Köklü Değişim Medya
Birleşmiş Milletler’in İnsan Hakları Konseyi 44. Oturumu’nda 46 ülke temsilcisi Doğu Türkistan’ı teröre destek vermekle suçlayıp, Çin’in İslam’a ve Müslümanlara karşı başlatmış olduğu insanlık dışı uygulamaları legal olarak tanıdı. Dün Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, haftalık basın toplantısında Doğu Türkistan’daki zulme değinerek bu sorunun BM kapılarında yatan uşak yöneticilerin önderliğinde çözülemeyeceği mesajını verdi.
Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Konseyi 44. Oturumunda Belarus'un, Çin'in Doğu Türkistan'da (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) "teröre ve bölücü gruplara" karşı mücadelesini desteklediğini açıklayan mektubunu 46 ülke temsilcisi imzaladı. Her sorunu BM’ye havale eden İslam beldelerindeki işbirlikçilerin BM’nin sömürgeci kafirlere ve İslam düşmanlarına hizmet ettiğini çok iyi bildikleri halde ümmete ihanet etmeye devam ediyorlar.
Aralarında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Pakistan ve Filistin gibi nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ve başlarında hainlerin olduğu ülkelerin de imzası bulunan mektupta, "Pekin'in, Sincan bölgesinde terörizm, bölücülük ve aşırıcılıkla mücadele etmek için aldığı önlemlerin bölge halkının insan haklarını güvence altına almasını takdir ediyoruz. Sincan'da son 3 buçuk yıldır hiç terör olayı yaşanmadı ve bölge yeniden huzur ve istikrara kavuştu" ifadeleri yer aldı.
Pekin yönetiminin "açık ve şeffaf" bir şekilde bini aşkın diplomat, uluslararası örgüt yetkilisi, gazeteci ve din görevlisini Sincan'a davet ettiğini belirten Belaruslu temsilci, herkesin bölgede kaydedilen büyük başarıları kendi gözleriyle gördüklerini iddia etti.
Mektupta ayrıca 46 ülke temsilcisi, Çin'e asılsız suçlamalarda bulunma girişimlerinin durdurulması çağrısı yaptı.
Belarus'un Pekin yanlısı açıklamalarını destekleyen 46 ülkenin listesi su şekilde:
Çin'in Doğu Türkistan politikasını destekleyen ülkeler
1. Çin
2. Bahreyn
3. Belarus
4. Burundi
5. Kamboçya
6. Kamerun
7. Orta Afrika Cumhuriyeti
8. Komorlar
9. Kongo
10. Küba
11. Kuzey Kore
12. Cibuti
13. Mısır
14. Ekvator Ginesi
15. Eritre
16. Gine
17. Gine Bissau
18. İran
19. Irak
20. Laos
21. Lesotho
22. Mozambik
23. Myanmar
24. Nepal
25. Nikaragua
26. Nijer
27. Umman
28. Pakistan
29. Filistin
30. Papua Yeni Gine
31. Filipinler
32. Rusya
33. Suudi Arabistan
34. Sırbistan
35. Solomon Adaları
36. Güney Sudan
37. Sri Lanka
38. Sudan
39. Surinam
40. Suriye
41. Birleşik Arap Emirlikleri
42. Venezuela
43. Yemen
44. Zambiya
45. Zimbabve
46. Togo
Avrupa Parlamentosu milletvekili: 46 ülke bu suçları destekliyor
Avrupa Parlamentosu milletvekili Raphael Glucksmann, sosyal medya üzerinde bu listeyi yayınlayarak, "Listedeki 46 hükümet gibi (Doğu Türkistan'daki) suçları destekleyenler var, Avrupa liderlerimiz gibi sessiz kalan ve sessiz kalarak buna izin verenler var. Ve dünyada sessizliği kırmak için seferber olan insanlar var" diyerek tepki gösterdi.
Hizb-ut Tahrir Doğu Türkistan Meselesinin BM Kapısında Çözülemeyeceğini Açıkladı
Dün Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Urumçi katliamının yıldönümü dolayısıyla Doğu Türkistan ile alakalı bir açıklamada bulundu.
Ümmetin kanayan yaralarından biri olan Doğu Türkistan’da bundan tam 11 yıl önce korkunç bir katliam yaşandığını ifade eden Kar, binlerce Müslüman Uygur’un, sokak ortasında, gözaltında, evlerinde, iş yerlerinde öldürüldüğünü hatırlattı.
