MAZLUMDER’den Bolu Cezaevi Önünde İftarlı Basın Açıklaması
29 Mayıs 2018

MAZLUMDER’den Bolu Cezaevi Önünde İftarlı Basın Açıklaması

Köklü Değişim Medya - Haksöz Haber

Köklü Değişim Medya

MAZLUMDER, 28 Şubat mahpuslarına on yıllardır süren hukuksuzluklara dikkat çekmek üzere Bolu Cezaevi başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan cezaevleri önünde iftarlı basın açıklaması düzenledi.

MAZLUMDER tarafından organize edilen basın açıklamasına Köklü Değişim başta olmak üzere Özgür-Der, Hukuk Vakfı, İHH, Akabe Vakfı, Araştırma Kültür Vakfı, Mustazaf-Der, Yeryüzü İyilik Hareketi, Bilinç-Der, Fatih Akıncılar Derneği, Şehir ve Medeniyet Derneği, Ankara Gençlik Eğitim Merkezi, Hayat Vakfı, Yeryüzü Doktorları Ankara Şubesi, Ahid-Der, Baran Dergisi gibi birçok STK ve İslâmi yapı destek verdi.

Mağdur yakınları ve katılımcı grupların temsilcilerinin yaptıkları konuşmalarda ortak talep, çeyrek yüzyılı bulan bu zulmün bir an evvel sona ermesi ve 28 Şubat sürecinde ve daha sonrasında cezaevlerinde haksız-hukuksuz bir şekilde tutulan Müslümanların en kısa sürede salıverilmeleriydi.

""

Ali Öner (MAZLUMDER İstanbul Başkanı): İçeride bulunan her bir mahkûmun çeyrek asırlık bir ömrü dört duvar arasında geçti. Bu az bir zaman dilimi değil. Baba olanlar dede oldular ve hala torunları ile kucaklaşamadılar. Nişanlı olanlar evlenemediler. Kimi annesini, babasını, ağabeyini kaybetti. Kimi suçlandığı yerde dahi bulunmadı. Ama orada gösterildi. Bu zulümleri yaşayan kardeşlerimizin bir an önce tekrar yargılanmak üzere serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

""

Sevda Baytap (Salih Baytap’ın Yengesi): Salih tutuklandığında 17 yaşındaydı. Yaşı tutmadığı halde müebbetle yargılandı. Bizler bu adaletsiz yargılanmalar için af dilemiyoruz, adalet istiyoruz.

""

Semiha Demir (Yasin Demir’in Eşi): 2000 yılında eve yapılan baskın ve peşinden yapılan işkenceler sonucu eşim hastalıklara yakalandı. Eşim gibi birçok Müslüman içeride hastalıklarla savaşıyor, kimileri bu hastalıklardan dolayı vefat etti. Eşimin hepatit raporu olmasına rağmen, adli tıp kurumu sadece taşıyıcı raporu vererek geri gönderiyor. Onlara müebbet hapis cezası verildi, bize ise ağırlaştırılmış ceza verildiği de görülmelidir. Müslümanların bunca çektikleri yetmez mi? FETÖ hakimleri içeride yargılanırken, onların mahkum ettiklerinin içeride olması hak mıdır?

""

Zeynep Durmaz (Ahmet Şat’ın Ablası, Abdülselam Durmaz’ın Yengesi): Adaletin gelmesi için daha kaç ailenin kendi evladını, eşini toprağa vermesi gerekiyor? Bizzat Cumhurbaşkanı değil miydi geç gelen adalet adalet değildir diyen? Geçmişte aynı kadere sahip olan kardeşleri şu an iktidardalar. Nasıl ki arkadaşları Yusuf’u zindanda unuttular, bunlar da şimdi bizim yakınlarımızı burada unuttular. Bu aileleri ve mahkumların canını çok fazla yakmaktadır.

""

Tayyar Tercan (Eski Mahkum): İçerideki arkadaşların maneviyat, duruş anlamında bir sıkıntıları yok. Fakat bu kadar gayretin çabanın sesin bir yankı bulmaması kendilerini üzmektedir, yaralamamaktadır. İktidar bu güç elinde varken bunları çıkarmaması anlaşılır bir durum değildir.

