“İsrail” Askeri, Silahsız Filistinli Genci 4 Kurşunla Katletti
03 Aralık 2022

“İsrail” Askeri, Silahsız Filistinli Genci 4 Kurşunla Katletti

Köklü Değişim Medya

İşgalci “İsrail” askeri, Cuma günü Nablus’ta silahsız Filistinli genci 4 kurşun sıkarak vahşice katletti. Cinayetin video kaydı sosyal medyada paylaşılırken, “normalleşme” ile kimlerin elinin sıkıldığı bir kez daha belgelendi.

Olay Cuma günü işgal altında bulunan Nablus yakınlarındaki Huvvara kasabasında gerçekleşti.

Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail” askerlerinin, Nablus kentinin güneyindeki El-Huvvara beldesinde bir Filistinliye yakın mesafeden ateş açtığı ifade edildi. Olaya ilişkin sosyal medyada paylaşılan görüntüde bir “İsrail” askerinin kendisinden kaçmaya çalışan bir Filistinli ile itişip kakıştığı ve ardından askerin Filistinli gence sıfır mesafeden dört el ateş ettiği görülüyor.

Ambulansın Gelmesi Engellendi

Filistin Kızılayı'ndan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail” ordusunun ambulansın yaralıya ulaşmasını engellediği belirtildi. Açıklamada, "Huvvara beldesinde ‘İsrail’ askerleri tarafından yakın mesafeden vurulan bir Filistinli için bölgede bulunan ambulansın olay mahalline ulaşması engellendi" ifadelerine yer verildi.

**Filistinli Liderler Olayı Kınadı **

“İsrail” askerlerinin, Nablus kentinin güneyindeki El-Huvvara beldesinde Ammar Hamdi Muflih (22) isimli Filistinliyi öldürmesinin ardından Filistin Devlet Başkanlığı, Iştiyye ve Filistinli gruplar açıklama yaptı. Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, Devlet Başkanlığı'nın açıklamasında, “İsrail” askerlerinin, Muflih'i soğukkanlılıkla öldürmesinin, Filistin halkına karşı her gün işlenen çirkin suçlardan biri olduğu belirtildi.

"‘İsrail'deki hükümetlerin resmi politikası haline gelen bu suçlar, savunmasız Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması için acil müdahaleyi gerekli kılmaktadır" ifadesine yer verilen açıklamada, uluslararası camianın sessiz kalması ve hesap sormama politikasının, bu tür soğukkanlı infazların işlenmesine yol açtığına işaret edildi.

Filistin Başbakanı Iştiyye ise açıklamasında, Huvvara'daki infazın, “İsrail” askerlerinin, öldürme temelli bir inançtan beslenen organize terörünü yansıttığını dile getirdi. “İsrail” askerlerinin yaptıklarının cezasız kalmasının, onları bu suçları tekrar işlemeye sevk ettiğini kaydeden Iştiyye, uluslararası topluma bu infazların durması için müdahale çağrısı yaptı.

Fetih Hareketi'nden yapılan açıklamada ise infaz kınanarak bunun, “İsrail”deki yeni faşist hükümetin politikasını yansıttığı ifade edildi.

Hamas Hareketi Sözcüsü Abdullatif el-Kanu tarafından yapılan açıklamada, son olarak Huvvara'da işlenen çirkin infaz olmak üzere “İsrail”in işlediği suçlarda yaşanan artışa daha fazla direnişle cevap verileceği ve düşmana bedel ödetileceği söylendi. Kanu, işlenen infazın, “İsrail”in ve onun ordusunun saldırgan ve faşist yanını yansıttığını ifade etti.

Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi de açıklamasında, Filistinli gencin soğukkanlılıkla öldürülmesini ve ilk yardım ekiplerinin engellenmesini kınadı. Açıklamada, bu ve bunun benzeri suçlara ancak direnişle ve “İsrail” ordusuyla her yerde ve her alanda çatışmanın sürdürülmesiyle cevap verilebileceği söylendi.

"Normalleşme" Liderlerin Cürmü, Ümmeti Bağlamaz

Her katliamdan sonra bu tip açıklamalar yapılıp, kınama mesajları yayımlansa da Müslümanların kanı akıtılmaya devam ediyor. İslam beldelerindeki liderler, "normalleşme" anlaşmaları ile ellerini sıktıkları işgalci katillere meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. İslam ümmetinin başındaki liderlerin bu yaklaşımı ile daha da cesaretlenen gasıp Yahudi varlığı, cesaretlenerek sokak ortasında ve kameraların önünde çocukları, kadınları, gazetecileri vahşice katlediyor.

Bu "normalleşme" ise sadece liderler arasında kalıyor. Zira Müslümanlar gasıp Yahudi varlığına fırsat buldukları her platformda tepki gösteriyor. Dünya Kupası'nın düzenlendiği Katar'da "İsrail" vatandaşlarına gösterilen tepki medyaya yansımıştı.

Bir taraftar röportaj yapan “İsrail” muhabirine "'İsrail' diye bir yer yok, sadece Filistin var!" diyerek tepki göstermişti.

“İsrailli” muhabir Dror Hoffman Katar’da yaşadıklarıyla ilgili yaptığı açıklamada, ‘‘Taksi şoförü bizi yolun ortasında bıraktı. Kardeşlerini öldürdüğümüzü ve bizden para almayacağını söyledi. Daha sonra, bir restoranın yanında çekim yaparken restoran sahibi yanımıza gelerek nereli olduğumuzu sordu. ‘İsrailli’ olduğumuzu öğrenince güvenlik görevlilerini getirip oradan ayrılmamızı ve çektiğimiz görüntüleri silmemizi istedi” diyerek gösterilen tepkileri anlatmıştı.

Bu yaşananlar, İslam beldelerindeki yöneticiler ile halklarının farklı duruşa sahip olduğunu ortaya koyuyor. İslam ümmeti dik ve omurgalı duruşuyla tüm dünyaya nerede olursa olsun Müslümanların kardeş olduğunu ve "normalleşme" anlaşmalarının yöneticilerine ait büyük bir cürüm olduğunu beyan ediyor.