Sisi’ye yakınlığıyla bilinen iş adamı, Gazzeli Müslümanları rüşvetle sınırdan geçiriyor

Köklü Değişim,Sisi'ye Yakın İş Adamı Gazze'den Milyon Dolarlar Kazandı.jpg

Darbeci Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'ye yakınlığıyla bilinen bir şirket ‘İsrail'in Gazze'deki katliamlarından dolayı Mısır’a sığınmak isteehyn Filistinlilerden günde yaklaşık 2 milyon dolar kazanıyor.

**Sina kabile lideri ve iş adamı İbrahim el-Organi**'ye ait bir firma olan Hala Danışmanlık ve Turizm Hizmetleri, Gazze'nin Refah'ından Mısır'a geçen Filistinlilerden yetişkin başına en az 5.000 dolar ve 16 yaşın altındaki çocuklar için 2.500 dolar ücret alıyor. 

Bu haberler daha önce de medyada yer alan Organi, Sina’daki milis güçleriyle Sisi rejimine yardımcı oluyor. 

Bu şirket, Gazze'nin ‘İsrail’ ile sınırı olmayan tek çıkışı ve Filistinliler için kıyı bölgesinden tek çıkış yolu olan Refah geçiş noktasında transfer hizmetleri sağlama tekeline sahip.

Yalnızca son üç ayda şirketin savaşın yıktığı Gazze'yi terk etmeye çalışan çaresiz Filistinlilerden minimum 118 milyon dolar veya 5,6 milyar Mısır lirası kazandığı tahmin ediliyor.

Middle East Eye'ın çok sayıda raporu da dahil olmak üzere son aylarda Hala ve Organi hakkındaki uluslararası medya incelemelerine rağmen firma, ortalama günlük kazancının 2 milyon doları aşmasıyla Nisan ayında Filistinlilerden elde ettiği kazancı ikiye katladı.  

Gazzeli Müslümanları aldığı fahiş ücretlerle sınırdan geçiren şirkete, Sisi rejimi ve ona bağlı emniyet ve istihbarat güçleri göz yumuyor. 


“Sisi’ye Yakın ‘İş Adamı’ Gazze’den Milyon Dolarlar Kazanıyor”

ABD Temsilciler Meclisi, kampüs gösterileriyle mücadele için antisemitizm tasarısını onadı

Köklü-Değişim,ABD’den,-Üniversitelerdeki-Gazze-Protestolarına-Karşı-Antisemitizm-Tasarısı-.jpg

Gasıp Yahudi varlığının işgal ve katliamları sürerken bu vahşete karşı ABD’deki üniversitelerde başlayan ve hızla yayılan protestoları önlemek için Washington yönetimi, tehdit ve baskının ardından antisemitizm tasarısını onadı.

ABD Temsilciler Meclisinin kabul ettiği antisemitizmle mücadele tasarısı, kampüslerdeki Filistin gösterilerini "antisemitik" olduğu gerekçesiyle bastırmayı mümkün kılarken, tasarıya karşı çıkanlar ifade özgürlüğünün kısıtlandığını için tepkili….

ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda yapılan oylamada 91 hayır oyuna karşı 320 evet oyuyla kabul edilen **"Antisemitizm Farkındalık Yasası"** başlıklı tasarı, ülke genelinde antisemitizm olarak nitelendirilen başlıkların altını çiziyor.

Tasarının geçmesinde yoğun emeği olan **Meclis Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson**, yaptığı açıklamada, kampüslerde devam eden Filistin'e destek gösterilerinin "antisemitizm" dalgasına hizmet ettiğini ve **Yahudi karşıtlığını** artırdığını savundu.

Söz konusu tasarı, Eğitim Bakanlığının, Uluslararası Holokost Anma Birliğinin kabul ettiği antisemitizm tanımını baz almasını ve üniversite kampüslerinde de buna göre olayları tanımlamasını şart koşuyor.

