Yozlaşmış siyasilerin rüşvet ve yolsuzlukları nedeniyle çöken ekonomiyi mültecilere bağlayan Lübnanlı siyasiler, ABD’nin himayesinde “İsrail” ile imzalanan Doğu Akdeniz’deki deniz sınırı anlaşmasını övüp, Avrupa’nın da gaz sıkıntısını giderecek diyerek ihanetlerini örtmeye çabalıyorlar.

Lübnan Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Ebu Saab, ülkesiyle “İsrail” arasında imzalanan Doğu Akdeniz’deki deniz sınırı anlaşmasını ‘tarihi’ olarak niteleyip, bu anlaşmanın Ukrayna savaşı sonrası doğal gaz sıkıntısı çeken Avrupa ülkelerinin de yararına olduğunu söyledi.

“İsrail”in bu anlaşmanın ardından Avrupa ülkelerine doğal gaz ihraç edebileceğini kaydeden Ebu Saab, bu anlaşmanın bütün tarafların çıkarına olduğunu ve bölgenin istikrarına katkı sağlayacağını bildirdi.

“İsrail”in Filistin topraklarından gasp ettiği ve Lübnan ila yıllardır tartışmalı olan sahalarda da yapılan anlaşmayla önü açılırken, Lübnan hükümeti bunun bir başarı olarak lanse ediyor.

İki 'düşman' ülkenin önce ilişkileri “normalleştirmeden”, bu anlaşmayı kabul ettiğini kaydeden Ebu Saab, “Bu anlaşma herkesin çıkarına, Bu, iki ülkeye de, bölgeye de istikrar getirecek bir anlaşma. Bu anlaşmaya saygı duymak ve başarılı bir şekilde uygulamaya sokmak gerekiyor. Çünkü bunun alternatifi kaos" diyerek cürmünü örtmeye çalıştı.

Filistin sahillerinin ve onun içinde bulunan zenginliklerin, Yahudilerin sahillerine ait olduğunu onaylamak anlamına gelen bu anlaşma, aynı zamanda Yahudi varlığının Filistin suları ve toprakları üzerindeki egemenliğinin bedelsiz olarak kabul edilmesini ifade ediyor. Anlaşma, Filistinli Müslümanlar tarafından Camp David, Wadi Araba ve Oslo anlaşmaları gibi ihanet olarak nitelendiriliyor.

Yahudi varlığı bu müzakerelerde galip gelerek hayal bile edemediği hedeflere ulaştı. Yahudi varlığının içinde, anlaşmaya onay vermesinden ve anlaşmanın devam etmesi için yeşil ışık yakmasından dolayı İran partisine (Hizbullah) teşekkür eden yorumlar bile yapıldı. Yahudiler, kanıtlanmış gaz sahaları olan deniz alanlarını sömürmekte yetinmemekteler, ayrıca anlaşma Yahudi alanlarının ve deniz tesislerinin hiçbirine saldırılmayacağına dair garantileri de içeriyor ve kendini güvence altına alıyor.

Biden’a Teşekkür

“İsrail”in muhafızı ABD Başkanı Joe Biden’ı anlaşmanın sağlanması için gösterdiği çabayı öven Ebu Saab, “Bütün küresel sorunlara rağmen, Joe Biden bu anlaşma için çok çaba gösterdi ve anlaşmanın sağlanması için bizzat kendisi ilgilendi. İki ülke arasında siyasi bir ortaklık veya ilişkilerde normalleşme olmadan bir anlaşmaya varmayı başardık, Bize istikrar sağlayan ve her iki ülkenin de istikrar ve huzurdan faydalanmasını sağlayan bir anlaşma bu" dedi.

Avrupa’nın Rusya’ya alternatif bütün doğal gaz kaynaklarıyla ilgilendiğini ve bu anlaşma sayesinde Avrupa’nın da doğal gaz için yeni bir tedarikçi bulduğunu kaydeden Ebu Saab, hem “İsrail” hem de Lübnan’ın doğal gaz çıkarmasına olanak sağlayacak bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin önemli olduğunu ileri sürdü.

“İsrail”in, daha önce Rusya’nın Avrupa’ya tedarik ettiği gazın yüzde 10’unu bölgeden çıkaracak doğalgaz ile karşılaması bekleniyor.

“İsrail” İle Lübnan Arasındaki Deniz Sınırı Anlaşmazlığı

Osmanlı İslam Devleti’nin yıkılmasının ardından sömürgeci Batılılar tarafından çizilen sınırlarla oluşturulan devletçikler İslam coğrafyasında yine Batılı şirketler ve Yahudilerin lehine anlaşmalara imza atarak yeraltı zenginliklerinin sömürülmesini sağlıyorlar.

Filistin topraklarını gasp eden “İsrail” ile Lübnan arasında yaklaşık 860 kilometrekarelik deniz sahası anlaşmazlığı bulunuyor.

İki ülke de bu bölgenin kıta sahanlığında hak iddia ediyor. “İsrail”, Lübnan hükümetinin lisanslama sürecine başladığı 5 bloktan üçünün “İsrail” kıta sahanlığı sınır bölgesinde yer aldığını iddia ediyor. Lübnan tarafı ise tartışmalı bölgenin 2 bin 290 kilometrekare olduğunu savunuyor.

ABD arabuluculuğundaki dolaylı müzakereler, 5 Haziran 2022'de “İsrail”in Kariş Gaz Sahası'ndan gaz arama ve çıkarma işlemlerini tamamladığını duyurmasıyla hız kazanmıştı.

“İsrail” ile Lübnan, aradan geçen 4 ayda inişli çıkışlı devam eden müzakereler sonucunda ABD'den nihai anlaşma taslağını teslim aldı.

“İsrail” Başbakanı Lapid, 11 Ekim'de, İsrail ile Lübnan’ın deniz sınırlarının çizilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirmişti.

Gasp edilen sahalardan kalan kırıntılara sevinen Lübnan Cumhurbaşkanlığı da “İsrail” ile deniz sınırı çizimi müzakerelerinde arabulucu konumdaki ABD'nin gönderdiği nihai anlaşma tasarısında Lübnan'ın tüm haklarının korunduğunu ileri sürmüştü.