İşgalci ‘İsrail’ ordusu Gazze’deki pusuda büyük kayıp verdi 

Köklü-Değişim-'İsrail'-Ordusunda-Hezimet.jpg

İşgalci ‘İsrail’in Gazze’nin tümünü işgal etme hedefiyle başlattığı “Gidyon’un Savaş Arabaları-2” operasyonu, Kassam Tugayları’nın kurduğu pusularda verilen kayıplar nedeniyle hezimetle başladı. 

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin, Gazze şehrini işgal etme planlarının ‘İsrail'in siyasi ve askeri liderliği için ‘tehlikeli bir durum’ olacağını açıklamasından sadece birkaç saat sonra Kassam Tugayları, ez-Zeytun ve es-Sabra mahalleleri arasında konuşlanmış ‘İsrail’ güçlerine sürpriz bir saldırı düzenledi.

Başta yerleşimcilerle bağlantılı ‘İsrail’ platformları, ilk saldırının haberleriyle çalkalandı. Bu saldırıyı, ‘İsrail’ güçlerinin konuşlandığı birkaç bölgede en az iki saldırı daha izledi. **Ancak ‘İsrail’ devlet medyası, dört askerin kaybolduğu haberleri artmaya başlayana kadar olan biten hakkında sessiz kaldı ve yayın yasağı getirildi.**

Gazze’deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, karmaşık saldırının dün akşam geç saatlerde, direniş savaşçılarının tünel açıklıklarından ez-Zeytun mahallesinde konuşlanmış ‘İsrail’ güçlerinin bulunduğu bölgelere ulaşmayı başardıktan sonra başladığını bildirdi. **Kassam Tugayları mensupları, ‘İsrail’ güçlerini, onlara ateş açarak ve patlayıcı cihazlar patlatarak şaşırttılar. Bu patlayıcıların bazıları operasyon hazırlıkları sırasında önceden yerleştirilmişti ve işgal güçleri bölgede uzun süredir bulunmalarına rağmen bunları tespit edemedi.**

Kaynaklar, Kassam Tugayları’nın birkaç gruba ayrıldığını ve ‘İsrail’ güçlerine birden fazla yerden saldırdığını, uzaktan birkaç havan topu mermisi ateşleyen topçu birlikleri ve ana saldırı bölgesine gelen destek güçlerine ateş eden keskin nişancılar tarafından desteklendiğini belirtti. Diğer iki saldırı, ana toplanma alanına yakın noktalara yönelikti ve amaç, takviye kuvvetlerinin bölgeye ulaşmasını engellemek ve bazı ‘İsrail’ askerlerinin esir alınması durumunda onları kurtarma girişimlerini boşa çıkarmaktı.

Aynı kaynaklara göre, hafif silahlar (kalaşnikoflar) ve patlayıcı cihazların yanı sıra, aynı saldırıda Yasin 105 füzeleri de kullanıldı. Operasyona katılan direnişçilerin bir kısmı şehit oldu, diğerleri ise geri çekilmeyi başardı.

Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve kuzeyindeki Beyt Hanun'da son zamanlarda gerçekleştirdiği bir dizi operasyonda, ‘İsrail’ askerlerini esir almaya çalıştığı sürpriz saldırı taktiğini bir kez daha benimsedi. Bu taktik, yaklaşık iki ay önce bir dizi ardışık saldırıda benimsenen taktiğe benziyor. Ancak bu kez mümkün olduğunca çok sayıda direniş savaşçısının katılımıyla, birkaç gruba ayrılıp aynı anda birden fazla noktaya saldırı düzenlendi.

Aynı kaynaklar, yeni saldırının ‘İsrailli’ askerleri esir alma girişimini de içerdiğini doğruladı. Ancak saha koşulları ve savaş uçakları, helikopterler ve insansız hava araçlarının (İHA) müdahalesi, saldırıyı tamamen engellemek amacıyla ağır ateş gücü kullanılması nedeniyle operasyonun tamamlanmasını engelledi.