O günden bu yana tam 11 yıl geçtiğini söyleyen Mahmut Kar, açıklamasına şöyle devam etti:
“Peki, bu süre zarfında sözde insan hakları kuruluşları, Birleşmiş Milletler, Batılı devletler ve bu devletlere uşaklık yapan yöneticiler bu soykırımı, bu insanlık ayıbını gördüler mi? Görmediler, görmeyecekler!
Tıpkı Srebrenitsa da olduğu gibi. 250 binin üzerinde Müslüman Boşnak, Sırplara teslim edilmiş ve yok edilmişti. Bu da görülmedi. Tıpkı Suriye’de bu toplantıyı yaptığımız şu saatlerde bile Rus uçakları tarafından şehit edilen Müslümanları görmedikleri gibi… Çok uzağa gitmeye gerek yok; yanı başımızda, Filistin’de Yahudi varlığı işgalci “İsrail”in şehit ettiği Müslümanları görmedikleri gibi…
Bizler görüyoruz! İslâm Ümmeti olarak görüyoruz! Milyonlarca Müslüman, bu gözlerle kim hain kim doğru, kim zalim kim adil, kim yalancı kim doğru sözlü, buna şahitlik ediyoruz. Biz inanıyoruz ki yeryüzündeki herhangi bir Müslümanın, Batılı sömürgeci kâfirlerin gözünde hiçbir değeri yok. Müslümanların sayıca azalması onları mutlu ediyor, kapalı kapılar ardında kahkahalar atıyorlar ve Müslümanları yok etmenin kaygısını güdüyorlar. Bu hakikate rağmen Doğu Türkistan meselesinin çözümü için ABD’nin, BM’nin kapısında yatanların, Avrupa ülkelerini kapı kapı dolaşanların varlığına şahitlik ediyoruz. “Doğu Türkistan davasına sahip çıktığını” söyleyen kuruluşlar ve sözüm ona liderler bu kapıları aşındırarak meseleyi çözeceklerini zannediyorlar.
Buradan Doğu Türkistanlı liderlere sesleniyoruz! Sadece Irak’ta 1 milyon Müslümanı acımasızca katleden ABD mi size kucak açacak, Doğu Türkistan davasını savunacak, Uygur halkını koruyacak? Bosnalı Müslümanları Sırp kasaplarına teslim eden ve bunu şampanya patlatarak kutlayan, Sırpların toplu katliamlarına göz yuman BM mi, Uygur halkını Çin kâfirinin zulmünden kurtaracak? Siz gerçekten buna inanıyor musunuz? Yoksa “dostlar alışverişte görsün” diye mi koşuşturup duruyorsunuz? Unutmayın, Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktur!”
Şayet ABD ya da Avrupa size ilgi duyuyorsa bu sizi sevdikleri için değil, menfaatleri bunu gerektirdiği içindir. Yarın menfaatleri sizi görmezlikten gelmeyi gerektirirse derhal onu da yaparlar. Müslümanların sevgisine, bizim size ilgimize gelince; bu karşılıksızdır! Dünyalık hiçbir karşılık beklemeksizin sırf İslâm ümmetinden bir parça olduğu için, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için Doğu Türkistanlı Müslümanları seviyoruz ve dertlerine ortak oluyoruz. Gerçek bir kurtuluşun, gerçek bir
intikamın kurulacak olan Râşidî Hilâfet Devleti’nin eliyle gerçekleşeceğine inanıyoruz ve bunun için çalışıyor, buna davet ediyoruz”
Çin Zulmü
Komünist Çin yönetimi açık hava cezaevine dönüştürdüğü Doğu Türkistan’da Müslümanlara ibadet etmeyi yasaklıyor. Müslüman ailelerinin kızlarını Çinli erkeklere evlendiriyor. Organlarını çaldığı Müslümanları ailelerine teslim etmemek için cesetlerini yakarak yok ediyor.
Müslümanların evlerine yatılı Çinli memurlar gönderiyor. Toplama kamplarında işkenceye tabi tuttuğu Müslüman ailelerin çocuklarını yetimhanelerde Çinli gibi yetiştirip asimile etmek için eğitim veriyor. Ayrıca kanaat önderlerini, ozanları, alimleri, hafızları ve ileri gelenleri işkenceyle hücrelerde katlediyor.
İslam beldelerinin yöneticileri bu zulmü sürdüren Çin yönetimine ticari ve siyasi çıkarlar için susup alenen destek veriyor ya da bu zulmün olmadığını söyleyip halkını aldatıyor.