Lübnan Müftülüğü İslami Vakıflar Genel Müfettişi Dr. Usame Haddad, bir konferansta Hristiyan tarihçinin Osmanlı Devleti'ni eleştirmesi üzerine, "Osmanlı, Müslüman ve Hristiyanı ile Filistin'in onurunu savundu" ifadeleriyle tepki gösterdi.

Haddad, başkent Beyrut'ta kentin tarihi ile ilgili düzenlenen bir konferansta Hristiyan bir tarihçinin Osmanlı Devleti'ni eleştirmesine söz alarak tepki gösterdi.

Osmanlı Devleti hakkında sürekli açıklamalar yapıldığına işaret eden Haddad, "Osmanlı Devleti hakkında olumsuz şeyler duyuyoruz. Her devletin iyi ve kötü tarafları vardır. Allah'u Teala şöyle buyuruyor; bir topluluğa duyduğunuz kin sizleri adil davranmamaya itmesin. Adaletli olan bu takvaya daha çok yakışandır" uyarısında bulundu.

Osmanlı Devleti'nin Lübnan'da günümüze kadar halen halka hizmet veren birçok bina inşa ettiğini hatırlatan Haddad, "Lübnan'da, İçişleri ve Kültür Bakanlığı binasının duvarları, Haoudel Vilayet (Medresesi) ve Patrikiyye, tüm bu duvarlar Osmanlı Devleti döneminde inşa edildi" diye devam etti.

"Bu devlete (Osmanlı) karşı düşüncelerimizde adaletli olmalıyız" diyen Haddad, şunları söyledi:

"Bazı yerlerde hata yapılmıştır ve bu konuda onları desteklemiyorum. Ancak birçok konuda doğru karar vermiştir. Bu yüzden adaletli olmalıyız. Lübnan'ın Osmanlı medeniyetine benzer bir devlet olmasını temenni ediyoruz. Bunun en büyük tanığı da Trablusşam-Akkar'a gidince önünden geçtiğim demir yoludur. Şu anda bomboş. Burası Osmanlılar tarafından yapılmış, Arap ülkelerini birbirine bağlayan demir yolu ağı idi. Adı Hicaz Demiryolu idi. Lübnan, Suriye ve Ürdün'ü birbirine bağlayıp daha sonra Mekke ve Medine'ye kadar uzanıyordu."

Haddad "Ayrıca, Osmanı Devleti Filistin'in onurunu savundu. Bu devlet Filistin'in onurunu; Müslüman ve Hristiyanı ile savundu" dedi.

Sömürgeci Batı tarafından işgal edilmeden önce Lübnan'da Müslümanlar, Hristiyanlar ve diğer topluluklar huzur ve refah içinde yaşarken, Haçlı Seferleri'ne karşı da birlikte savaşmışlardı. Daha sonra İngiltere ve Fransa'nın ortak planı ile Ortadoğu'da sınırlar çizildi ve İslam Devleti parçalara yarıldı. O günden beri bölgede huzursuzluk ve sefalet hüküm sürüyor.