""

Mahmut Kar (Köklü Değişim Medya): Sakın zalimlere meyletmeyin yoksa ateş size de dokunur. Allah’tan başka dostlar edinmeyin yoksa Allah yardımını keser. Cezaevinde olan kardeşlerimiz, onların yakınları ve bizler zalimlere asla meyletmedik, Allah’tan başka dostlar da edinmedik. Darbecilerin beraatle, tazminatla ödüllendirildikleri bir dönemde hiçbir suçu olmayan Müslümanların hala tutsak olmaları vicdansızlıktır.

Artık bizim istemekten öte hakkımızı almak için mücadele etmemiz lazım. Hükümetten, muhalefet partilerinden yalvararak hakkımızı istemekten vazgeçelim.

28 Şubat bitmedi. Biz 2017’yi, 2018’i yine Müslümanların mağdur ve mahkûm olduğu yıllar olarak geçirdik. Hizb-ut Tahrir davasından 105 kişi hakkında 660 yıllık cezayı bu iktidarın bulunduğu başında Yargıda Birlik platformunun olduğu Yargıtay’daki yargıçların onadığı cezalarla şuan cezaevindeler. Hani 28 Şubat’ı da geçtik, 28 Şubat’ın mağduriyetleri giderilmedi, yeni mağduriyetler, yeni mahkûmiyetler oluşturulmaya başlandı.

""

Bahadır Kurbanoğlu (Özgür-Der): Bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın Mursi ve arkadaşları hakkında konuşması bizleri mutlu etmektedir. Bundan yıllar önce Sisi’nin yargılamalarının benzerleri ile bu insanlar mahkûm edildiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan Mursi için yaptıklarını bu kardeşlerimiz için de yapmalıdır. Seçim hattı sathında birçok vaat verilirken, bu kardeşlerimiz de unutulmamalıdır! Devlet Bahçeli mafya lideri için af isterken, darbeciler cezalarını evlerinde geçirirken, bin bir türlü oyun ile mahkûm edilen bu kardeşlerimiz için bizlerin de adalet istemesinden daha doğal başka bir şey yoktur!

""

Baha Joughel (Eski Mahkum): Yeniden yargılanmak içerideki kardeşlerimizin hakkıdır. Şu an yeniden yargılanma ile ilgili anayasa mahkemesinin bile kararları var. Fakat bu emsal kararlar Müslüman tutsaklara uğramamaktadır. Bugün başta beni olmak üzere birçok Müslümanı içeri atan hakimler terörist olarak yargılanmaktadırlar. Bunların verdikleri kararlar ise hala geçerli. Geç gelen adalet, adalet değildir!

MAZLUMDER: Brifingli Ve Paralel Yargı Kararları İptal Edilsin!

MAZLUMDER ise basın açıklamasının tam metnini yayınladığı haberinde şu ifadelere yer verdi:

28 Şubat basın açıklamalarının, seçim arifesine ve Ramazan'a denk gelen bu adımı, tüm şubelerimizin katılımı ve yoğun bir STK desteği ile Bolu, Sivas, Batman ve Diyarbakır cezaevleri önünde iftarlı olarak gerçekleştirildi.

İstanbul Şube Başkanımız Ali Öner'in konuşmasıyla başlayan program boyunca önce mahpusların mesajları okundu. Daha sonra mahpus yakınlarına ve STK temsilcilerine söz verildi. Kelimeler farklıydı ama yaşanan duygu birdi. Yaşanan haksızlığa karşı ortak bir feryat yükseldi, ortak talepler dile getirildi.

Meteoroloji havanın yağışlı olacağını duyurmuştu ama güzel ortama sanki bulutlar da eşlik etti. Program sona erip iftar tamamlanmak üzereyken, bir güzel hatıra kabilinden, kelimeler gibi damlalar da döküldü.

Program sonunda okunan basın açıklamasının metni:

28 Şubat Mahpuslarına Özgürlük!

Brifingli Ve Paralel Yargı Kararları İptal Edilsin!

Af Değil, Tahliye Ve Yeniden Yargılama!

Brifingli ve paralel yargı kararlarının iptal edilmesi, 28 Şubat Mahpuslarının Serbest Bırakılması ve dönem yargılamalarının yenilenmesi için, ‘İçerden Dışarı Özgürlük İftarı’ konseptiyle BOLU – ADANA – BATMAN – DİYARBAKIR ve SİVAS Cezaevlerinin önünde bir kez daha bir araya geldik. İçeriden dışarı taşan iftar soframızda birbirimizin derdiyle dertlenmeyi, sembolik de olsa mahpusların sıkıntısını paylaşmayı hedefliyoruz.

