İsveç’te Avrupa’nın Çirkin Yüzünü İfşa Eden Hizb-ut Tahrir’e Engelleme
14 Şubat 2022

İsveç’te Avrupa’nın Çirkin Yüzünü İfşa Eden Hizb-ut Tahrir’e Engelleme

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

İsveç’te polis, Müslüman ailelerin çocuklarına türlü bahaneler ileri sürülerek el konulması zulmünü protesto eden Hizb-ut Tahirir’e zorbalıkla engel oldu. Bilindiği üzere Avrupa'da ikamet eden Müslüman ailelerden türlü bahanelerle alınan çocukların pedofil sapkınlara verildiği ortaya çıkmıştı. İslam düşmanlığının yansımalarının hükümetlerin farklı uygulamalarıyla hissedildiği Avrupa’da aileler bu zulmü duyurabilmek için Stockholm'de bir araya gelmişti.

İsveç Hükümeti, Hizb ut Tahrir düzenlediği protesto gösterisini gerekçe göstermeden iptal etti. Barışçıl gösterinin konusu Müslüman çocukların ailelerinden zorla alınmasıydı.

İsveç’te Hizb ut Tahrir'in yapmak istediği basın açıklaması ve protesto gösterilerine ilk kez engel olunmuyor. Mevzu insan hakları ve fikir hürriyeti olunca mangalda kül bırakmayan Avrupalılar, Müslümanlara karşı faşistçe tutum sergileyerek maskenin ardında sakladıkları çirkin yüzlerini sergilemekten çekinmiyor.

Bu engellemede dikkat çekici olan ise basın açıklamasını önlemek için 15 İsveçli polis, 3 polis arabası ve 6 güvenlik görevlisinin müdahale etmesi oldu. Bu son yaşanan olay, sözde ifade özgürlüğünün yalnızca resmi kurumların ve onların izin verdiği kitlelerin tekelinde olduğunu ortaya koymuştur.

Hizb-ut Tahrir İskandinavya, yaptığı açıklamada, Çaresizlik içinde kendi ideallerini ve ilkelerini çiğneyen Batılı devletlerin, Müslümanlara karşı baskıcı politikalar uygulamasının yeni bir şey olmadığını ifade etti.

Müslüman Ailelerin Çocukları Zorla Ellerinden Alınıyor

Geçen hafta Stockholm'de çocukları ellerinden alınan Müslümanlar, sosyal hizmetler kurumunu protesto etti. Yapılan protestoda "Bazı çocuklarımız pedofil ailelere verildi. Cinsel şiddete uğrayan, koruyucu aile tarafından çıplak resimleri çekilip sosyal medyada yayımlanan çocuklarımız var. Adalet istiyoruz, çocuklarımızı bize vermiyorsanız uygun ailelere verin" çağrısında bulundular.

Göstericiler, ellerinde "Çocuklarımızı geri verin", "Yavrularımız elimizden alındı, haksızlığa maruz kaldık", "Adalet istiyoruz" yazılı pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştı.

Burada grup adına yapılan açıklamada, çocukların çoğunluğunun istenmeyen ailelere verildiği belirtildi.

2020 yılında Almanya’daki olaylar hakkında bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu tarz vakaların son 5-6 yıldır gündemlerinde olduğunu ve yakından takip ettiklerini vurgulayarak, "Çoğunlukla yurt dışındaki vatandaşlarımızın yarısından çoğu Almanya'da yaşadığı için buna benzer vakalar Almanya'da daha fazla ama Hollanda gibi ülkelerde de çok olmasa da bazı ufak tefek olaylar oldu ama çoğunluğu Almanya'da yaşandı” demişti.

Almanya'nın 2018 yılında 52 bin çocuğu koruma altına aldığını belirten çocuk hakları savunucusu Kamil Altay ise, “Bunların yarısı yani yaklaşık 28 bini göçmen olarak kayıtlara geçmiş. Alınan çocuklar konsolosluklara bildirilmesi gerekiyor fakat bildirilmiyor. Yakın akrabaya verilmiyor, öz değerlerine hassasiyet gösterilmiyor, aile bütünlüğü korunmuyor, ana dilde konuşmaları bile yasaklanıyor” dedi.

Avrupa’da sosyal güvenlik kurumları düşüp, hastaneye götürülen çocukları bile ailelerinden şiddet gördüğü iddiasıyla el koyabiliyor. Böyle bir olay daha önce Almanya’da yaşanmıştı.

Almanya'nın Dormagen kentinde yaşayan Altınkaya ailesinin 1,5 ve 4 yaşındaki iki çocuğu darp şüphesi ile ellerinden alınmıştı. Süreç ise 1,5 yaşındaki bebeklerinin evde düşmesi sonucu hastaneye götürülmesiyle başlamıştı. Bu tür olaylarda Avrupa, insiyatifi Müslüman ailelerin aleyhinde kullandığı dikkat çekiyor. Bu zulüm, Avrupa’da yaygınlaşan ırkçılık ve İslam düşmanlığının bir yansıması olarak çoğalmaya devam ediyor.