Çavuşoğlu: “Suriye’de Bulunmamız Esed Rejiminin Avantajına”
24 Mayıs 2023

Çavuşoğlu: “Suriye’de Bulunmamız Esed Rejiminin Avantajına”

Köklü Değişim Medya

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, , Suriye’deki süreç hakkında yaptığı açıklamalarda Esed rejimine yönelik olarak, “Biz sizin siyasi birliğinizi de toprak bütünlüğünüzü de destekliyoruz. Şu anda bulunduğumuz yerlerde olmamızın, size de avantajı var bize de avantajı var” dedi.

Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge’nin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Esed rejiminin bekasını kotrumaya yönelik açıklamalarda bulundu.

Ordusu ve arkasında halk desteği olmayan ve yıkılmaya yüz tutmuş Esed rejiminin ayağa kaldırılmasında büyük rol oynayan Rusya, İran ve Türkiye’den müteşekkil “Astana Üçlüsü” içinde yer alan Ankara, bugün de Suriye halkının katili Beşşar Esed’e meşruiyet kazandırmak için Moskova’daki “Dörtlü Toplantılar” içinde yer alıyor. Dörtlü toplantılara “Astana Üçlüsü”nün yanı sıra koruyup ayakta tuttuğu Esed rejimi de katılıyor.

Köklü Değişim,Suriyle Konulu Dörtlü Toplantı.jpg (Astana Üçlüsü ve Suriye Halkının Katili Esed Rejimi Moskova'da)

Bu kapsamdaki sorulara yanıt veren Çavuşoğlu ile yapılan röportaj şöyle:

  • Suriyeli mültecilerin durumu. Ve Suriye Dışişleri Bakanı’nın “Türk askeri topraklarımızdan çıksın” sözüne ne cevap veriyorsunuz? Moskova’da görüşmeler nasıl geçti?

-Evet, önce şunu söylemeliyim ki, Allah’ın izniyle, milletin çok büyük desteğiyle Cumhurbaşkanımız seçilecektir. Soruya gelince... Biliyorsunuz, ara ara Suriye rejimi açıklamalar yapıyor. Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi gerektiğini söylüyorlar, bunu toplantılarda da dile getiriyorlar...

  • Moskova’da dile getirildi mi?

-Evet, toplantılarda söylüyorlar. Bizim de cevabımız şu oluyor:

Şu anda bizim çekilmemiz demek, terör örgütlerinin bu bölgeye gelmesi demektir. Biz burada bulunarak Suriye’de bir terör koridorunu önlerken, aynı zamanda Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü de garanti altına aldık. Esas tehdit Suriye’nin kuzeydoğusunda yani PKK/YPG’nin bulunduğu bölgededir...

  • Peki bunu kabul ediyorlar mı?

Evet PKK/YPG’nin bir tehdit olduğunu kabul ediyorlar. Suriye’de bir istikrar oluşursa, Suriye yönetimi buralarda, yani bizim bulunduğumuz güvenli bölgelerde tam bir kontrol sağlarsa o zaman bu dedikleri olur. Tabii bu en son olacak şeydir.

  • Yani?

-Yani toplantılarda açık açık söyledik ve söylüyoruz. Bizim sizin topraklarınızda gözümüz yok. Biz sizin siyasi birliğinizi de toprak bütünlüğünüzü de destekliyoruz. Şu anda bulunduğumuz yerlerde olmamızın, size de avantajı var bize de avantajı var.

Bütün bunları söyledikten sonra şu anda çekilmemizin bu nedenlerle mümkün olmadığını anlatıyoruz, ısrarla şunu söylüyoruz:

Eğer şimdi bu şekilde çekilirsek buraya terör örgütleri gelip yerleşir, orayı terör doldurur. Terörün gelmesi de Türkiye’ye ilave göç baskısı demektir. Yani bir uzlaşı olmadan oraların boşaltılması çatışma demektir. Çatışma demek ilave göç yükü demektir.

  • Peki önerdiğimiz çözüm ne?

En doğru çözüm, siyasi süreci işleterek Suriye’de kalıcı bir istikrar sağlanmasıdır. Biz Suriye için tehdit değiliz ki. Tehdit, terör ve istikrarsızlıktır.