**Kaynaklar, saldırının ‘İsrail’ ordusunun iki haftadan fazla süredir bulunduğu bir bölgede gerçekleştiğini belirtti. Buna rağmen ‘İsrail’ güçleri, bölgeye yerleştirilen bazı patlayıcı cihazları tespit edemedi ve direnişçilerin bölgeye sızdığı tünelleri ortaya çıkaramadı, oysa kara kuvvetleri bölgeye girmeden önce tonlarca patlayıcı kullanmış, tünelleri ve direniş güçlerini yok etmek için yakıp yıkma politikası uygulamış, ayrıca bölgedeki onlarca evi yerle bir etmişti.**

Kassam Tugayları, ‘İsrail’ ordusunun uzun süredir faaliyet gösterdiği bölgelerde aynı saldırıları defalarca gerçekleştirdi. Bu bölgeler tamamen yok edildi ve ordu, Gazze Şeridi içinde kuvvetleri için yeni mevziler oluşturdu.

‘İsrailli’ subaylar, son iki gün içinde buradan video haberler yayınlayan ez-Zeytun mahallesindeki ‘İsrail’ medya kuruluşlarıyla yaptıkları toplantılarda, yüzlerce Hamas militanını ortadan kaldırmakla övündüler. Ayrıca, bazıları öldürülen bir grup militanın ateş açması sonucu bir subayın elinden hafif yaralandığı bir olay dışında, bu mahallede önemli bir direnişle karşılaşmadıklarını iddia ettiler. Subaylar, yedinci kez üst üste kara operasyonu yürütülen mahallenin geri kalanını da yok edeceklerine söz verdiler.

Bu sabah erken saatlerde yerleşimci platformları tarafından sızdırılan bilgilere göre, Hamas'ın düzenlediği büyük saldırıda bir asker öldü, 11 asker ağır yaralandı, çok sayıda asker de orta ve hafif derecede yaralandı. Toplam yaralı sayısından yedisi, üçü ağır olmak üzere, bir zırhlı personel taşıyıcısındaki patlayıcı nedeniyle yaralandı.

Bu sabah itibarıyla Kassam Tugayları, üyeleri tarafından gerçekleştirilen saldırının ayrıntılarını açıklamamışken, ‘İsrail’ ordusu bu konuda sessizliğini korudu. Cumartesi (Şabat) tatili nedeniyle saldırının sonuçlarının öğleden sonra açıklanacağı yönünde iddialar var. 

Dün gece ‘İsrail’ kaynaklarının aktardığı haberlere göre, işgal ordusunda 2 asker öldü, 13 asker ağır yaralandı ve 4 askerin de kayıp olduğu açıklanmıştı.


‘İsrail’in “Gidyon’un Arabaları-2” Operasyonu Hezimetle Başladı 

ABD, Abbas ve ekibinin BM toplantısına katılmasını engelleyecek 

Köklü-Değişim,ABD’den,-Abbas’a-Aşağılama,BMGK’ya-Katılması-Engellenecek-.jpg

ABD, Eylül ayında yapılması planlanan BM Genel Kurulu öncesinde FKÖ ve Filistin Yönetimi üyelerinin vizelerini iptal ettiğini duyurdu. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, Mahmud Abbas ve diğer 80 Filistinli yetkilinin vizelerinin iptal edildiğini açıkladı. Yetkililere yeni vize de verilmeyecek. 

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklama şöyle: 

**"Filistin Kurtuluş Örgütü ve Filistin Yönetimi'nin, taahhütlerini yerine getirmemeleri ve barış umutlarını baltalamaları nedeniyle hesap vermelerini sağlamak ulusal güvenlik çıkarlarımız doğrultusundadır"**

**Abbas’tan Sadakat Mesajı**

Abbas'ın ofisi, ABD'nin kararının **"derin üzüntü ve şaşkınlığını"** dile getirerek, "özellikle Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler'de gözlemci üye olması göz önüne alındığında, uluslararası hukuka ve BM Genel Merkez Anlaşması'na açıkça aykırı olduğunu" ifade etti. 

ABD ve ‘İsrail’ ekseninde hareket eden ve Filistin halkı nezdinde itibarı olmayan Abbas, ABD'yi bu adımı yeniden gözden geçirmeye ve geri almaya çağırarak, **Filistin'in uluslararası hukuka, BM kararlarına ve ABD Başkanı Donald Trump da dahil olmak üzere dünya liderlerine yazdığı mektuplarda ifade edildiği gibi barışa yönelik yükümlülüklerine olan tam bağlılığını yeniden teyit etti.**

Abbas, New York’taki BM Genel Merkezi'nde yapılacak yıllık Üst Düzey BM Genel Kurulu için New York'a seyahat etmeyi planlıyordu. Ayrıca, **Fransa ve Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde, İngiltere, Fransa, Avustralya ve Kanada'nın Filistin devletini resmen tanımayı** planladığı zirveye de katılması planlanıyordu.