Tasarıyı eleştiren **Matt Gaetz** ve diğer bazı vekiller, söz konusu antisemitizm tanımının fazla geniş olduğunu ve kolaylıkla ifade özgürlüğü alanını daraltacağını savundu.

Senato'ya gönderilen ve oradan da geçmesi halinde ABD Başkanı Joe Biden'ın masasına gidecek olan tasarının, ülkedeki ifade ve gösteri hakkı özgürlüğüyle ilgili tartışmaları daha da artıracağı ifade ediiyor.

Meclis Başkanı Johnson, geçen hafta Columbia Üniversitesini ziyaret ederek kampüslerdeki olayların "antisemitik olduğunu" ileri sürüp, üniversite yönetimlerinin **"çadır kamplarını kaldırmak üzere gereğini yapması gerektiği"** çağrısında bulunmuştu. 

Siyonist kartel dünya çapında işgalci “İsrail”e karşı başlayan ve gün geçtikçe genişleyen tepkilerden rahatsız. Bu kapsamda baskı ve tehditle oluşan kamuoyunu bertaraf etmek için "değerlerine" ters olsa da elinden geleni yapıyor. 


ABD’den, Üniversitelerdeki Gazze Protestolarına Karşı Antisemitizm Kalkanı!

Netanyahu ile görüşmesinde Blinken, ABD'nin Refah konusundaki tutumunu yineledi

Kökl.jpg

Bugün gasıp Yahudi varlığının işgali alltındaki Kudüs’te bir araya gelen **ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Binyamin Netanyahu**, Gazze’de ateşkes planı üzerinde görüştü. 

Görüşmenin detayları hakkında açıklamada bulunan **Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller**, Başbakan Benjamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın **“ABD'nin Refah konusundaki net tutumunu yinelediğini”** duyurdu.

![Köklü-Değişim,Blinken-ve-Netanyahu-İşgal-Altındaki-Kudüs’te-Ateşkesi-Görüştü-2.jpg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Blinken_ve_Netanyahu_Isgal_Altindaki_Kudues_te_Ateskesi_Goeruestue_2_2e41d8eb7d.jpg)

ABD'nin Refah operasyonu konusunda tutumu tam olarak ne olduğu belli değil. Biden yönetimi, sivilleri tahliye etmeye yönelik inandırıcı bir plan olmadan Refah operasyonuna karşı çıktığını ifade ediyor. Blinken da bugün Refah’a saldırıyı "kırmızı çizgi" olarak nitelendirdi.

Netanyahu Refah saldırısının gerçekleşeceği konusunda ısrar ediyor ve Blinken'a Hamas'ın talep ettiği gibi savaşın sona ermesini kabul etmeyeceğini bir kez daha söyledi. Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu ayrıca Refah'ın işgalinin gerçekleşeceğine dair söz verdiği ve **"Refah operasyonu hiçbir şeye bağlı değil"** dediği aktarıldı. Bu açıklama ateşkesi aslında işgalci tarafın sabote ettiğini ortaya koyuyor. 

Blinken, bu sabah Netanyahu’nun **“Anlaşma olsa da olmasa da Refah’a gireceğiz”** tehdidini görmemezlikten gelip, **“Ateşkesin sağlanamamasının tek nedeni Hamas'tır”** suçlamasında bulunmuştu.

**Üst düzey Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri** ise bugün yaptığı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Gazze'deki ateşkes görüşmelerine ilişkin yorumlarının **baskı yapma ve ‘İsrail'i aklama girişimi** olduğunu söyledi.

Abu Zuhri ayrıca Hamas’ın hâlâ son ateşkes teklifini incelemeye devam ettiğini açıkladı. Hamas’ın ateşkes koşulları konusunda netlik istediği gelen haberler arasında yer alıyor. 






Blinken ve Netanyahu İşgal Altındaki Kudüs’te Ateşkesi Görüştü

Almanya’daki İslam düşmanlığına karşı yapılan gösteride yapılan Hilafet çağrısının yankıları sürüyor

Köklü-Değişim,Almanya’daki-Hilafet-Çağrısı,-Dünya-Gündemine-Oturdu.jpg

Hamburg’da İslam düşmanlığına karşı düzenlenen ve binlerce Müslümanın katıldığı barışçıl protesto gösterisinde **“Çözüm Hilafet”** yazılı afişlerin taşınmasına yönelik tartışmalar sürüyor. 

Almanya’da uzun zamandır süregelen İslam düşmanlığına rağmen hükümetin çözüm bulmaması, Müslüman bir ailenin evinin ateşe verilmesi, camilere yapılan saldırılar ve son olarak Alman futbulcu Antonio Rudiger’in gol sonrası sevincinde şehadet parmağını kaldırması ve Allahuekber demesinin ardından başlayan linç kampanyasına karşı Müslümanlar sokağa indi. 

![Köklü-Değişim,-Rudiger-Allahuekber.jpg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Rudiger_Allahuekber_898178674c.jpg)

Muslim Interaktif’ (Müslüman Etkileşimli) girişimi tarafından Hamburg’un St. George kesiminde düzenlenen gösterinin görüntüleri Elon Musk tarafından da paylaşılması dünya gündemine oturdu. **“Almanya’da hükümetin devrilmesini talep etmenin yasa dışı olmadığını mı düşünüyorsunuz?”** ifadesiyle alıntıladığı videolu paylaşım 47 milyon kişi tarafından görüntülendi. Oysa Müslümanların işaret ettiği Hilafet, Almanya’yı değil İslam beldelerini kapsayan bir talep. Bu talep, dünya çapında Müslümanlara yönelik vahşi katliam, işgal ve sömürü sürerken buna karşı İslam beldelerindeki liderlerin buna sessiz kalması, ümmetin sahipsizliğine karşı tek çözümün bu olduğu ifade ediliyor. Ayrıca Avrupa ve diğer Batılı ülkelerde Müslümanlara karşı saldırıların da ancak Hilafet Devleti’nin azametiyle önünün alınabileceği açıkça ortaya koyuluyor. 

https://x.com/elonmusk/status/1784399533700726980

**Almanya’da Yasakçı Zihniyet Sesini Yükseltiyor**

İslam’a hakarete hatta Kur’an-ı Kerim yakılması düşünce ve ifade özgürlüğü olarak kabul edilirken, **Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser**, Almanya’da düşünceyi ifade özgürlüğünün büyük harflerle yazılı olduğunun altını çizerken, ‘Hilafet’ devleti gibi taleplerin bu özgürlük sınırlarını aştığını ileri sürdü.  

**“Caddelerimizde böyle radikal bir gösteriyi görmek zor katlanılabilir bir şey”** derken, böyle durumlarda ilgili birimlerin **“katı bir biçimde müdahale”** etmelerini istedi. Faeser, gösteri ve düşünceyi ifade özgürlüğü sınırlarının aşılmaması uyarısında bulunurken, “Hamas terörü propagandasına da Yahudi düşmanı söylemlere de şiddete de yer yok” dedi. Yeşiller İç Politika Sözcüsü Lamya Kaddor, Bakan Faeser’e Hizb-ut Tahrir yanlısı dernekleri yasaklama çağrısında bulundu. FDP Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Konstantin Kuhle de Almanya’daki özgürlükçü, demokratik temel düzeni tehdit eden yabancılara yaptırımlar uygulanmasını istedi. CDU İç Politika Sözcüsü Alexander Throm da bu tür gösterileri ‘utanç verici’ olarak nitelerken, sınır dışı da dahil katı yaptırımlar uygulanmasını istedi. 

**Hamburg Emniyeti: “Protesto Gösterisi Hukuka Uygun”**
**Hamburg Emniyet Müdürü Falk Schnabel**, Alman kamu televizyonu ZDF'e yaptığı açıklamada, gösteri için Muslim Interaktiv'e yakın bir kişinin başvuruda bulunduğunu belirterek gösterinin amacının **"medyada İslam karşıtı haberleri protesto"** olarak aktarıldığını, hukuki açıdan yasaklanmasının mümkün olmadığını söyledi. Schnabel, gösteride açılan afişlerin ve atılan sloganların suç teşkil edip etmediğinin ise soruşturulacağını duyurdu.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, gösteriyi "katlanılması zor" diye nitelendirerek İslamcılara yönelik "kırmızı çizginin net olması" gerektiğini söyledi. Deutschlandfunk Radyosu'na demeç veren Faeser, **"Almanya sokaklarında Hamas propagandası, Yahudi düşmanı slogan ya da şiddet çağrılarının yeri olmadığını"** vurguladı.

**Hristiyan Birlik Partileri Meclis İç Politika Sözcülerinden Alexander Throm** da gösteriyi "utanç" diye nitelendirerek **"Sözde 'değerler diktatörü’ diyerek Almanya'ya karşı kışkırtıp Hilafet çağrısı yapanların bizim aramızda yeri yok ve ülkeyi mümkün olduğunca hızlı bir biçimde terk etmelidirler"** çağrısında bulundu.

Benzer bir tepki Hür Demokrat Parti (FDP) Meclis Grup Başkan Yardımcısı Konstantin Kuhle'den geldi. Die Welt gazetesine verdiği demeçte Kuhle, basın özgürlüğü gibi temel hakların ortadan kaldırılmasını savunanlara karşı sert yaptırımlar alınmasını istedi. Kuhle, "Varlığı Almanya'nın özgür-demokratik temel düzenini tehlikeye atan yabancılar sınır dışı edilebilmeli" dedi. FDP'li siyasetçi basın özgürlüğü gibi temel değerlerin ortadan kaldırılmasını savunanları buna örnek olarak verdi. 


[Köklü Değişim,Almanya’daki Hilafet Çağrısı, Dünya Gündemine Oturdu,video.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Almanya_daki_Hilafet_Cagrisi_Duenya_Guendemine_Oturdu_video_4c6d187da0.mp4)

**Kaddor: “Hizb-ut Tahrir'e Yakın”**

**Yeşiller Meclis Grubu İç Politika Sözcüsü Lamya Kaddor**, Muslim Interaktiv grubunun Almanya'da yasaklı Hiz-but Tahrir örgütüne yakın olduğunu ve uzun süredir Hilafeti savunduğunu belirterek yasaklanması için İçişleri Bakanı Faeser'e çağrıda bulundu.  

Hizb-ut Tahrir 2003'te anayasaya aykırı bir örgüt olduğu gerekçesiyle öne sürülerek Alman İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanmıştı. Yasak kararı 2006'da Federal İdare Mahkemesi tarafından da onanmıştı. Yasaklanmasında antisemitik kışkırtmalar ve şiddet içeren tehditlerin etkili olduğu duyurulmuştu.

1953 yılında kurulan Hizb-ut Tahrir, dünya çapında 40’tan fazla ülkede fikri ve siyasi çalışmalar yürütüyor. Herhangi bir şiddet olayına karışmadığı ve bu yöntemi benimsemediğini açık bir şekilde beyan ediyor. Bu şekilde sürdürdüğü fikri mücadelede mağlubiyeti kabullenemeyen rejimler, İslam beldelerindeki yönetimler ve son olarak İngiltere olmak üzere birçok Batılı ülkede Hizb’ut Tahrir yasaklanmış durumda. 

**Almanya Hükümetinden Tehdit: “Sonuçları Olacak”**

Müslümanların canlarını, mallarını ve haklarını korumakta acziyet içinde olan Almanya hükümeti, İslam düşmanlığına karşı yapılan protesto yürüyüşüne karşı ani refleks göstermekte geç kalmadı. 

**Almanya Başbakanı Olaf Scholz**, 'İslam halifeliği' isteyen göstericilerin hafta sonu Hamburg'da düzenlediği mitingin “sonuçları” olacağı uyarısında bulunurken, **Almanya İçişleri Bakanı Faeser** de, Almanya'da şeriat isteyenlerin yanlış yerde olduklarını söyleyerek sınır dışı etme tehdidini tekrarlamış oldu. 