Dörtlü Toplantılar

Çavuşoğlu Suriye ile yapılan görüşmelerin genel içeriğini madde madde şöyle özetliyor:

Suriye ile dörtlü formatta görüştük. Önce istihbarat ve sonra milli savunma bakanları düzeyinde görüşmeler oldu, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde görüşme gerçekleşti. Başlıkları ise şöyle özetleyebilirim:

  1. Suriye’nin siyasi birliği, sınır güvenliği, toprak bütünlüğü.

  2. Terörle mücadele ve Suriye’de siyasi sürecin canlanması. Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde rejimin de kontrol ettiği yerlere gönderilmesi. Neden mültecilerin rejimin kontrol ettiği yerlere gönderilmesi diyoruz, çünkü biz sınır ve sonrasındaki güvenli bölgeleri zaten kontrol ediyoruz, güvenli bölgeyi sağlıyoruz. Nitekim buraya 550.000’den fazla mülteci Türkiye’den döndü. İlave olarak dönecekler için de gerekli çalışmalar hızla yapılıyor. Şimdi amaç, rejimin kontrol ettiği yerlerden Türkiye’ye gelen mültecileri de tekrar, rejimin kontrol ettiği yerlere döndürmektir. Bunun için gerekli görüşmeleri yapacağız.

  3. Terörle mücadele, yani PKK/YPG ile mücadele. Moskova’daki görüşmede odak noktalarından birisi buydu. Bu konularda somut yol haritası ve eylem planı hazırlamamız lazım.

Moskova’da Yol Haritası İçin Karar Alındı

Bu yol haritası ve eylem planının hazırlanması için bir komisyon kurulması kararı aldık. Komisyonda Türkiye’den Bakan Yardımcımız Burak Akçapar olacak ama elbette ilgili kurumlardan yani Milli Savunma, İstihbarat, İçişleri gibi kurumlardan da yetkililer bulunacak. Bu dörtlü bir çalışma grubu şeklinde oluşacak. Önümüzdeki günlerde bu komisyon bir araya gelecek, yol haritası ve eylem planı için çalışmaya başlayacak. Burak Bey bu komisyonda yol haritası için çalışacak.”

Esed’e Meşruiyet Kazandırma Çabaları

Astana Üçlüsü’nün (Rusya, Türkiye, İran) çabalarıyla ayakta tutulan ve sahada hiçbir ağırlığı olmayan Esed rejimi bugün de BM’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda başlatılan Cenevre süreci ile meşruiyet kazandırılıyor. Yeniden resmi yönetim olarak tanınıp, 12 yıldır katlettiği halka dayatılıyor. Baba Esed’den beri ABD’nin bölgedeki uydusu olan Esed rejimini ayakta tutmak isteyen Washington, perde arkasından Astana ve Cenevre süreçlerine yön veriyor.

Rusya, İran ve Türkiye’den müteşekkil “Astana Üçlüsü” önceleri masada yer vermedikleri Esed rejimine başlattığı “Dörtlü Toplantılar” ile artık alenen masada yer veriyor. Türkiye, muhalifleri yanına çekerek başlattığı operasyonlarla Esed rejimine nefes aldırırken, cephelerin zayıflamasıyla Halep ve diğer bölgelerin Esed rejiminin eline geçmesine büyük etkisi olmuştu. Ayrıca muhaliflerin Esed rejimi ile çatışmasını siyasi çözümü ileri sürüp, engelleyerek rejimin ayağa kallkmasını sağlamıştı.

Dörtlü toplantıların sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye halkının katili Beşar Esed'in el sıkışması hedefleniyor. Bu seremoni Müslüman Türkiye halkı tarafından tepkiyle karşılanacağı için seçimlerin sonrasına ertelendiği düşünülüyor. Erdoğan daha önce "Esed devlet terörü estirmiş bir teröristtir ve Esed'le yürümek imkansızdır" ifadelerini kullansa da bugün el sıkışmak için sabırsızlandığı açıklamalarına yansıyor.

Bu kapsamda ABD’nin müttefikleri Suudi Arabistan, Mısır ve Irak da Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Arkasında halkı ve ordusu olmayan katil Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için bir düğmeye basılmış gibi bölge ülkeleri topyekün hareket ediyor. Dün Arap Birliği Zirvesi’ne çağrılan ve masada söz verilen yüzbinlerce Müslümanın katili Esed, evsahibi Suudi Arabistan tarafından toplantıya davet edilmişti. ABD’nin sözünden çıkmayan Suudi Arabistan, Mısır ve Irak rejimleri bu planda en ön safta yer alıyor.

Bu rejimler Esed ile görüşmeleri ve “normalleşme” çalışmalarını ABD’nin de desteklediği BM’nin 2254 sayılı kararına angaje hareket ettiklerini söyleyerek legal olarak lanse ediyor.