
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü erken saatlerde Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'yı Beyaz Saray'da ağırladı ve bölgedeki hedefleri için isteklerini sıraladı.
Suriye halkının katili Beşar Esed’in devrilişine giden ilk adım olan Halep operasyonu ile yıllardır kullandığı Colani ismini Ahmed Şara olarak değiştiren Suriye Cumhurbaşkanı’nın dünyaya bakış açısında da büyük bir değişim yaşanıyor. Mücahid Colani’den, Pragmatist Şara’ya evrilen Suriye lideri, Trump ile Beyaz Saray’da yaklaşık iki saat görüştü. ABD medyasına açıklamalarda bulunan Şara, Suriye’nin artık ABD için bir tehdit oluşturmadığını, aksine jeopolitik bir müttefik hâline geldiğini vurguladı ve dostluk mesajları verdi.
Şara’yı Beyaz Saray’da meşru devlet başkanı olarak karşılayan Trump, Suriye'yi, DEAŞ’a (IŞİD) karşı karşı kurulmuş koalisyona davet etti. Hemen ardından Suriye Enformasyon Bakanı Hamze El-Mustafa, DEAŞ’ı yenilgiye uğratmak amacıyla kurulan Uluslararası Koalisyon ile, askeri unsurlar içermeyen siyasi bir iş birliği bildirisi imzaladığını açıkladı. Şara, Washington’dayken paralel bir zamanlama ile Suriye’de onlarca DEAŞ hücresine baskın yapıldığı açıklandı. DEAŞ ile mücadele kapsamında gösterilen Şara’ya muhalif liderlerin de bu operasyonlarda hedef alınması dikkat çekiyor.
Şara, Suriye'nin Fransa'dan bağımsızlığını kazandığı 1946'dan bu yana Washington'u ziyaret eden ilk devlet başkanı olurken, Trump’ın Avrupalı liderleri masasının önünde sıraladığı gibi Şara ve heyetini de aynı şekilde oturttuğu dikkat çekti.

Trump görüşme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, “Suriye’yi başarılı kılmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız çünkü bu Ortadoğu’nun istikrarı adına önemli” dedi ve Şara hakkında şöyle dedi: "Bu görevi yerine getirebileceğine inanıyorum." Trump’ın uzun süredir Ortadoğu’da sükunet istediği biliniyor. Bunun için işgalci ‘İsrail’in emniyetinin esas alana planları devreye koyuyor ve bölgedeki müttefikleriyle bu planları hayata geçiriyor.
Trump ve Şara daha önce Riyad'da, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da yer aldığı bir toplantıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonu üzerine görüşmüştü. O dönem Suriye'nin geçici Devlet Başkanı için, "Genç, etkileyici, zorlu bir geçmişi var. Bir savaşçı" ifadelerini kullanmıştı. Şara ve etrafındakilerin değişiminde Ankara’nın büyük rol oynadığı biliniyor. Bu kapsamda Beyaz Saray’daki toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da eşlik ettiği aktarılıyor.
Bu ziyaret öncesinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçtiğimiz perşembe günü, Şara'yı ve Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'ı hedef alan yaptırımların kaldırılması için karar almıştı.
Şara’nın hedefleri arasında devrik (Beşşar) Esad hükümeti ve güvenlik güçlerinin insan hakları ihlalleri nedeniyle Suriye’ye uygulanan yaptırımların kalıcı olarak kaldırılması yer alıyor. Sezar Yasası yaptırımları Trump tarafından geçici süreliğine durdurulsa da kalıcı iptali için ABD Kongresi’nin onayı gerekmekte.
.ABD Hazine Bakanlığı pazartesi günü Caesar Yasası muafiyetinin 180 gün daha uzatıldığını duyurmuştu. ABD, bu yaptırımları geçici olarak askıya alarak bir samimiyet testine tuttuğu Şara yönetiminin icraatlarını yakından izliyor ve memnuniyetini beyan ediyor.