Basın toplantısında konuşan Başbakan Scholz, **“Tüm İslamcı faaliyetlerin anayasal çerçevede ele alınması gerektiği oldukça açık”** dedi.

Scholz, herhangi bir suç eyleminin yargısal sonuçları olacağını da sözlerine ekledi.

**Almaz Teffera: “Alman Hükümeti, Müslümanları Koruyamıyor”**

Protesto, Alman hükümetinin Müslümanları ayrımcılıktan yeterince koruyamadığı eleştirileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleşirken, İnsan Hakları İzleme Örgütü Almanya'nın Müslüman karşıtı ırkçılıkla ilgili bir çalışma tanımına sahip olmadığını söyledi.

**Sivil toplum kuruluşlarını inceleyen araştırmacı Almaz Teffera**, “Alman hükümetinin Müslümanları nefret ve ayrımcılıktan **koruma konusundaki başarısızlıkları**, Müslümanların sadece inanç temelli düşmanlığa değil, ırkçılığa da maruz kaldıklarını anlamamalarıyla başlıyor” dedi.

Almaz Teffera ayrıca, **“Almanya'daki Müslüman karşıtı nefret ve ayrımcılık net bir şekilde anlaşılmadan, olaylara ve topluma ulaşmaya ilişkin güçlü veriler olmadan, Alman makamlarının vereceği bir yanıtın etkisi olmayacak”** açıklamasında bulundu.

Eylül 2023 sonu itibariyle, hükümetin ön nefret suçu istatistiklerine göre, 686 “İslam karşıtı” suç işlendi. 






Almanya’daki Hilafet Çağrısı, Dünya Gündemine Oturdu

Hizb-ut Tahrir Türkiye gündem değerlendirme toplantısı

köklü değişim hizbut tahrir türkiye mahmut kar gündem hasan saklanan gazze kudüs.jpg

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu'nun 30 Nisan 2024 Salı günü gerçekleştirdiği "Gündem Değerlendirme" toplantısında, Kudüs’te işgalci Yahudilere karşı şehadet eylemi gerçekleştiren Şanlıurfa’lı Hasan Saklanan’ın verdiği mesaj ele alındı. Toplantıda ayrıca ABD ve Avrupa üniversitelerinde Gazze’ye destek için yapılan protestolar, Mahmud Abbas’ın açıklamaları bağlamında iki devletli çözüm planı ve İslam Kalkınma Bankası’ndan alınan kredi hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. 

Toplantıda konuşan **Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar**, Mescid-i Aksa ve tüm Filistin için bugüne kadar yüzbinlerce Müslümanın şehit olduğunu ancak Hasan Saklanan’ın şahadetinin ayrı bir anlamı, ayrı bir önemi ve mahiyeti olduğunu söyledi. 
_“Çünkü her türlü imkân ve olanaklara, her türlü silah ve güce sahip olan lider ve komutanların yapmadığını, yapmadığını kendi imkânları ile yaptı.”_ İfadelerini kullanan Kar, şöyle devam etti: 

_“Şanlıurfalı Hasan Saklanan, adaşı olan Iğdırlı Hasan Onbaşı’nın davasını sürdürdüğünü gösterdi, Kudüs’ün sahipsiz olmadığını gösterdi. Türkiye’de doğmuş büyümüş olsa da, o mübarek toprakların kendisine ait topraklar, bize ait, Müslümanlara ait topraklar olduğunu gösterdi. “İsrail” askerlerinin orada işgalci olduğunu, Kudüs’te Kudüs’ün ne doğusunda ne batısında, Batı Şeria’da Gazze’de Filistin’in tek bir karış toprağında Siyonistlerin hakkı olmadığını gösterdi…”_

**“Utanmıyorsanız dilediğinizi yapın”**

Mahmut Kar, yaşanan onca vahşete ve Müslümanların yardım çığlıklarına rağmen Gazze için bugüne kadar harekete geçmeyen İslam beldelerinin yöneticilerine seslenerek şunları söyledi:

_“Gazze’de 7 aydır yaşananlar Urfalı Hasan Saklanan’ı harekete geçirdi, peki ya siz ey yöneticiler? Kayıplarla beraber 100 bine yakın şehit orduları harekete geçirmeniz ve yardım etmeniz için yeterli değil mi? Gazze’deki çocukların çığlıkları, annelerin ağlamaları, yaşlı kadın ve erkeklerin inlemeleri, orduları harekete geçirmeniz ve yardım etmeniz için yeterli değil mi? Görmüyor musunuz? Duymuyor musunuz? Gazze’nin yardımına koşmak için damarlarınızdaki kan kaynamıyor mu? Sizin yapmanız gereken şeyleri işte Müslümanlar yapıyor, Mısır’dan Muhammed Salah yaptı şehit oldu, Türkiye’den Hasan Saklanan yaptı şehit oldu. Bunları görmenize rağmen Allah’tan, Rasûlü’nden ve müminlerden utanmıyor musunuz? Size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sözü ile hitap ediyorum: “Eğer utanmıyorsanız dilediğinizi yapın."_

**ABD ve Avrupa üniversitelerindeki protestolar**

_“Kapitalist Yahudi sermayedarların bağışları ile çalışmalarını sürdüren Amerika’daki üniversitelerde Neo liberal düşünceyi destekleyen yönetimler büyük bir açmaz ile karşı karşıyalar… Öğrencileri terör destekçisi göstererek tutuklattılar, akademisyenlere kelepçe vurdurttular. İşte gerçek Amerika bu… Almanya’nın Hamburg şehrinde “İsrail” karşıtı ve İslamofobi karşıtı gösteri düzenleyen Müslümanlar çözüm olarak Hilafet’i gösterdikleri için şu an Alman basınında linç ediliyorlar. ABD ve Avrupa ülkeleri artık antisemitizm yalanına kimseyi inandıramıyor. Batı sadece Müslümanlar için değil tüm dünya için büyük bir tehlike arz eden Siyonistler uğruna kendi değerlerini çiğniyor, putlarını yiyor. Bu durum Batılı kapitalist düzenin yıkılışının göstergesidir…”_

**Mahmud Abbas’ın açıklamaları**

_“Abbas’ın Riyad’da kullandığı rezil ifadeler ABD’nin 1947 yılında BM’ye kabul ettirdiği iki devletli taksim planını tekrar etmekten başka bir şey değil. Bugün artık tüm dünya tarafından kabul gören iki devletli çözüm planının özü şudur: Filistin halkına ordusu ve egemenlik hakkı olmayan kartondan bir devlet karşılığında “İsrail’in” varlığını kabul ettirmek… İslam beldelerindeki bütün rejimler bu ihanet planını destekliyorlar. Bu nedenle Aksa Tufanı sonrası ilk İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında Gazze halkının tek meşru temsilcisinin Mahmut Abbas hükümeti olduğunu karar altına aldılar ve toplantının sonuç bildirgesine eklediler. Dolayısıyla olan şudur Kıymetli Müslümanlar; İslam beldeleri yönetimlerinin söylemeye utandıkları fakat fiili olarak icra ettikleri "İsrail'in" güvenliğini sağlama görevini Mahmud Abbas dile getirmiş…"_

**Ekrem İmamoğlu’nun “İsrail’”e üzülmesi**

_“Hamas’ın işgalci katil “İsrail'e” yaptığı saldırıya çok üzüldüğünü ve bu tür eylemleri yapanları terör örgütü olarak tanımladığını söyleyen Ekrem bey 6 ayda 15 bin çocuk öldüren 76 yıldır Filistin’de binlerce katliam yapan “İsrail’e” bir şey söylemiş mi? Demek ki “İsrail’in” yaptığı alçak terör Ekrem beyi hiç üzmemiş. Tıpkı aynı şekilde Hamas’ı terör örgütü olarak gördüğünü söyleyen CHP genel başkanı Özgür Özel’i üzmediği gibi. Tıpkı İslam ile savaşında Yahudi varlığına her türlü desteği sağlayan Batılı efendilerini üzmediği gibi. Zaten Avrupa ve İngiltere neye üzülür ve sevinirse CHP zihniyeti de ona üzülür ve sevinir. Hele ki mesele iktidar için Batı’nın desteğini almaksa…”_

