Dâr-ul Hilafete Giden Yol "suriye" Paneli Yapıldı
20 Aralık 2016

Dâr-ul Hilafete Giden Yol "suriye" Paneli Yapıldı

Köklü Değişim Dergisi/Genç Değişim Kitabevi birlikteliğinde bugüne kadar Suriye için düzenlediğimiz bir çok programa bir yenisini daha ekledik. 15 aralık cumartesi günü Genç Değişim kitabevinde 'Dâr-ul Hilafete Giden Yol "Suriye" başlıklı panelde Hamza ER ve Musa BAYOĞLU Suriye' konusunda gelinen noktada tüm siyasetleri ortaya koyan sunumlarını yaptılar.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, panel yöneticisi Yunus BAYER’in giriş konuşması ile devam etti. Suriye'deki sürecin diğer ayaklanmalardan (Tunus, Mısır, Libya, Yemen) farklı olarak gelişmesinin ve sürecin uzatılmasının sebepleri üzerinde duran Yunus BAYER, önceki dört ülkede devrimlerin batılılar ve onların projelerine onay verenler tarafından çalındığını, ancak Suriye de bunun gerçekleştirilemediğini söyledi.

Program panelistlerinden İlk sözü alan Hamza ER, neredeyse son elli yıldır Suriye'nin tam anlamı ile fiili zulüm altında olduğunu söyleydi. Bununla beraber son 100 yıllık süre içinde İslam'ın hükümlerinin tatbik edilmemesi sebebiyle tüm ümmetin ayrıca zulüm içerisinde olduğunu belirtti. Suriye de ayaklanmaları tetikleyen şeyin işte asıl İslamdan uzak bir hayatın yaşanmasına başkaldırış olduğunu ifade eden ER, Suriye devrimini özgürlük, işsizlik vs bazı şeyler ile ifaede etmeye çalışanların yanılgı içerisinde oduğunu ifade etti.Hamza ER, Suriye de son siyasi gelimeleri değerlendirirken, ABD seçimleri sonrasının ve dışişleri bakanı Clinton'ın Zagrep açıklamalarının Suriye için milat niteliğinde olduğunu söyledi. Bu zamana kadar süreci takip etmek ve kontrol altında tutmak için çalışan ABD'nin bu süreçten sonra Devrimi fiili olarak çalmak için Suriye Ulusal Koalisyonunu kurdurduğunu ve bu koalisyonu meşru temsilci olarak tanıyarak geçiş hükümeti oluşturmak istediğini ifade etti. ER, Doha toplantısı ile Clinton'ın açıklamalarının hayata geçirilmeye çalışıldığını, ancak batının tüm bütün gayretlere rağmen Suriye halkının dayatma liderlikleri ve batı menşeili yapıları kabul etmediğini söyledi. Suriye halkının İslam, İslami yönetim, İslam Devleti ve Hilafet kavramları ile devrimlerini devam ettirdiklerini ve bu devrimi batıya çaldırmamak için tüm güçleri ile çalıştıklarını ifade etti.

Musa BAYOĞLU konuşmasına, hadislerle övülmüş, kendisinde hayır olduğu müjdesi ile müjdelenmiş bir belde olan Şam diyarının bu övgüleri hak ettiğini ve bu övgüye layık olduğunu son yirmi ayda ispatladığını söyledi. Ümmet kavramı ve imam kavramlarının aynı kökten geldiğini imamın cemaate, ümmete, ümmetin ise bütün insanlara lider olması gerektiğini söyleyen BAYOĞLU, Suriye'de hilafetin ilan edilmesi ile değişimin sadece Suriye ile sınırlı kalmayacağını bu değişimin bütün dünyayı etkileyen bir değişim olacağını söyledi. BAYOĞLU, bizim insan olarak yaptığımız hesapların üstünde Alemlerin Rabbi Allah'ın hesabı olduğunu, Allah Subhanehu ve Tealanın yardımının Müslümanlarla beraber olacağını, Allah Subhanehu ve Tealanın yardımından ümitsizliğe düşmeden ve gayretlerimizi artırarak Suriye'de Hilafete giden Müslümanlara destek olmamız gerektiğini vurgulayarak sunumunu sonlandırdı.

Panel soru-cevap bölümü ile son buldu.