Ankara’nın “dost ve müttefik” olarak nitelediği Amerika Birleşik Devletleri’nin Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, omurgasını terör örgütü PKK/YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli oluşumun PKK olmadığını ve bu grupla 2014'ten bu yana birlikte çalıştıklarını söyledi.
ABD yıllardır bu açıklamayı yapmasın rağmen Ankara, “dost, müttefik ve stratejik ortak” dediği Washington ile dünya çapındaki operasyonlarda koordinasyon içinde hareket ediyor.
Amerikan kamuoyunu sarsan Savunma Bakanlığı belgelerinin sızdırılması skandalıyla ilgili basın açıklaması yapan Ryder'a, Türk gazetecilerce Amerikan askerlerinin Irak'ın kuzeyinde Ferhat Abdi Şahin’e neden eşlik ettiği ve bu misyon için Irak makamlarından izin alınıp alınmadığı yönündeki sorular yöneltildi.
Sözcü Ryder, Amerikan askerlerinin, Ferhat Abdi Şahin’e Kuzey Irak’ta IŞİD'le mücadele gerekçesiyle eşlik ettiği yanıtını verdi.
Ryder, söz konusu seyahatin Irak merkezi hükümetinden izin alınarak yapılıp yapılmadığı sorusuna ise net yanıt vermekten kaçındı.
ABD'li Sözcü, günlük basın toplantısında, “CENTCOM, geçen hafta üç ABD askerinin Kuzey Irak’ın Süleymaniye ilinde bir hava saldırısına hedef olan YPG/SDG elebaşı Mazlum Abdi’ye eşlik ettiğini teyit etti. Amerikan askerlerinin Mazlum Abdi ile oradaki görev ve angajmanları nelerdi?” sorusuna karşılık IŞİD'le ile mücadeleyi gerekçe göstererek törör örgütüne yönelik desteğine meşruiyet kazandırmaya çalıştığı gözlemlendi.
Irak’ın Süleymaniye kentinde, 7 Nisan'da ABD askerlerinin de bulunduğu seyir halindeki bir konvoya ateş açıldığını, mühimmatın konvoyun 100 metre uzağına düştüğünü ve herhangi bir kayıp olmadığını aktaran Ryder, Amerikan askerlerinin “IŞİD ile mücadele kapsamında” orada olduğunu söyledi.
Seyahate Irak tarafından izin verilip verilmediği sorusunu ise IŞİD ile mücadelede Irak güvenlik güçlerine taktik destek verdiklerini söyleyerek yanıtladı.
Ryder, "Bu operasyon, IŞİD ile mücadele bakımından bölgeler arasında bir görevdi." değerlendirmesinde bulundu.
"Mazlum Abdi Suriye’de. Siz Suriye’de onunla iş birliği yapıyorsunuz. Burada sınır ötesi bir durum var." sorusuna Ryder, IŞİD ile mücadele koalisyonunun karargahının Irak’ta olduğunu söylemekle yetindi.
"ABD ordu mensupları SDG lideriyle birlikte hareket ederken, Savunma Bakanlığı içinde, Amerikan askerlerinin de meşru bir hedef haline getirildiği endişesi yok mu? En azından en büyük NATO müttefiklerinizden biri (Türkiye), PKK ile on yıllardır süren ve ABD istihbarat topluluğu tarafından çok iyi bilindiği düşünülen bu ilişki nedeniyle?" yönündeki soruya ABD'li sözcü, "Hayır" yanıtını verdi.
Ryder'ın bu açıklaması, YPG'li teröristlerin ABD askerlerin kalkanı altında olduğunu ve bu şekilde Türkiye'nin kendilerini hedef almayacağından emin olduklarını ortaya koyuyor.
Tuğgeneral Patrick Ryder, şunları söyledi:
"IŞİD'i yenme misyonunun bir parçası olarak SDG ile 2014'ten, 2015'ten bu yana ortaklık yapıyoruz. Onlarla uzun süredir devam eden bir ilişkimiz var. Onlar PKK değil. IŞİD'i yenmek için SDG ile ortaklık yapıyoruz. Yani hayır, çok uzun bir süredir ortak operasyonlar yürütüyoruz."
Ryder, bu açıklamalarda bulunsa da YPG gösterilerinde Apo posterleri, PKK'ya ait flamalar yer alıyor. Ayrıca terör örgütünün Irak ve Suriye'deki kolları arasında organik bağ bulunduğu Ankara tarafından beyan edilmişti.
Türkiye, SDG'yi oluşturan unsurlardan YPG'yi, PKK'nın Suriye kolu ve terör örgütü olduğunu defalarca açıklamıştı.
Esed rejimini, karadan İran ve havadan Rusya ile destekleyen ABD, binlerce TIR silahla teçhiz ettiği YPG/PKK’yı ihtiyati kuvvet olarak elinde tutuyor. Washington, bu iş birliğini IŞİD ile mücadele kapsamında meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Terör örgütü özellikle Suriye'nin kuzeyinde yerel halk tarafından İslam düşmanlığı ile tanınıyor. Ayrıca bölgedeki ailelerin çocuklarını zorla silah altına aldığı da biliniyor.
ABD, 2015 yılında Suriye sahasına çağırdığı Rusya ve İran’ın yanı sıra Türkiye’nin da katılımıyla “Astana Üçlüsü”nün faaliyetlerine yeşil ışık yakmıştı. Washington, Baba Esed’den beri çıkarlarını koruyan bölgedeki ajanı Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güden BM’nin 2254 ayılı kararını da desteklediğini açıklamıştı. Ayrıca ABD’nin başta Türkiye, Suud ve Sisi rejimi olmak üzere Ortadoğu’daki “dost ve müttefikleri” bu plan doğrultusunda seferber olmuş durumda.