Müslüman Kardeşler’in (İhvan-ı Müslimin) Genel Mürşid Vekili Mahmud Hüseyin, Ankara'nın vatandaşlık şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle kendisinin ve eşinin pasaportlarını iptal etme kararı sonrasında Türkiye'den sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu aktarıldı.

Türkiye'deki İhvan örgütüne yakın kaynaklar ve sosyal medya hesapları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Mısır'a yaptığı ziyaretin ardından alınan kararın, İstanbul'daki ‘İhvan Cephesi’ni yöneten ve Türk vatandaşlığını aldıktan sonra şartları ihlal ettiği tespit edilen 50 üst düzey örgüt mensubunu da kapsadığını ifade ediyor.

Ankara daha önce de Sisi ile “normalleşmelerin” ilk adımı olarak Türkiye’deki İhvan mensuplarına ait medya kuruluşlarına kısıtlama getirdiği beyan edilmişti. Darbeci Sisi ile el sıkışan Erdoğan’ın, Rabia sembolüyle sürdürdüğü siyasetten uzun süre önce döndüğü ve bizim Rabia’mız diyerek “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan” olarak değiştirmişti.

2013 yılında Darbeci Abdülfettah El Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetleri ve polis güçleri tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi destekçisi sivillere ve Müslüman Kardeşler'e karşı Rabia Meydanı’nda gerçekleştirilen katliam sonrası meydanın adı sembolleşmişti. Erdoğan meydanda keskin nişancılar tarafından katledilen Mursi’nin kızı Esma için canlı yayında ağlamıştı. O zaman Mürsi’ye destek veren Erdoğan, daha sonra “darbeci, diktatör ve tiran” dediği Sisi ile el sıkışarak “normalleşme” girişimlerini başladı.

Ankara, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, “İsrail” ile de “normalleşme” anlaşmaları imzalarken Esed rejimi ile de masaya oturmaya hazırlanıyor. Bu hızlı değişimin, Rusya ve Çin’e odaklanan Washington’ın Ortadoğu’da sükunet istemesinden kaynaklandığı uzmanlarca ifade ediliyor. ABD, “normalleşme” anlaşmalarının startını eski başkan Donald Trump zamanında verdiği ve bizzat bu anlaşmaları yönettiği biliniyor.