ABD’nin hamlesinin, İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin yanı sıra Avustralya ve Kanada’nın Filistin devletini tanıma taahhüdünün ardından gelmesi dikkat çekiyor. 




ABD’den, Abbas’a Aşağılama: BMGK’ya Katılımı Engellenecek 

Özbekistan rejimi İstanbul'da protesto edildi.

Özbekistan Basın Açıklaması.jpg

İstanbul’daki Özbekistan Konsolosluğu önünde bugün bir basın açıklaması yapıldı. **MAZLUMDER** tarafından gerçekleştirilen açıklamaya, **Köklü Değişim adına İstanbul Temsilcisi Muhammed Emin Yıldırım** da katıldı. Açıklamada Özbekistan hükümetine insan haklarına riayet etme ve hukuk devleti ilkelerini uygulama çağrısı yapıldı. 

**“Özbekistan Hükümetini İnsan Haklarına Ve Hukuk Devleti İlkelerine Uymaya Davet Ediyoruz”** başlıklı açıklamada, 26 yıl boyunca ülkeyi yöneten eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov döneminde işlenen ağır hak ihlalleri hatırlatıldı. “Kerimov döneminde pek çok suç devlet eliyle işlendi. Allame Abduvali Hafız ve Ramazon Matkarimov’un kaçırılıp öldürülmesi, Abduvali Mirzayev’in kaybolması, 1999 sonrası toplu tutuklamalar ve 2005 Andican katliamı bunların bazılarıdır” denildi.

![Özbekistan Konsolosluğu.jpg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Oezbekistan_Konsoloslugu_b60e4a32a5.jpg)

Özbekistan’daki hak ihlallerine dikkat çeken açıklamada, **Obid Qori Nazarov’un oğlu Husniddin Nazarov’un 2005’te kaybolduğu, Nazarov’un kendisinin ise 2012’de İsveç’te devlet destekli bir suikasta uğradığı** hatırlatıldı.

Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in reform vaatlerine rağmen Kerimov dönemindeki suçların üzerine gidilmediği vurgulandı. Basın açıklamasında, “Bağımlı yargının verdiği kararlar düzeltilmedi, kayıplar hakkında bilgi verilmedi. Allame Abduvali Mirzaev, Abdulla Utaev ve diğerlerinin akıbeti hâlâ belirsiz” ifadeleri kullanıldı.

Yakın dönemde yaşanan ihlaller de gündeme getirildi. Türkiye’den Özbekistan’a iade edilen **Alisher Tursunov’un (Mübeşşir Ahmed) hukuksuz şekilde yargılandığına** dikkat çekilerek, “Bazı yasalar değişse de bürokratik zihniyet değişmediği için dini özgürlüklere yönelik baskılar yeniden alevleniyor” denildi.

Açıklamada, Özbekistan hükümetine yönelik somut talepler sıralandı:

•	Kerimov döneminde kaybolanların akıbetinin açıklanması,

•	Bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması,

•	Katledilen imam ve liderlerin mezarlarının ailelerine bildirilmesi,

•	1999 sonrası hapse atılan on binlerce Müslümanın serbest bırakılması,

•	2005 Andican katliamının sorumlularının yargılanması,

•	Sürgündeki muhaliflere ülkelerine dönme hakkı tanınması.

Son bölümde Özbekistan yönetimine açık bir çağrı yapıldı: “Unutulmamalıdır ki zulümle kaim olan hiçbir devlet kalıcı olmamıştır. Bir devletin bekası, halkının desteğini kazanmakla mümkündür. Mirziyoyev yönetimini İslam dinine ve din adamlarına yönelik baskıları sona erdirmeye, ifade hürriyeti ile din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almaya davet ediyoruz.”

![Burhan Kavuncu.jpg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Burhan_Kavuncu_ff3b3827a2.jpg)

Basın açıklamasının ardından, Özbekistan Konsolosluğu’na teslim edilmek üzere hazırlanan dilekçe **Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği Başkanı Burhan Kavuncu** tarafından okundu. Basın açıklaması, Özbekistan’daki mağdur aileler adına adalet ve hakikat çağrısının yinelenmesiyle sona erdi.


İstanbul’da Özbekistan Rejiminin İnsan Hakları İhlalleri Protesto Edildi

İslam alimleri Gazze Zirvesi’nin ardından alınan kararları duyurdu 

Köklü-Değişim,-İslam-Alimler-Birliği-Gazze-Bildirisi.jpg

Dünya Müslüman Alimler Birliği ve Türkiye'deki İslam Alimleri Vakfı işbirliğinde düzenlenen, 50 ülkeden 150 İslam aliminin katıldığı "İslami ve İnsani Bir Sorumluluk: Gazze" konferansı ve düzenlenen çalıştayın  ardından alınan kararlarlar duyuruldu.

İstanbul’daki Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda bir araya gelen 50 ülkeden 150’yi aşkın İslam alimi, Gazze’de yaşanan soykırım ve insanlık dramına dikkat çekmek için **"İslamî ve İnsani Sorumluluk: Gazze"** konferansı kapsamında buluştu. 8 gün süren çalıştayın ardından alimler, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde kılınan cuma namazı sonrası dünya kamuoyuna çağrıda bulundu.

**Ali Erbaş: “Boykota Devam”**

Cuma Namazı sonrası konuşan **Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Siyonist rejim Gazze'de tam anlamıyla bir soykırım yapmaktadır. Bizim inancımızda zulme sessiz kalmak, haramdır, yasaktır. Bu yüzden herkesin yapabileceği bir şey var. İşgalci Siyonistlerin mallarını boykota devam edilmelidir. Zalimler kirli emellerine kavuşmayacaklardır. Yeter ki vicdanlı insanlar bir olsun. Bu zulme sessiz kalan da mahşeri zamanda mahkum kalacaklardır.”** açıklamasında bulundu.

**Karadaği: “Her Türlü Direnişe Devam”**

**Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği açıklamasında, “Ey Gazze biz sizinleyiz. Siz bizimlesiniz. Bu mesajı Arap ve İslam alimine ve dünyaya iletiyoruz. Bu sorumluluk bütün İslam alemine aittir.” İfadelerini kullandı.

Karadaği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ederek Gazze’nin durumunu aktaracaklarını, ümmeti her türlü direnişe davet ettiklerini Erdoğan’a bildireceklerini söyledi.

**Sonuç Bildirgesi**

Konuşmaların ardından zirvede alınan karar ve tavsiyeler kamuoyu ile paylaşıldı: 

**1.** Filistin halkının silahlı direniş hakkı kesin olarak meşrudur. Direnişin silahsızlandırılmasına yönelik tüm çağrılar reddedilmiştir.

**2.** Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Gazze ablukasını kırmak ve halkın direncini desteklemek amacıyla, uluslararası “Özgürlük Filosu”na 20 gemiyle katılacaktır.

**3.** İslam dünyasındaki iş insanları ve ekonomik kuruluşlara, yıllık kazançlarının en az yüzde 2’sini Gazze’deki insani yardım ve kalkınma çalışmalarına ayırmaları çağrısı yapılmıştır. Bu süreç şeffaf ve hukuki mekanizmalarla yürütülecektir.

**4.** Bir sonraki yılın zekâtının yüzde 50’sinin Gazze halkına tahsis edilmesini caiz kılan bir fetvanın, Dünya Müslüman Âlimler Birliği tarafından ivedilikle çıkarılması tavsiye edilmiştir.

**5.** Tüm ülkeler, özellikle de İslam ülkeleri, işgalci ‘İsrail’ rejimiyle tüm siyasi, ekonomik ve askerî ilişkileri derhal ve tamamen kesmeye davet edilmiştir.

**6.** Birlik, kitlesel gösteriler ve protesto eylemleri düzenleyecek; halkların ifade özgürlüğü ve barışçıl gösteri haklarının korunması için hükümetlere çağrı yapacaktır.

**7.** Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının uygulanması ve savaş suçlusu işgalci liderlerin yargılanması için hükümetlere ve insan hakları kurumlarına destek çağrısı yapılmıştır.

**8.** Vatikan, Dünya Kiliseler Konseyi ve Doğu-Batı kiliseleri gibi dini kurumlar, Gazze’ye yönelik saldırıları durdurmaya yönelik açık ve ahlaki bir tutum almaya çağrılmıştır.

**9.** Filistin yönetimi başta olmak üzere tüm devletler, ‘İsrail’le yapılan her türlü güvenlik koordinasyonunu sonlandırmaya davet edilmiştir; zira bu koordinasyon halkı korumayı engellemekte ve işgali meşrulaştırmaktadır.

“İnsani ve İslami Bir Sorumluluk: Gazze” Çalıştayında Öne Çıkan Kararlar:

‘İsrail'in hedef aldığı devletleri, ‘İsrail'i caydırmak ve karşı durmak için gerçekçi ve somut adımlar atmaya çağırıyoruz.

Sınır ülkelerinin yardım girişi için kapıları açması vaciptir.

Gazze'nin yeniden müreffeh günlere kavuşması için Müslüman iş adamlarının sorumluluk üstlenmeleri dini bir vecibedir.

İslam ülkelerinin ‘İsrail’ ile her türlü ilişkilerini derhal kesmesi vaciptir.

‘İsrail’ ile bağlantılı firmaların ürünlerini almak haramdır. Boykot farzdır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin ‘İsrail’ ile alakalı kararları uygulanmalıdır.

Uluslararası mahkemeler soykırım suçlularını derhal yargılamalıdır. 


İslam Alimlerinden Gazze Bildirisi: Somut Adım Çağrısı 

Hakan Fidan, Gazze’deki durumun müsebbibi olarak ABD’yi gösterdi

Köklü Değişm, Fidan ,Rubio.jpg

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gündeme ilişkin yaptığı açıklamalarda Gazze’deki soykırıma da değinerek bu sürecin sorumlusu olarak her platformda Ankara’nın “dost, müttefik ve stratejik ortak” olarak nitelediği ABD’yi sorumlu tuttu. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, açıklamalarından ana başlıklarıyla şöyle:

**Gazze’de Soykırım**

-‘İsrail’in bir numaralı politikası, Filistin'i yaşanabilir yer olmaktan çıkartıp gönüllü tehcire zorlamak.

-‘İsrail’ yayılmacılığı bölge için büyük tehdittir.

-‘İsrail'i durdurma konusunda en fazla aracı olan ABD bunu kullanamıyor. **ABD, kendi değerlerine ters olan ne varsa savunan bir ülkeyi savunma durumuna düşüyor. Amerikan politik sistemi mutlaka kendini sorgulayacaktır. Halktan destek getirmeyeceği kesin. Bu politikaya yalnız belli lobilerden destek gelir.**

-**‘İsrail'i güçlü kılan ABD'nin sağladığı kayıtsız şartsız destek.**

-Parlamentodaki (TBMM) bütün parti grupları Filistin meselesinde tek yürek olmuş durumdalar. Ben daha önce de bilgilendirdim. Türkiye kendi içerisinde birçok konuda siyasal bölünmüşlük yaşayabiliyor. Ama bu konu söz konusu olunca muazzam bir birliktelik var. Bu da benim bu ülkenin Dışişleri Bakanı olarak gurur duyduğum bir şey.

**İslam Ülkelerinin Gazze Politikası**

-Şunun altını çizmem lazım, son iki yıldır, İslam İşbirliği Teşkilatının oluşturduğu grup var. 

-Arap ülkelerinin en az bizim kadar bu işin sona ermesi konusunda gayretlerinden şüphem yok. İslam ülkelerinin resmi olarak ‘İsrail'le pek bir ilişkisi yok.

-İslam ülkelerinin ABD üzerindeki etkilerini kullanması gerek. İslam dünyasında şu an için bir uyanış var. Arap ülkelerinin çoğunluğu en az bizim kadar hassaslar ama çaresizlik içerisine sokuldukları bir denklem var. Buradan ‘İsrail'in kabul edebileceği bir sonuç çıkmadı.

-İslam dünyasında şu an bir uyanış var. Bu uyanış nazik ve hassas olmalı. Kimse bu durumdan memnun değil, suçlamalar var ama inanın Arap ülkelerinin çoğu bizim kadar hassas. Ama yıllardır yalnız bırakıldıkları bir denklem de var.

-‘İsrail’ daha fazla toprak kazanma derdinde.

-‘İsrail’ sorunu, insanlığın kanayan yarası.

**Suriye'deki Süreç**

-Suriye konusu yıllardır izlediğimiz ve bundan sonra da izleyeceğimiz bir konu.