Konuyla ilgili bugüne kadar yaptığımız onlarca eylem ve söyleşi, yüzlerce ziyaret ve farklı çevrelerden duyarlı insanların neredeyse bir kitaba sığmayacak çapta gayretleriyle dile getirilen talepler, maalesef somut bir karşılık bulmamıştır. Yeni bir seçim sürecine girildiği bugünlerde, 20-25 Ramazan ayını ve 40-50 Bayramı içeride geçiren 28 Şubat mahpusları için, yıllar değişmiş, hükümetler değişmiş, siyasi iktidarlar, güç odakları, yargı mensupları değişmiş ama mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında hiç bir şey değişmemiştir. Ne kadar ironiktir ki, 28 Şubat’ta darbe yaptığı mahkemece tescil edilip müebbet hapis cezası alan darbeciler ayda bir imza karşılığı salıverilirken darbenin hakiki mağdurları halen cezaevlerinde tutulmaktadırlar.

Cumhurbaşkanı’nın defalarca, Başbakan’ın birkaç kez dillendirdiği, mecliste defalarca gündeme gelen bu hukuksuzluk karşısında somut bir adli, idari ya da yasal adım atılmamış olması ciddi çelişkileri içerisinde barındırmaktadır.

Ve bizler!

Bu çelişkileri ortaya sermek, duymayan kulak, görmeyen göz, sızlamayan vicdan kalmasın, hiçbir mazeret ileri sürülemesin diye bir kez daha buradayız.

Aradan geçen 21 yıla rağmen 28 Şubat’ın çaldığı hayatların hesabının sorulmamış olduğunu, 20 yılı aşan sürelerle cezaevlerinde tutulan 600’e yakın mahpus ve bu mahpusların aileleri için darbenin devam ettiğini haykırmak için buradayız.

Beraat etmesi gerekirken bir torba dosyaya dahil edilen; en ağır yorumda bile “adli nitelikli süreli hapis” cezası alması gerekirken “siyasi nitelikli müebbet hapis” cezası verilen; delil niteliği tartışmalı olup ABD’de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat Mahpuslarına Özgürlük talebiyle buradayız.

28 Şubat hemen her çevre tarafından “darbe” olarak adlandırılıyorken; 28 Şubatçılardan bir kısmının darbeciliği mahkeme tarafından da tescil edilmiş ve onlara müebbet hapis cezası verilmişken; 28 Şubatçı hakim ve savcıların brifingli ya da paralel yargının elemanları olduğu tespit edilmiş ve kritik mahkemelerde görev yapanlar ya ihraç edilmiş ya da tutuklanmışken; örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğu ve cezalandırdığı ortaya çıkmışken, 28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz. Bırakın hukuku, mantık ilkelerine bile aykırı olan bu zulmün halen devam ettirilmesinin bir izahı yoktur.

Hukuksuzluğun bu derece ayyuka çıktığı bir konuda böylesi bir sessizlik ve tavırsızlık endişe ve utanç vericidir.

Çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu sorunun hemen şimdi çözülmesi gerekmektedir. Unutulmasın ki mazlumların ahı bütün siyasi hesapları ve matematik hesaplarını alt üst edecek bir güce sahiptir. Kendilerini tutuklayanlar tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan bu insanların ve bu insanların ailelerinin hak taleplerine kulak vermek ve gereğini yerine getirmek, açıktır ki başta Yargı, Hükümet ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir.

MAZLUMDER olarak,

  • Brifingli yargılamaların kötü mirasını devralan mevcut mahkemeleri, iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa atarak, gerekirse gecelerini gündüzlerine katarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz.
  • TBMM’yi, mecliste birinci parti olan Ak Partiyi ve ana muhalefet olan CHP’yi, 28 Şubat mahpuslarının sorununu “öncelikli mesele” haline getirmeye, sorunun çözümünü sağlayacak yasal düzenlemeleri bir an önce yapmaya çağırıyoruz.
  • Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz.
  • 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz.
  • 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.

Kamuoyuna saygıyla sunulur.

""

""

""

""

""

""

""

""

""

""

""

""

""

""