Friedrich Merz liderliğindeki Almanya'nın ana akım muhafazakarları, Almanya'daki genel seçimleri ilk sırada bitirirken, aşırı sağ ciddi bir güç kazanarak ikinci sırada yer aldı.
Yaşlı nüfus nedeni ile yaklaşık 59 milyon seçmenin bulunduğu ülkede seçimlere katılım geçen yıllara göre yüksek seyretti. Katılımın yüzde 50’nin üzerine çıkması Almanya’da rekor olarak kabul ediliyor. Almanya’da yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli bulunsa da 1 milyon kişinin Alman vatandaşlığı olduğu için oy kullanma hakkı bulunuyor.
Başbakan Olaf Scholz’un büyük bir yenilgi aldığı seçimin sonucu, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'nin lideri konumundaki Almanya’da daha da güçlü bir desteğe sahip olmasını sağladı yorumlarının yapılmasına yol açtı.
Aşırı sağcı, göçmen karşıtı Almanya İçin Alternatif (AFD), ülkenin son on yılda kabul ettiği çok sayıdaki göçmen ve mülteciye karşı tepkileri ve güvenlik duygusunu sarsan bir dizi saldırıları seçim propagandasında kullanarak ülkenin ikinci büyük siyasi gücü haline geldi.
Hem Rusya hem de ABD'nin etkisine rağmen Avrupa'yı birleştirme vaadinde bulunan Merz'in, ülkenin bir sonraki lideri olması bekleniyor.
Partisinin ulusal seçimlerde en fazla oyu almasının ardından pazartesi günü yaptığı ilk açıklamalarda, Rusya'nın tam kapsamlı işgalinin üçüncü yıl dönümünü anan Ukrayna'ya destek vereceğini taahhüt etti.
Merz, sosyal medya platformu X’te, "Avrupa, Ukrayna'nın yanında kararlı bir şekilde duruyor. Şimdi her zamankinden daha doğru: Ukrayna'yı güçlü bir konuma getirmeliyiz." paylaşımında bulundu.
Merz, Trump yönetiminin Ukrayna ve Avrupa'yı dışlayarak savaşı sona erdirmek için Rusya ile görüşmelere başlamasına tepki gösterip, "Adil bir barış için, saldırıya uğrayan ülkenin barış müzakerelerinin bir parçası olması gerekir" eleştirisinde bulundu.
Merz, koalisyonları çöktükten sonra acı bir yenilgi alan merkez sol Sosyal Demokratlarla ortaklık kuracağına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak sonuçlar, AFD'nin şimdiye kadarki en iyi sonuçlarını elde etmesiyle ana akım partiler için bir ders niteliğinde görülüyor. Bu seçimler, aşırı sağın, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana yapılan seçimler içinde en güçlü şekilde çıktığı seçim oldu.
Piyasalar mali açıdan muhafazakar partinin zaferini memnuniyetle karşılarken, açıklanan resmi sonuçlara göre, Merz'in Hristiyan Demokratları ve merkez sol Sosyal Demokratların, küçük partilerin seçim barajını geçememesinin ardından ulusal mecliste sandalyelerin çoğunluğunu kazandığını gösteriyor. Merz seçim gecesi en geç Paskalya'ya kadar bir hükümet kurmayı umduğunu beyan etti ve aşırı sağcı AFD ile bir koalisyon olasılığını dışladı. Şimdilik, Sosyal Demokrat Partisi büyük bir darbe alan ve görevden ayrılan Şansölye Olaf Scholz, geçici bir hükümetin başkanı olarak görevinde kalacak.
Sandalye Dağılımı
Merz'in muhafazakarları 630 sandalyeli Bundestag'da 208 sandalye kazanırken, AFD 152 sandalye kazandı. Eski iktidar koalisyonundaki üç parti sandalye kaybetti, SDP 120 sandalyeye, Yeşiller ise 85 sandalyeye düştü. Koalisyondan çekilerek erken seçimleri tetikleyen iş dünyası yanlısı Özgür Demokratlar, sandalye kazanmak için gereken oyların %5'ine ulaşamadı.
Sol Parti 64 sandalye kazanırken, sol görüşlü Sahra Wagenknecht İttifakı ise %5 barajının hemen altında kaldı.
AFD Pazar gecesi kutlamalar yaptı ve liderleri bir sonraki seçimde ülkenin ana partisi olma sözü verdi. Parti, kurulduğundan bu yana geçen 12 yılda önemli bir siyasi güç olarak kendini kanıtladı, ancak henüz herhangi bir eyalet veya ulusal hükümetin parçası olmaya hak kazanamadı.
Erken seçim, Scholz'un popüler olmayan koalisyonunun Kasım ayında çökmesinin ardından, giderek artan bir şekilde iç çekişmelerle gölgelenen bir dönemin üçüncü yılında, yani yedi ay önce gerçekleşti.
Merz: “ABD ve Rusya İle Yüzleşmeye Hazırız”
Merz, Pazar gecesi en büyük önceliğinin ABD ve Rusya'dan gelen zorluklar karşısında Avrupa'yı birleştirmek olduğunu açıkladı. Hem ABD Başkan Yardımcısı JD Vance hem de Trump'ın müttefiki Elon Musk, AFD'yi açıkça desteklemişti.
Merz seçmenlerine, "Amerika'da olup bitenler hakkında hiçbir yanılsamam yok. Bay Elon Musk'ın Alman seçim kampanyasına yaptığı son müdahalelere bir bakın" ifadeleriyle rakiplerine verdiği desteği hatırlattı ve şöyle devam etti:
"Washington'ın müdahaleleri, Moskova'dan gördüğümüz müdahalelerden daha az dramatik, sert ve nihayetinde çirkin değildi. Dolayısıyla iki taraftan da o kadar büyük bir baskı altındayız ki şu anki mutlak önceliğim Avrupa'da birlik yaratmak”
Almanya, 27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği'nin en kalabalık ve ekonomisi güçlü olan bir ülkesi olarak öne çıkıyor ve NATO'nun önde gelen üyelerinden biri. ABD'den sonra Ukrayna'nın ikinci büyük silah tedarikçisi olan Almanya, Trump yönetiminin çatışmacı dış siyaset ve ticaret politikası da dahil olmak üzere önümüzdeki yıllardaki zorluklara kıtanın verdiği tepkiyi şekillendirmede merkezi bir rol oynaması bekleniyor.
Merz sözlerine şöyle devam etti:
“En önemli şey, Almanya'da mümkün olan en kısa sürede yaşayabilir bir hükümetin yeniden kurulmasıdır.
Sorumluluğun farkındayım. Ayrıca önümüzde duran görevin öneminin de farkındayım. Buna saygıyla yaklaşıyorum ve bunun kolay olmayacağını biliyorum.
Dışarıdaki dünya bizi beklemiyor ve uzun sürecek koalisyon görüşmelerini ve müzakerelerini de beklemiyor”
Almanya’da seçimler ve siyasi boşluk nedeni ile dünya siyasetinin hızlı manevralarına karşı Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier kritik ziyaret ve görüşmeler yapmış ve Ortadoğu turu kapsamında 3 hafta önce Ankara’yı da ziyaret etmişti. Bu görüşmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye, Gazze ve mülteci konuları ele alınmıştı.