ABD’den Türkiye’ye Emrivaki: "Afgan İşbirlikçilerime Sınırları Aç!"
04 Ağustos 2021

ABD’den Türkiye’ye Emrivaki: "Afgan İşbirlikçilerime Sınırları Aç!"

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

İşgal ettiği ülkelerde kendi batıl fikirlerini ve nizamını yerleştirmek için STK’lar aracılığıyla yerli işbirlikçi devşiren Washington, Afganistan’da kendisi için çalışanları güvenli bir yere nakletmek istiyor. ABD, Afganistan’da birlikte çalıştığı hainlere ikamet için Türkiye’yi işaret etmesine Dışişleri Bakanlığı “bize danışmadan alındığı için kabul etmiyoruz” diyerek tepki gösterdi. ABD’nin bu kararı, Washington’ın Ankara ile ilişkileri emrivaki yoluyla yürüttüğü ve bunu artık açıkça yapmaktan çekinmeyecek kadar belirginleştiği fikrini kuvvetlendiriyor. Ankara son olarak Taliban'ın işgalci tanımlamasına rağmen ABD'nin isteği üzerine Kabil Havalimanı'nda varlığını sürdürmek için yoğun çaba sarf ediyor.

Türkiye, Washington'ın, "ABD İçin Çalışan Afganlar ve Ailelerine Yönelik Göçmen Kabul Programı"na ilişkin açıklamaya tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD'nin açıkladığı "ABD İçin Çalışan Afganlar ve Ailelerine Yönelik Göçmen Kabul Programı"na ilişkin, “Türkiye olarak ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz. ABD, eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür.” ifadelerini kullandı.

Konuya ilişkin sorulan soruya yazılı yanıt veren Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığının dün yaptığı açıklamada, ABD'nin, ABD merkezli STK'ler ve basın kuruluşları için çalışan Afganlar ve ailelerine yönelik göçmen kabul programı ile Afganların ABD'ye göç başvurularının bağlı oldukları kuruluşlar aracılığıyla üçüncü ülkelerden alınacağının belirtildiği ve başvurular için Türkiye'nin de işaret edildiğini hatırlattı. Bilgiç, "Öncelikle ABD'nin açıklaması bölgemizde büyük bir göç krizine neden olacak ve göç yollarında Afganların acılarını artıracaktır. Soruna bölge ülkeleri arasında çözüm bulmak yerine ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin son 7 yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu anımsatan Bilgiç, yeni bir göç krizinin üçüncü bir ülke adına üstlenecek kapasitesinin bulunmadığını ifade etti. Bilgiç, şunları kaydetti:

Türkiye olarak ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz. ABD, eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür. Ülkemiz, hiçbir durumda üçüncü ülkelerin uluslararası sorumluluklarını devralmayacak, kanunlarımızın üçüncü ülkeler tarafından kendi amaçları için kötüye kullanılmasına izin vermeyecektir. Bölgemizde üçüncü ülkelerin kararları neticesinde yaşanan göç krizlerinin yükünün Türk milleti tarafından üstlenilmesini kimse beklememelidir.”

Türkiye, Suriye’de de ABD planı çerçevesinde Astana Üçlüsü ile hareket ederek Esed rejiminin ayakta kalmasını sağlayarak milyonlarca Suriyeli Müslümanın yerinden edilmesine katkı sağladı. ABD, Suriye’de kendi çıkarları için çalışan Esed rejiminin yıkılmasına karşı çıkarak 10 yıldır Suriye’yi kan gölüne çevirdi. Ailelerini Rusya, İran ve Esed rejminin katliamlarından korumak için Türkiye ve Lübnan gibi komşu ülkelere sığınan Suriyeli Müslümanlar, geçici ikamet ettikleri bölgelerde ırkçı, faşist saldırılara maruz kaldılar. Bugün ABD’nin dış politik çıkarları için Afganistan’da iş tutan Ankara, “dost ve müttefik” olarak hitap ettiği Washington’ın Afgan mültecileri ile ilgili emrivakisine tepki gösteriyor. Dünyanın neredeyse her bölgesinden AB ve ABD’ye doğru ilerleyen göç dalgasının asıl nedeni; bu sömürgeci Batılı kapitalist devletlerin ülkeleri işgal ederek, sömürmesi ve yerli işbirlikçileri ile sürdürülen çıkar savaşlarından kaynaklanıyor. Göçün müsebbibi belli iken göçmenlere savaş açan ırkçı siyasiler ise hizmet ettikleri efendilerini suçlayamadığı için ülkelerine sığınan mazlumları hedef alarak oy peşinde koşan menfaatçi düşük bir politika izliyorlar. Türkiye'de de CHP ve İYİ Parti önderliğinde muhalefet partileri bu çirkin siyaseti sürdürüyor.