7 Ekim 2023 sabahı, Yahudi varlığı “İsrail”in Filistin topraklarında 77 yıldır sürdürdüğü işgal ve katliamlara karşı başlatılan Aksa Tufanı Harekâtı, ölüm, yıkım ve soykırımın gölgesinde ikinci yılını geride bıraktı.

İslam ümmeti için tarihi bir kırılma noktası olan bu harekât, “İsrail”in sahte yenilmezlik imajını yerle bir etti ve ümmetin uyanışı adına bir dönüm noktası oldu. Ancak aynı zamanda, Yahudi varlığı ile normalleşme sürecine giren İslam beldelerinin yönetimlerinin hesaplarını altüst ettiği için Gazze, iki yıldır yalnız ve sahipsiz bırakıldı.

İki Yılda Gazze’deki Ölüm ve Yıkımın Bilançosu Ağır

İki yıl içerisinde Gazze’ye 200 bin tondan fazla bomba atıldı. Gazze Şeridi’nin yaklaşık %90’ı, işgalin sebep olduğu kapsamlı yıkıma uğradı.

Saldırılar sonucunda 76 binden fazla Filistinli şehit oldu. Bunların arasında 20 bin çocuk ve 12 bin 500 kadın bulunuyor. Hastanelere ulaşan yaralı sayısı 170 binin üzerinde.

460 kişi açlıktan hayatını kaybederken, 38 hastane ve 96 sağlık merkezi bombalandı ya da hizmet dışı bırakıldı.

Eğitim kurumları da hedef alındı. Okulların yüzde 95’i hasar gördü, 13 bin 500 öğrenci, 830 öğretmen ve 193 akademisyen yaşamını yitirdi. Yaklaşık 785 bin öğrenci eğitimden mahrum kaldı.

Gazze’de yaşanan vahşetin dünyaya duyurulmasını engellemek için gazeteciler sistematik olarak hedef alındı ve 254 gazeteci şehit edildi.

Gazze’de 1.000’den fazla cami yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Saldırılar sonucunda 268 bin konut tamamen, 153 bin konut kısmen yıkıldı; 288 bin Filistinli aile evsiz kaldı.

Bunların yanında, Birleşmiş Milletler’e bağlı kişi ve kuruluşlar hedef alınarak yüzlerce BM çalışanı öldürüldü.

Hâlihazırda Gazze Şeridi’nde yaşayan 2,4 milyondan fazla kişi, soykırım, aç bırakma ve etnik temizlik politikalarına maruz kalmaktadır. 730 gün, yani iki yıldır süren soykırım ve etnik temizlik doğrudan sivil halkı hedef almaktadır.

Uluslararası Sistem İflas Etti, İslam Beldeleri Yöneticileri Sadece Kınadı

İki yıl boyunca uluslararası toplum, katliamı durdurmak için tek bir somut adım dahi atmadı. Birleşmiş Milletler sessiz kaldı, Uluslararası Adalet Divanı’nın göstermelik kararı hiçbir etkide bulunmadı. ABD ve Batılı sömürgeci devletler, kimi zaman açık kimi zaman üstü kapalı şekilde işgalci terör varlığını desteklediklerini açıkladılar.

57 devletten oluşan, devasa ordu ve imkânlara sahip İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ise Gazze gündemiyle 6 kez toplandı. Her toplantıdan sonra “İsrail”i kınadı; ancak Gazze için fiili bir adım atmadı. Ticaret kesilmedi, petrol akışı durdurulmadı, limanlar kapatılmadı, diplomatik ilişkiler askıya alınmadı. Gazze, katil İsrail’in olmayan merhametine terk edildi.

Şimdi aynı İslam beldelerinin yöneticileri, ABD Başkanı Trump’ın, Yahudi varlığı “İsrail”in işgalini tahkim ederek Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan sözde barış planı için Hamas’a baskı uyguluyor.

Gazze Ümmetin Sahipsiz Olduğunu Ortaya Koydu

Aksa Tufanı’nın ikinci yılında, Müslümanların ve insanlığın karşı karşıya olduğu tablo; sömürgeci kapitalist sistemin artık sürdürülebilir olmadığını, dünyanın ise yeni bir hayat nizamına muhtaç ve gebe olduğunu açık bir şekilde gösterdi.

İki yıl boyunca yapılan gösteriler, yürüyüşler, boykot çalışmaları ve son olarak ablukayı kırmayı amaçlayan Sumud Filosu’nun eylemleri, işgalci İsrail’e engel olmayan devletlerin kendi halklarını temsil etmediklerini bir kez daha kayıtlara geçirdi.

Gazze, aynı zamanda kendi sahipsizliğinin İslam ümmetinin sahipsizliği olduğunu; 57 liderin bir Halife etmemesinin bu sahipsizliğin en açık göstergesi olduğunu ortaya koydu.

Aksa Tufanı’nın ikinci yılını geride bırakırken Gazze’de katliam da direniş de devam ediyor.

#AksaTufanı