Hakan Fidan da Beyaz Saray’da Toplantılara Katıldı
Trump-Şara görüşmesine de iştirak eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Washington’da Amerikalı yetkililerle Suriye’ye ilişkin görüşlerini, ülkenin kalkınması, birliği, istikrarı ve bölge güvenliği ile ABD ile iş birliği fırsatlarını ele aldığını açıkladı. Fidan, bu görüşmelerin sonuçlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da aktardığını belirtti.

Fidan, bugün yaptığı açıklamada, Beyaz Saray’da Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan El-Şeybani, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın katıldığı geniş kapsamlı bir görüşmeye iştirak ettiğini ve daha sonra ABD Başkan Yardımcısı James David Vance’in de görüşmeye katıldığını ifade etti.
Fidan, “Güney ve kuzey Suriye’deki kriz bölgelerinin ve diğer alanların daha etkin yönetilmesini ele aldık. Suriye ekonomisini yeniden canlandırmak amacıyla Sezar Yasasının tamamen ve kalıcı olarak kaldırılması konusunu detaylı şekilde görüştük. Görüşlerimizi ve tutumumuzu paylaştık; özellikle yasanın tamamen kaldırılması ve Kongre’den yeniden geçirilmesi gerektiğini, böylece başkanlık istisnalarına gerek kalmaması gerektiğini vurguladık” ifadeleriyle görüşmenin detaylarını paylaştı.
Fidan, şöyle devam etti:
“Kuzeydoğu ve güney Suriye’deki sorunlar dikkatle yönetilmezse, ülkenin bölgesel bütünlüğünü ve toprak birliğini tehdit eden bir kriz ortaya çıkabilir ve parçalanma riski artabilir. Amerikalıların bunu anlaması önemlidir ve bence anlamışlardır.”
Fidan, Trump’ın Suriye konusundaki yaklaşımının son derece yapıcı olduğunu ve Türkiye’nin bunu olumlu karşıladığını da belirterek övgülerini de iletti.
Şara, ABD Medyasına Konuştu: “Suriye Artık ABD İçin Bir Tehdit Değil, Jeopolitik Bir Müttefikiz”
Suriye’nin artık ABD için bir tehdit oluşturmadığını, aksine jeopolitik bir müttefik hâline geldiğini vurgulayan Şara, Amerikan Fox News kanalına bugün verdiği röportajda Şara şunları söyledi:
-Son altmış yıl boyunca Suriye, dünyanın geri kalanından izole edilmişti ve ABD ile ilişkiler kesintiye uğramıştı. Bu, 1940’lı yıllarda Suriye’nin kuruluşundan bu yana bir Suriye Cumhurbaşkanı’nın ilk kez Beyaz Saray’ı ziyaret etmesidir.
-Devrik rejimin çöküşünün ardından Suriye yeni bir döneme girdi, özellikle de ABD ile ilişkilerde. Trump ile yaptığımız görüşmede bugünü ve geleceği ele aldık; Suriye’deki yatırım fırsatlarını konuştuk. Artık ülkemizin bir güvenlik tehdidi olarak değil, jeopolitik bir ortak ve ABD’nin özellikle doğalgaz çıkarımı alanında yoğun biçimde yatırım yapabileceği bir ülke olarak görülmesini istiyoruz.
-Trump ile yaptığımız görüşmede yaptırımların kaldırılmasını da görüştük. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde benim ve bazı diğer kişiler üzerindeki yaptırımların kaldırılmasına ilişkin bir karar da alındı.
-On yıl boyunca DEAŞ’a karşı birçok cephede savaştık ve bu savaşlarda büyük kayıplar verdik. ABD’nin Suriye’de askerî olarak bulunmasının sebepleri var; ancak artık bu varlığın Suriye hükümetiyle koordinasyon içinde yürütülmesi gerekiyor. Bu konuları tartışmalı ve DEAŞ konusunda bir anlaşmaya varmalıyız.
-Suriye’nin, 1967 yılından bu yana işgal altında bulunan Golan Tepeleri nedeniyle ‘İsrail’le sınırı vardır. Ancak Trump yönetimi bize ‘İsrail’le bir güvenlik anlaşması ya da 1974 Anlaşması’na geri dönüş konusunda yardımcı olabilir.



