“İsrail” Seçimlerinde Netanyahu Liderliğindeki Sağ İttifak Birinci Sırada
02 Kasım 2022

“İsrail” Seçimlerinde Netanyahu Liderliğindeki Sağ İttifak Birinci Sırada

Köklü Değişim Medya

Salı günü son dört yılda 5. kez genel seçim için sandık başına giden işgalci “İsrail”de hükümet kurmaya en yakın cephenin Netanyahu liderliğindeki sağ blok olduğu ilk verilere yansıdı.

“İsrail”deki sandık çıkış anketlerine göre eski Başbakan Netanyahu liderliğindeki sağ blok Mecliste hükümeti kurabilecek sandalye sayısına ulaştı.

Filistinli Müslümanlar açısından işgalcilerin farklı tonlarının yarıştığı seçimlerin sonucunda Ankara, gasıp Yahudi varlığının yeni hükümetiyle imzaladığı “normalleşme” sürecini Netanyahu ile sürdürme olasılığı bulunuyor. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu liderliğindeki “İsrail”i “terör devleti” olarak nitelemiş ve olumlu hiçbir adım atmayacağını söylemişti. Erdoğan her ne kadar devleti suçlasa da AK Parti demagogları bu sözün Netanyahu’ya karşı söylendiğini iddia etmişti.

Kesin olmayan sonuçlara göre, Netanyahu'nun lideri olduğu Likud Partisi'ne destek vermesine kesin gözüyle bakılan sağ blok 120 sandalyeli “İsrail” Meclisinde 61 ya da 62 milletvekiliyle çoğunluğu elde ediyor.

Kesin olmayan sonuçlara göre, Likud, 31 milletvekili çıkararak seçimi birinci tamamlarken, Netanyahu'nun rakibi Başbakan Yair Lapid'in Gelecek Var Partisi ise 24 sandalyeyle ikinci parti oldu.

Bu sonuçlara göre, Netanyahu liderliğindeki blokta yer alan aşırı sağcı Dini Siyonizm Partisi 15, Ultra Ortodoks partilerinden Şas 10, Birleşik Tevrat Partisi ise 5 milletvekili kazandı.

Buna karşın Lapid öncülüğündeki "Değişim Koalisyonu" isimli blokta Benny Gantz'ın öncülüğündeki Ulusal Birlik Partisi seçimleri dördüncü sırada tamamlayarak Meclise 12 milletvekili gönderdi.

Lapid blokundaki, İsrail Evimiz, soldaki İşçi Partisi ve İsrail vatandaşı Filistinlilerin partisi Birleşik Liste 5'er milletvekili çıkardı. Aynı bloktaki sol parti Meretz ise 4 milletvekili elde etti. Sandık çıkış anketine göre, Lapid liderliğindeki Değişim Koalisyonu'ndaki partiler toplamda 54 ya da 55 sandalyeye ulaştı.

İki blokta da yer almayı reddeden “İsrail” vatandaşı Filistinlilerin partisi Ortak Liste, Mecliste 4 sandalye elde etti.

Anketlere göre, Arap partisi Beled ile Netanyahu karşıtı blokta yer alan sağcı siyasetçi Ayalet Şaked'in partisi seçimde barajın altında kaldı.

İsrail'de aşırı sağ partiler, Netanyahu'nun çağrısıyla 'ortak liste' kararı almıştı. Seçimlerde en fazla merak edilen konu eski başbakanlardan Binyamin Netenyahu’nun aşırı sağcı ortakları ile iktidarı kazanıp kazanamayacağıydı.

Netenyahu’nun iktidarının ardından ülke yönetiminde direksiyona geçen farklı görüşlerden 8 partinin oluşturduğu koalisyon hükümetinin ülkede siyasi istikrarı sağlayamaması üzerine yeniden seçim kararı alınmıştı.

Sonuçlarla ilgili ilk açıklamasında "İyi bir başlangıç" ifadesini kullanan 73 yaşındaki eski Başbakan Netenyahu, son seçim kampanyasında yaptığı konuşmada, seçmenlerinden oy vermek için seferber olmalarını istemişti.

Ülke tarihinin en uzun süre başbakanlık yapan ismi Netenyahu aleyhine iktidarı sırasında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle dava açılmıştı.

Öte yandan sağ kanatta yer alan ve Meclis'e girmeyi başaran siyasi partilerden bazıları, başı çok sayıda yolsuzluk davasıyla dertte olan Netanyahu ile aynı safta görünmek istemiyor.

Bazı sağ partiler ise Netanyahu'nun önce aklanması gerektiğini ileri sürmesi, Netanyahu'nun seçimi kazansa da iktidar koltuğuna oturamayacağı yorumlarının yapılmasına sebep olmuştu.

Filistin Başbakanı İştiyye: “Filistinlilere Karşı Yükselen Aşırılığın Doğal Bir Sonucu”

İştiyye, İsrail parlamento seçimlerinin gayri resmi sonuçlarını medyaya yorumladı.

Başbakan İştiyye, seçim sonuçlarının Filistinlilere karşı yükselen aşırılığın doğal sonucu olduğunu belirterek, "İsrail seçimlerinin bir barış ortağı çıkarmayacağı konusunda en ufak bir şüphemiz yoktu." dedi.

İştiyye şu ifadeleri kullandı:

"‘İsrail’ seçimlerinde aşırı sağ partilerin yükselişi, halkımızın yıllardır çektiği, ölüm, tutuklanma, şehirleri, köyleri ve beldeleri işgal eden tutumlara dair, ‘İsrail’ toplumunda aşırılık ve ırkçılığın artan tezahürlerinin doğal bir sonucudur. Böylece işgal askerleri, yerleşimciler suç işlemeleri için serbest bırakılıyor ve iki devletli çözüm baltalanıyor."

Filistin halkının, işgalin sonlandırılması, başkenti Kudüs olan bağımsız devletin kurulması projesine dair mücadelesinin kesinlikle durmayacağını aktaran İştiyye, "‘İsrail’ seçimlerinde kazananların kimlikleri ne olursa olsun, ülkedeki partilerin arasındaki fark, Coca Cola ile Pepsi arasındaki fark gibidir" yorumunda bulundu.

Uluslararası toplumun da sorumluluklarını yerine getirmesini isteyen İştiyye, Filistin halkına yönelik korumanın sağlanması talebinde bulundu.

Filistin yönetimi ABD’nin dayattığı iki devletli çözümü bir kurtuluşmuş gibi halkına anlatmaya devam ederken, bu çözümü İslam beldelerindeki yöneticiler de destekliyorlar. Tamamı bir İslam beldesi olan Filistin topraklarının büyük bir kısmının gasıp Yahudi varlığına peşkeş çekilmesi üzerine inşa edilen ABD planının gerçekleşmesi için Abbas yönetimi büyük çaba sarf ediyor.