Eskişehir’de Çocuklara Korkunç Zulüm: Batıl Nizam Vicdan ve Ahlakı Yok Etti
17 Aralık 2022

Eskişehir’de Çocuklara Korkunç Zulüm: Batıl Nizam Vicdan ve Ahlakı Yok Etti

Köklü Değişim Medya

Uygulanan laik kapitalist nizam ile vicdan ve ahlakını kaybeden bir toplum ortaya çıkarken her gün farklı şehirlerden korkunç haberler gelmeye devam ediyor. Eskisehir’de 6 yaşındaki Nur Elif Tiftik'in hayatını kaybetmesi üzerine ortaya çıkan korkunç olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

9 ve 12 yaşlarındaki 2 çocuğun ise Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alındığı öğrenildi.

Elif Nur, 14 Aralık'ta evde rahatsızlandı. Solunum yetmezliği ve kusma şikayetiyle ambulansla Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Elif Nur, doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'nce şüpheli görülen Elif Nur'un ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. Çocukların yaşadığı evin sahibi olan hala Deniz Tiftik ile amca Sezer Tiftik, polis tarafından çocuklara kötü muamele iddiasıyla gözaltına alındı.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde otopsi işlemleri tamamlanan kardeşlerden en küçüğü Elif Nur Tiftik'in cansız bedeni Fevziçakmak Mahallesi'ndeki camiye getirildi. Yakınları tabuta sarılıp gözyaşı döktü.

**Anne ve Baba Cezaevinde **

Eskişehir Kapalı Cezaevi'ndeki Sibel ve Gökhan Tiftik, savcılık izniyle kızlarının cenazesine katıldı. Jandarma ekiplerinin ring aracından indirdiği Tiftik çifti, Elif Nur'un tabutunu açıp son kez yüzünü görürken, gözyaşlarına boğuldu. Duaların ardından Elif Nur Tiftik toprağa verildi.

Diğer İki Kardeşin Vücutlarında Morluklar Tespit Edildi

Polis ekiplerinin evden aldığı Yiğit ve Metin Tiftik kardeşler ise sağlık kontrolünden geçirilip, devlet korumasına alındı. Yapılan incelemede, çok bakımsız ve halsiz haldeki 2 kardeşin vücutlarında bazı morluklar olduğu tespit edildi. Olayla ilgili soruşturma sürerken, babaanne Cihangir Kurumlu'nun da arandığı belirtildi.

İşkence Görüyorlardı

Çocukların akrabalarından Gamze Akkoyun, 3 çocuğun da kilitli bir odada aylarca kaldığını öne sürerek, şu açıklamaları yaptı:

"Çocukların velayetini babasının isteği üzerine babaanneye vermişler. Çocukları eve kapatmış, hiçbir şekilde dışarıya çıkartmamış. Aylarca 3 kardeş bir odada kilitli bir şekilde kalmış. Kapının üzerine zil takmışlar. Halısı bile olmayan boş bir odanın içindeymiş çocuklar. Oda komple rutubetli. Perdeyi tuttum ellerim ıslandı. Rutubet o kadar ağırdı ki hiçbir insan orada kalamaz. Çocukların kapısına koyunların boynuna asılan zillerden takmışlar. Kapı açılınca duymak için, çocuklar bir yere kaçmasın gitmesin diye. Çocuklara her çıktığında işkence yapmış. Bu çocuk açlık ve işkenceden dolayı öldü. Biz de bilmiyoruz kaç aydır öyle olduklarını. Bu çocuğun ölümü öbür çocukları kurtardı. İki kardeşi kurtardı. Bu çocuk ölmeseydi öbür çocuk da ölmek üzereydi. Üç gün daha dursaydı ölecekti. Bu çocukları biz kaçırdık. Çocuklara 2 kaşık çorba ve meyve suyu içirdik. Çocuklar istifra etmeye başladı. Elleri yüzleri mordu. Darp izleri vardı. Normal beslenemiyorlardı, mideleri küçülmüş. Çocuğa sordum ‘Ne oldu size böyle?’ dedim. ‘Abla bizi bir odaya kilitliyor. Bizi 3-4 gün odadan çıkartmıyor. Yarım parça ekmek veriyor, onu da iki kardeş bölüşüp yiyorduk. Darp ve açlık sonucunda öldü’ dedi.”

Hala ve amca suçlamaları kabul etmezken, başlatılan soruşturma sürüyor.

Laik Nizam Ahlak ve Vicdanı Yok Etti

Türkiye, uygulanan laik nizam ile günden güne yaygınlaşan ahlaki yozlaşmanın yansımalarına şahit oluyor. Allah korkusunun akıllardan çıkarıldığı, vicdanın yok edildiği, menfaat temelleri üzerine inşa edilmiş kapitalist nizam suç ve suçlu üretmeye devam ediyor. Sokaklara ve caddelere kameralar yerleştirilip, binlerce polis ve bekçi istihdam edilmesine rağmen sokaklarda emniyet sağlanamıyor. Batı’dan ithal sözleşmelerle şiddetin önüne geçilmeye çalışıldığı söyleniyor ama şiddet önlenemiyor. Aksine bu ithal sözleşmelerin uyum yasaları ile aile kurumu ve ahlak çöküyor. Yayımlanan istatistikler uygulanan nizam ve yasalarla suçlarda gerileme olmadığını, cezaevlerinin dolup taştığını gösteriyor.

Adalet Bakanlığı'nın 2021 yılına ilişkin adli istatistiklerine göre, Türkiye'de en fazla suç iddiası, 2 milyon 461 bin 166 rakamıyla "malvarlığına karşı" oldu. 2020'de bu rakam bir milyon 933 bin 775 idi.

2020'de cinsel dokunulmazlığa karşı 112 bin 811 suç iddiası kayda girerken, bu rakam 2021'de 127 bine yükseldi.

2020'de 314 bin 466 uyuşturucu dosyası açıldı. Bunun 192 bin 795'i uyuşturucu almak ve kullanmak, 99 bin 120'si uyuşturucu imal ve ticareti oldu. 2021’de ise 422 bin 479 uyuşturucu suçundan soruşturma başlatıldı. Uyuşturucu kullanmaktan 263 bin 650 dosya, ticaretinden ise 118 bin 699 dosya kaydı sisteme girildi. 2021'de uyuşturucu suçlarından 174 bin 978 dava açıldı.

2020'de açılan dava sayısı 2 milyon 833 bin 473 iken 2021’de bu sayı 3 milyon 290 bin oldu.

Gittikçe artan suç ve suçlu sayısı dünya çapında İslami hayatı yeniden başlatmak için fikri ve siyasi çalışmalar yürüten Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Takyuddin Nebhani’nin “Suç ender görülüyorsa insan, sık görülüyorsa nizam bozuktur” sözünü doğruluyor.