Aksa Tufanı Harekatı’nın 1. yıl dönümü münasebetiyle İstanbul Başakşehir’de Müslüman alimlerin katılımıyla "Gazze Kıyamı" başlıklı bir miting düzenlendi.
Gazze halkına destek vermek, soykırıma sessiz kalmamak ve halkı Müslüman ülkelerin yöneticilerine ve ordularına sorumluluklarını hatırlatmak için yapılan mitinge 14 ülkeden katılım sağlandı.
Mitinge Dr. Hâla Semir, Şeyh Mahmud Hasenat, Şeyh Muhammed Sağır, Cemâl Abdussettar, Dr. Eymen Cemâl, Şeyh Ahmed Ebu Bekir, Sanatçı Ebu Ratıb ile birlikte Türkiye’den İlahiyatçı-Yazar Abdullah İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Miting sonrasında “Nazi-Siyonist katliamlarının bir yılı tamamlamasıyla tek ümmet olan muvahhid ümmetimize bir çağrıdır” başlığıyla yayınlanan bildiride, “Bizler, 2 milyarlık ümmete bakan; ona, kuşatılmış, gece gündüz korkuyla yaşayan mazlumların acısını aktaran bir grup alimleriz. Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın ve Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem)’in emri uyarınca ümmetin ne yapmakla yükümlü olduğunu aşağıda anlatılanlarla açıklamak şerî görevimizdir.” ifadelerine yer verilerek Müslümanların yöneticileri ve ordularına hitaben şöyle denildi:
“Müslüman yetkililerin, kuşatma altındaki Müslümanlara sınır kapılarını hızlı bir şekilde açarak onlara insanca bir yaşam sağlamaları ve cani düşmanlara boyun eğmemeleri onların üzerinde bir farzdır. Bunu yapmadıkları takdirde, Müslümanların açlık, mahrumiyet veya ölümleri onların boynunadır. Bu konuda Allah’ın huzurunda hesaba çekilirler ve bunun cezası Allah Teâlâ katında büyüktür.”
“Tüm Müslüman hükümetler Filistin'deki mazlumlara nusret olmak için ordularını seferber etmeli, onların topraklarında iyi bir yaşam haklarını savunmalı ve onlara silah sağlayarak yardım eli uzatmalıdır. Çünkü Filistin'deki mücahitler, haklarını savunan ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanların kutsal topraklarını özgürleştirme çabasında olan bir durumdadır.”
Bildiri de ayrıca Yahudi varlığı ile normalleşmeyi sürdürmenin büyük bir suç olduğu beyan edilerek, normalleşmede ısrar etmenin kutsalların terk edilmesine ve Allah Teâlâ’nın düşmanlarına sadakate yol açmasına, bunun da dinden dönmeye yol açabileceğine dikkat çekildi.
Son olarak, “Esaret altındaki Mescid-i Aksa'nın kalbimizde ve ruhumuzda var olması, Gazze'den başlayan tufanın Mescid-i Aksa için olduğunu her zaman hissetmemiz elzemdir. Müslüman halklar, Filistin'de bir avuç hayduta karşı yürütülen mücadeleye destek olmak için hükümetlere baskı yapmalı. Şerî, insani ve siyasi görevlerini yerine getirmek için her alanda yürüyüş ve gösterilerine devam etmelidir.” ifadeleriyle İslam ümmetine sorumlulukları hatırlatıldı.
Mitinge Türkiye’den katılan İlahiyatçı-Yazar Abdullah İmamoğlu ise sözlerinin başında Aksa Tufanı'nın ve Gazze olaylarının çok şey gösterdiğini ve öğrettiğini ifade etti.
Müslüman ülkelerin yöneticilerinin kınamaktan başka hiçbir şey yapmadıklarına değinen İmamoğlu, Müslüman ülkelerin yöneticilerine orduları harekete geçirmelerinin, alimlerin ise bu hakikati dillendirmelerinin üzerlerine düşen şerî birer sorumluluk olduğunu hatırlatarak konuşmasını sürdürdü.
İmamoğlu, Filistin başta olmak üzere işgal ve zulüm altındaki bütün İslam beldelerinin ancak Hilafetle kurtulabileceğini söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
#OrdularAksaya