Muharrem Coşkun’un moderatörlüğünde Akit TV’de yayınlanan Kırmızı Masa programında, Hizb-ut Tahrir ve Hilafet konuşuldu.
1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde Filistin'e destek ve Kuzey Irak’taki alçak terör saldırısının lanetlendiği yürüyüş sonrasında elinde Tevhid (LailaheillAllah MuhamedurRasulullah) bayrağı olan bir Müslümanın vahşice saldırıya uğraması üzerine sosyal medyada Kelime-i Tevhid ve Hilafet, gündemin ilk sıralarına oturdu. Gündemde bu konular tartışılırken Köklü Değişim’in 17 Aralık’ta düzenlediği "Gazze İçin Tek Yürek Tek Ses" başlığı altında İstanbul’da Beyazıt Camii’nden, Saraçhane Parkı’na yürüyüş görüntüleri, Kemalist medya tarafından kasıtlı olarak Galata Köprüsü’ndeki yürüyüşmüş gibi gösterilerek Hizb-ut Tahrir ve Köklü Değişim hedefe koyulmuştu.
Köklü Değişim’in yürüyüşünde ve Saraçhane’deki basın açıklaması esnasında toplanan binlerce Müslüman, “Hilafet” sloganlarıyla Filistin ve Gazze’nin kurtuluşunun ancak bu şekilde gerçekleşeceğini ifade etmişti.
Gündemin ilk sıralarında yer alan Hilafet ve Hizb-ut Tahrir konuları kimi medya kuruluşları tarafından karalanırken kimisi de kendi dilinden dinlemek için misafir etmişti.
Son olarak Muharrem Coşkun’un moderatörlüğünde Akit TV’de yayınlanan Kırmızı Masa programına Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar ve Köklü Değişim Yazarı İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu konuk oldu.
Hilafet neden bu kadar önemli? Olmadan olmaz mı, bu ısrar neden? sorusunu Abdullah İmamoğlu, şeri hükümlere dayandırdığı yanıtında şu ifadelerle anlattı:
"Hilafet, sadece Hizb-ut Tahrir'in ortaya koyduğu bir sistem değildir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem efendimizden sonra Hilafet var olmuştur. Hatta sahabe efendilerimiz bu hususta ittifak etmiştir. Zira Rasulullah efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuştur: 'Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır... Hilafet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır... Sonra, nübüvvet sisteminde bir Hilafet olur.' (Ahmed b. Hanbel, 4/273)"
Gündemde çokça yer alan “Hizb-ut Tahrir nedir? Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?” sorusuna ise Mahmut Kar, Hizb-ut Tahrir'in fikrî ve siyasi bir parti olduğunu, İslam'ı ideoloji olarak benimsediğini söyleyerek cevap verdi.
Hizb-ut Tahrir'in hukuki durumuna ilişkin soruyu cevaplandıran Kar, Yargıtay'ın haksız içtihat kararından hareketle ceza aldıklarını ancak AYM'nin Hizb-ut Tahrir'in lehine verdiği 12 ayrı hak ihlali kararının olduğunu söyledi.
Mahmut Kar, Hizb-ut Tahrir ile ilgili olarak öne sürülen “İngiltere tarafından kurdurulmuştur” gibi iddiaları da yanıtlayarak tek tek çürüttü.
Kar, "Bu iddia, asla hiçbir şekilde ispat edilememiştir. Hizb-ut Tahrir'in kurmak istediği Hilafet, İngiltere, ABD gibi sömürgeci devletleri ve onların çıkarlarını zora sokacaktır. Dolayısıyla böylesi bir devleti kuracak Hizb'i İngiltere'nin desteklemesi söz konusu olamaz. Aksine Hilafet'i kaldıranlar, İngilizler tarafından desteklenmiştir." dedi.
“Hilafet tepeden inmeci olarak mı kurulacak?” sorusuna yanıt veren İmamoğlu şunları söyledi:
"Hayır, bilakis Hilafet, ümmet coğrafyasında özlenen ve beklenen bir olgudur. Müslüman halklar Hilafet'i arzulamaktadır ve kurulacak Hilafet bu minvalde asla tepeden inmeci bir devlet olmayacaktır."
3 ayı aşkın süredir kamuoyunun gündeminde olan Gazze’deki katliama karşı yapılan eylemlerde "Hizb-ut Tahrir'in gündem edilmesinin sebebi nedir? 28 Şubat havası hissediyor musunuz?" sorusuna; Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, "Tabii ki böyle bir hava var ama bu havanın oluşmasında etken Hizb-ut Tahrir değildir. Hizb-ut Tahrir, 7 Ekim'den bugüne sürekli meydanlardadır. Ayrıca Hizb-ut Tahrir kritik zamanlarda değil her zaman faaliyet halindedir." dedi.
_
Programın tamamını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz…