Çin’den Sözde Alimlerle Doğu Türkistan’da Tiyatro
11 Ocak 2023

Çin’den Sözde Alimlerle Doğu Türkistan’da Tiyatro

Köklü Değişim Medya

Komünist Pekin yönetiminin davetiyle Doğu Türkistan’ı ziyaret eden sözde alimler Çin’in kanlı ellerini yıkıyor. Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi’nin, Çin'in davetlisi olarak gerçekleştirdikleri Doğu Türkistan ziyareti sonrası yaptıkları açıklamalar Müslümanların tepkisine neden oldu.

Urumçi gazetesinde ye alan habere göre Doğu Türkistan’da kısmen gevşetilen “sıfır kovid” politikasının ardından Çin’in davetiyle, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye, Bahreyn, Bosna-Hersek, Tunus, Sırbistan, Güney Sudan, Moritanya, Endonezya, Kuveyt, Ürdün ve Umman'dan oluşan 14 ülkenin sözde din adamları ve yetkilileri Urumçi’yi ziyaret etti.

Pekin yönetiminin davetiyle heyet, Sincan İslam Enstitüsü'nde temaslarda bulundu.

Çin yönetiminin belirlediği müfredat çerçevesinde eğitim veren bu enstitü, başkanından öğretmenlerine kadar Pekin yönetimi tarafından belirleniyor ve çizdiği sınırlar dahilinde eğitim veriyor.

Konsey Başkanı’ndan İhanet Dolu Sözler

Bu tiyatro çerçevesinde önceden belirlenmiş okul ve kişileri ziyaret eden Dünya Müslümanlar Konsey Başkanı Dr. Ali Raşid Al Nuaimi, “Sincan'daki (Doğu Türkistan) terörle mücadele planının tamamlanmasından dolayı Çin'i tebrik ediyoruz. Çin'in güvenliği ve istikrarı sadece ulusal bir çıkar değil, küresel bir çıkardır” ifadeleriyle Müslümanlara uygulanan soykırımı terörle mücadele olarak zikretti.

İslam’dan uzak ve ihanet dolu açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Sincan'daki terörle mücadele planının tamamlanmasından dolayı Çin'i tebrik ediyoruz. Sincan'da karşılaştığımız ilgi düzeyi, Çin liderliğinin bölgede yaşayan tüm halklara hizmet etme kararlılığını somutlaştırıyor. İslam medeniyeti ile Çin arasındaki ilişki tarihseldir; dostluk, iş birliği ve ittifak olarak karakterize edilir. Dünyanın her yerindeki makul insanların güvenli, istikrarlı ve müreffeh bir Çin'e ihtiyacı var. Çin'in güvenliği ve istikrarı sadece ulusal bir çıkar değil, küresel bir çıkardır. Çin'deki Müslümanlara yardımcı olmak büyük bir sorumluluktur. Etnik, dini ve ulusal bağların birbiriyle çelişmediğini, aksine birbirini bağladığını tüm dünyaya açıkça ifade etmeliyiz. Kimliğe, dine ve aidiyete saygı eğitimsel bir söylemle pekiştirilmelidir. Uygur gençlerinin terör gruplarının kurbanı olmaması için, onların akıllarını kazanacak ikna edici bir söyleme ihtiyaç var"

Komünist Çin yönetimi sık sık bu tip mizansen programlar düzenleyip, kullanışlı insanlarla propaganda faaliyetleri yürütüyor.

İslam ve Müslümanların azılı düşmanı Çin'in uyguladığı “sıfır kovid” politikası yüzünden kısa süre önce Müslüman Uygurlar evlerine hapsedilmişti. UrUmçi'de 24 Kasım'da çıkan yangında hapsedildikleri evlerinden çıkamadıkları için 100'den fazla Müslüman hayatını kaybetmişti. Söz konusu yangının ardından protestolar düzenlenmiş ve dünya gündemine taşınmıştı. Çin, hükumet karşıtı protestolar nedeniyle sıfır kovid politikasını rafa kaldırmak zorunda kalmıştı.

Çin'in Doğu Türkistan'daki soykırım ve asimilasyon politikalarına göz yuman ve Çin propagandasına alet olan sözde alimlerin yayımladığı bildiriye sosyal medyada Müslümanlar tepki gösterdi.

Çin Zulmü

Komünist Çin yönetimi açık hava cezaevine dönüştürdüğü Doğu Türkistan’da Müslümanlara ibadet etmeyi yasaklıyor. Müslüman ailelerinin kızlarını Çinli erkeklere evlendiriyor. Organlarını çaldığı Müslümanları ailelerine teslim etmemek için cesetlerini yakarak yok ediyor. Müslümanların evlerine yatılı Çinli memurlar gönderiyor. Toplama kamplarında işkenceye tabi tuttuğu Müslüman ailelerin çocuklarını yetimhanelerde Çinli gibi yetiştirip asimile etmek için eğitim veriyor. Ayrıca kanaat önderlerini, ozanları, alimleri, hafızları ve ileri gelenleri işkenceyle hücrelerde katlediyor.

İslam beldelerinin yöneticileri bu zulmü sürdüren Çin yönetimine ticari ve siyasi çıkarlar için susup alenen destek veriyor ya da bu zulmün olmadığını söyleyip kendi halklarını aldatmaya devam ediyor.