Dünya Müslüman Alemler Birliği ve İslam Âlimleri Vakfı iş birliğinde, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda gerçekleştirilen "İslami ve İnsani Sorumluluk: Gazze" temalı Müslüman Alimler Buluşması’nda konuşmalar arasındaki uçurum dikkat çekti.

Programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, Türkiye Müslüman Alimler Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrallah Hacımüftüoğlu, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği Kudüs Komitesi Başkanı Şeyh Mervan Ebu Ras, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Şeyh Ali Muhammed El Sallabi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkan Yardımcısı Şeyh Muhammed el-Hasan el-Daddo ve dünyanın dört bir yanından 50’den fazla ülkeden 100’ün üzerinde ilim heyeti temsilcisi ve çok sayıda tanınmış alim katıldı.

Buluşmada Dünya Müslüman Alimler Birliği Filistin Şube Başkanı Dr. Mervan Ebu Ras’ın ordular emrinde olan liderlere Gazze için somut adım ve cihat çağrısı dikkat çekerken, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın resmen kıtlık edilen Gazze için muhatabı belli olmayan 23 aydır yaptığı etkisiz konuşması arasında fark “alim var alim var” dedirtti.

İslam Ülkelerinin Devlet Başkanları Hiç mi Utanmıyorlar?

Dünya Müslüman Alimler Birliği Filistin Şube Başkanı Dr. Mervan Ebu Ras’ın “İslam ülkelerinin devlet başkanları, bu manzara karşısında hiç mi utanmıyorlar? Silahlarımız, imkânlarımız, gücümüz bugün işe yaramıyorsa ne zaman yarayacak? hemen, Gazze cihadına destek verilmelidir.” ifadeleriyle direk liderleri muhatap alarak somut adım için çağrı yapması büyük beğeni topladı.

Ebu Ras’ın konuşmalarında soykırım sürecini ve işgali sonra erdirecek tek gücün ordular ve orduları sevk etmesi gereken liderlere yönelik yaptığı cesur konuşmasında şu ifadeler öne çıktı:

“ABD, AB ve tüm küfür cephesinin devletleri, işgal devletine silahı, erzağı, enerjiyi ve yalan propagandayı taşırken; Gazzelilerin silahsız, gıdasız, susuz, sahipsiz ve umutsuz bırakılması bir Müslüman’ı utandırmaz mı?

Hemen, evet hemen şimdi; cihada destek verilmeli, mücahitlere silah, çocuklara yemek, yaralılara tedavi, sivillere güven verilmelidir.

İslam ülkelerinin devlet başkanları, bu manzara karşısında hiç mi utanmıyorlar? Trump’ın ve diğer zalimlerin açık açık işgale her türlü desteği verdiği bir tabloda; Türkiye, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Malezya ve diğer Müslüman ülkelerin liderleri daha neyi bekliyorlar? Silahlarımız, imkânlarımız, gücümüz bugün işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak?

Biz neden kardeşlerimize açık ve onurlu bir şekilde destek vermiyoruz? Neden yumruğumuzu masaya vuramıyoruz?

Laiklerden, sekülerlerden veya keyfine düşkünlerden korkuyor muyuz? Unutmayalım: Bizim onlarla mücadelemiz bitmemiştir ve asla bitmeyecektir!

Filistin ve Gazze artık sadece bir toprak parçası değil; bir bilinç, bir direniş ruhu, zulme meydan okuma ve var olma meselesidir.

Bütün devletler için Gazze: Ya varsınız ya da yoksunuz… Ya direnenlerdensiniz ya da zulme, işgale ve siyonizme esirsiniz.

Yeter artık! Susmak haramdır! Durmak haramdır! Oturmak haramdır! El uzatmamak haramdır! Birleşmemek haramdır! Ayrı durmak, ihtilafa düşmek haramdır!”

Ali Erbaş, Orduları Emrinde Tutan Liderlere Değil Alem-i İslam’a Seslendi

Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise şu ifadeleri kullandı:

"İslam ümmetini ve tüm dünyayı zulme karşı seferber etmek için buradayız. Mazlumların sesi olmak için buradayız. Bu önemli buluşmaya vesile olan Dünya Müslüman Alimler Birliği ile İslam Alimleri Vakfı’na teşekkür ediyorum. Öncülük eden değerli kardeşim, kıymetli dostum, Muhyiddin Ali Karadaği Beyefendiye çok teşekkür ediyorum. Yüce Allah’tan bu çalışmamızı hayırlara vesile kılsın. Gazze, Kudüs, sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Mü’minler için bir iman ve izzet meselesidir. İnsanlık için bir ahlak ve vicdan meselesidir. Bugün soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir. İnsanlık için en büyük musibettir. Evrensel değerleri yok eden inatçı bir mikroptur. Filistin topraklarını bu mikroptan temizlemek zorundayız"

Alemi İslam’a seslendiğini söyleyen Erbaş, "İşgalci zalimler, Müslümanların dağınıklığından istifade ediyor. Parçalanmışlığından cesaret buluyor. Gafletinden faydalanıyor. Biliyoruz ki işgalci siyonistler korkaktır. Ama Müslüman ülkeler gerekli tepkiyi gösteremediği için cesurmuş gibi davranıyorlar. Bu zulmün sebebi zalimlerin gücü değil Müslümanların dağınıklığıdır. Bu dağınıklık ve gaflet sebebiyle âlem-i İslam büyük bir vebal ve günah içerisindedir. Bunun için diyorum ki; Ey Müslümanlar; Birleşelim. Uyanık olalım. Fitne ve tefrikadan kurtulalım. Tüm gücümüzle zalimlerden hesap soralım. Zira Filistin’i işgalden kurtarmanın yolu; İslam ümmetinin somut ve kararlı adımlar atmasıdır. Ortak tavır almasıdır. Caydırıcı tepkiler ortaya koymasıdır. Açıkça ifade etmek isterim ki; Yegane çözüm, ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır" şeklinde konuştu.

"Filistin’e barış gelinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Filistin özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir"

Konuşmasının devamında Müslümanların dağınıklığının Gazze’deki soykırım sürmesindeki en büyük neden olduğunu ifade eden Erbaş ancak dağınıklığın sebebi ya da çözümünü ortaya koymadı. STK’ların ve aktivistlerin tepkilerini överek mücadelenin bu yönde olmasına işaret etti ve bu yönde çalışmalar yapacaklarını söyledi.

22 Ağustos’ta başlayan ve sekiz gün sürecek buluşmada çalıştaylar, paneller ve basın toplantılarıyla Gazze’ye yönelik insani yardımın güçlendirilmesi, ümmetin birliği ve uluslararası sorumlulukların hatırlatılması hedefleniyor. Program, 29 Ağustos Cuma günü Ayasofya Camii’nde kılınacak cuma namazının ardından açıklanacak sonuç beyannamesi ile tamamlanacak.