**İslam Kalkınma Bankası’ndan alınan kredi**

_“Batı’nın hizmetkarı yöneticiler yüzünden borsa, faiz, kripto para gibi araçlara dayanan ve bu araçların küreselleşmesiyle ülkeleri sömüren küresel kapitalist sistemin kıskacında yer alıyoruz… Cumhuriyet kuruluşundan bugüne 67 hükümet değişti ancak tek değişmeyen ülkemizin bu hükümetler eliyle dışa bağımlılığı oldu. Bu yılın ilk üç ayında gerçekleşen yaklaşık 25 milyar dolarlık açıkla dış ticaret açığı 106 milyar dolara dayanmış durumda. Merkez Bankası tarafından 226 milyar dolar düzeyinde açıklanan dış borç var… Ve hâlihazırda tasarruf tedbirlerinden elde edilecek gelirin ne olduğu belli değil peki hangi gelire güvenip borç istenir anlamak mümkün değil… Kapitalist iktisat nizamını benimseyen ve IMF, Dünya Bankası gibi kurumların programını uygulayan bir ülke krizden çıkabilir mi? Çıkamaz! Daha önce de çok defa söyledik, tekraren söylüyoruz, ekonomik krizin çözümü İslam İktisat Nizamı’ndadır. Boşuna Riyad’ı Londra’yı gezmenize gerek yok!”_

Konuşmanın tamamını toplantı videomuzdan izleyebilirsiniz.

<iframe width="1077" height="606" src="https://www.youtube.com/embed/HCKS1ebM2wQ" title="HT Türkiye Gündem Değerlendirme Toplantısı - 30 Nisan 2024" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" referrerpolicy="strict-origin-when-cross-origin" allowfullscreen></iframe>







Urfalı Hasan Gerekeni Yaptı, Ya Yöneticiler?

Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti üyesi Şeyh Said Rıdvan (Ebu İmad), Ürdün’deki zalimlerin cezaevinde geçirdiği haksız, hukuksuz 3 yılın ardından serbest bırakıldı.

1546268396.jpeg

Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti üyesi Şeyh Said Rıdvan (Ebu İmad), Ürdün'deki zalimlerin cezaevinde geçirdiği haksız, hukuksuz 3 yılın ardından serbest bırakıldı.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu, “Şeyh Said Rıdvan'ı Hapishaneden Karşılama Merasimi” başlıklı bir video haberle Hizb-ut Tahrir Üyesi Şeyh Said Rıdvan’ın serbest bırakıldığını bildirdi.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Twitter hesabından yayınladığı video görüntülerinde Şeyh’i karşılamaya gelen Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti yetkilileri, üstadları ve bazı kanaat önderleri görülüyor.

Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti Üyesi Şeyh Said Rıdvan Serbest Bırakıldı!

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti Üyesi Şeyh Said Rıdvan Serbest Bırakıldı!

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

“Sisi’ye Yakın ‘İş Adamı’ Gazze’den Milyon Dolarlar Kazanıyor”

ABD’den, Üniversitelerdeki Gazze Protestolarına Karşı Antisemitizm Kalkanı!

Blinken ve Netanyahu İşgal Altındaki Kudüs’te Ateşkesi Görüştü

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilayeti Üyesi Şeyh Said Rıdvan Serbest Bırakıldı!

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

“Sisi’ye Yakın ‘İş Adamı’ Gazze’den Milyon Dolarlar Kazanıyor”

ABD’den, Üniversitelerdeki Gazze Protestolarına Karşı Antisemitizm Kalkanı!

Blinken ve Netanyahu İşgal Altındaki Kudüs’te Ateşkesi Görüştü

Sosyal Medya