ateş yakarak öldürdükleri, “Ebu Azrail” lakaplı caninin vahşi katliamları internet sayfalarında servis edilirken hala bu çetelerin başındaki katile yas tutanların içlerinde nasıl bir kin ve taassubla katledilen milyonlarca Müslümana düşmanlık beslediği bir kez daha kendi dilleriyle gözler önüne serilmiş oldu.