Kamuoyuna Duyurulur: Diyarbakır Konferansımız Valilik Kararıyla İptal Edilmiştir!
28 Ocak 2023

Kamuoyuna Duyurulur: Diyarbakır Konferansımız Valilik Kararıyla İptal Edilmiştir!

Köklü Değişim Medya

29 Ocak 2023 Pazar günü düzenlemeyi planladığımız konferansımız konferansa iki gün kala Diyarbakır Valiliği’nin “güvenlik” gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Köklü Değişim Medya olarak, “Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm” başlıklı kampanya çerçevesinde Ankara, İstanbul, Adana, Bursa ve Konya olmak üzere halkın büyük teveccüh gösterdiği geniş katılımlı konferanslar serisi düzenledik. Yine kampanya faaliyetleri kapsamında Ankara ve Karaman olmak üzere iki ilde de STK, medya temsilcileri, akademisyenler ve siyasi parti temsilcileri ile söyleşi gerçekleştirdik.

İstanbul Temsilciliğimizde 24 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirdiğimiz basın toplantısıyla başlattığımız kampanya faaliyetleri kapsamında yapılacak bir sonraki konferans durağımız Diyarbakır’dı. 29 Ocak 2023 Pazar günü düzenlemeyi planladığımız konferansımız -yapılan başvuruya rağmen-, konferansa iki gün kala Diyarbakır Valiliği’nin “güvenlik” gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Oysa bizi takip eden herkes bilir ki Köklü Değişim’in düzenlemiş olduğu hiçbir etkinlikte güvenlik sorunu yaşanmamıştır. Yine herkes bilir ki düzenlemiş olduğumuz etkinliklerde bırakın insanı, hiçbir canlıya, kamu malına zarar verilmemiştir. Nitekim kampanya kapsamında düzenlediğimiz Ankara, İstanbul, Adana, Bursa ve Konya konferanslarında en ufak bir sorun dahi yaşanmamıştır. Hal böyle iken konferansımızın hiçbir somut gerekçe gösterilmeden sadece güvenlik tedbirleri gerekçesi ile iptal edilmiş olması gayet üzücü bir durumdur.

Her türlü ahlaksızlığın yapılmasına, konuşulmasına olanakların sağlandığı, hak ve özgürlükler temelinde herkesin her şeyi söyleyebildiği ancak toplumun kanayan yarası olan; aile, gençlik ve toplumsal çöküş gibi kronikleşmiş sorunlarımıza İslam’ın çözümlerinin konuşulmasına müsaade edilmemesi art niyetten başka neyle izah edilebilir?

Ne kadar hazin değil mi? Kur’an’ın yakılmasına toplumun her kesiminden kınama mesajları yayınlanırken, bizler kendi topraklarımızda, sahabeler diyarında “Maruz kaldığımız sorunların çözümü Kur’an’ın hükümlerinin uygulanmasındadır” bile diyemiyoruz. Toplumsal meselelerimize yönelik İslam’ın hükümlerini konuşamıyoruz. Gençliğin maruz kaldığı tehlikeyi bertaraf edecek ve aileleri koruyacak olanın, İslam olduğunu söyleyemiyoruz. Kısacası fıtrata aykırı ne kadar münker varsa konuşulup yaygınlaştırılmasına müsaade ediliyorken bizler; insanlık için rahmet ve şifa kaynağı hayat nizamı olan İslam’ı anlatamıyoruz.

Son olarak;

Uyuşturucu bataklığında can çekişen, ahlaksızlığın girdabında boğulmaya terk edilen gençler, bizim gençlerimizdir. Uluslararası sözleşmelere kurban verdiğimiz, param parça olan aileler, bizim ailelerimizdir. Tehlikeye maruz kalan, günbegün daha da derin bir çöküntüye maruz bırakılan toplum, bizim toplumumuzdur. Dert, bizim derdimiz. Ve bizler İslam’ın bizlere yüklediği iyiliği emretme kötülükten nehyetme sorumluluğu gereği; bütün zorluklara ve engellemelere rağmen toplumun derdiyle dertlenmeye, İslam’ın çözüm önerilerini halkımızla paylaşmaya devam edeceğimizi yetkililerin ve kamuoyunun bilmesini isteriz.

[فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُلْ لَهُمْ فٖٓي اَنْفُسِهِمْ قَوْلاً بَلٖيغاً] “Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!” [Nisa Suresi 63]