-Suriye'de jeopolitik bir kavram var, bunun bölgeye yansıması var. ‘İsrail'in Suriye ile ilgili ortaya koyduğu tavrın kabul edilebilir bir tarafı yok. Üniter devlete sahip olmak için başka etnisiteleri elinden almak ne kadar yanlışsa kendi etnisitemi koruyorum diye bölünme fikirleri de yanlış.

-YPG'nin Şam'la uzlaşma içinde olması, yeni Suriye'nin ortak kurulması gerekli.

-Suriye yanı başımızda, oradaki her türlü rahatsızlık bizi etkiliyor.

-Gerekli tedbirleri alıyoruz ve mesajları da ilettik.

**"Kılıç Kınından Çıkarsa" İfadesine Dair Açıklama**

**Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama gerek kalmaz" sözünün ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Fidan, şu açıklamayı yaptı: 

-Kadim bir devlet geleneğinden geliyoruz. Zor bir geçmişimiz oldu, muhtemelen zor bir geleceğimiz de olacak. Biz, bize düşmanlık yapılmadığı sürece düşmanlık eden bir yapımız yok. Cumhurbaşkanı'mızı yakından tanıyorum. Milli güvenlik konularında inanılmaz bir hassasiyeti var.

-Sınırımızın ötesinde bir tehdit oluştuğu zaman, biz onun burada bizi vurmasını beklemiyoruz. Bize düşmanlık yapılırsa geri adım atmayız.

-Suriye'de Kürt Ulusal Koalisyonu vardı, Suriye'de sadece YPG yok. Suriye'de birçok Kürt partisi var ve bunlar Türkiye'nin dostu. Türkiye ile iş birliği yapmak istiyorlar. Gelip daha geçen gün de bizim arkadaşlarımıza konuştular. ‘Biz yüzümüzü Ankara'ya dönüyoruz. Ankara gelsin bize yardımcı olsun' diyorlar. Bu önemli bir husus, Ankara'dan bekledikleri konu, Ankara'nın altını çizdiği parametreler.

**Azerbaycan-Ermenistan Mutabakatı**

-Ermenistan ile Azerbaycan arasında mutabık kalınan bir dizi anlaşma ve Azerbaycan ile ABD arasındaki anlaşma ile çok güzel bir tablo çıktı bölge adına. 
 
-Zengezur Koridoru ile ilgili somut bir şey yok. Kim işleteceği ve ne olacağı konusundaki durumu taraflar kendi aralarında müzakere edecekler.

-Biz Azeri kardeşlerimize güveniyoruz, yakın bir iş birliğimiz var.

-Paşinyan'ın ortaya koyduğu tavır, siyasi risk alması da takdir edilmesi gereken bir durum.

**Rusya-Ukrayna Savaşı**

-Barış için ümitliyiz. Türkiye kilit bir aktör olma özelliği taşıyor.

-Sorun yok mu? Var. Eskiden 4 vilayetin idari sınırlarını tamamen ele alma istekleri vardı.

-Trump savaşın taraflarıyla görüştü. Ne Alaska'da ne de Washington'da olmalıyız. Biz İstanbul'da müzakere masasını kurduk. Biz savaşın bir tarafı değiliz, o iki resimde de olmamıza gerek yok.




Fidan, Gazze Soykırımından “Dost ve Müttefik” Olarak Nitelediği ABD’yi Sorumlu Tuttu 

Beştepe’de Zafer Bayramı’na özel 300 İHA ile ışık gösterisi düzenlendi

1598861357.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

30 Ağustos’u İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı 5 ayrı noktada Kemalist söylemlerin öne çıkarıldığı konserler ve çeşitli etkinliklerle kutlarken, İktidar da Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi üzerinde 300 İHA ile farklı şekillerin yanı sıra gökyüzünde Mustafa Kemal’in silüeti ile kemalizm yarışında yer aldı.

Bir haftadır 30 Ağustos’un kutlanılmasına izin verilmiyor tartışmalarını gündemde tutan muhalefet partileri ile iktidar 30 Ağustos kutlamalarında kemalizm yarışına girdiler.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında 300 insansız hava aracı (İHA) ile ışık gösterisi yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Bando Komutanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği ve Armoni Mızıkası Komutanlığı tarafından verilen konserin ardından 300 İHA ile ışık gösterisine geçildi.

Türkiye'de İstanbul'daki 15 Temmuz anma törenlerinde 200 İHA ile ilk kez kullanılan ışık gösterisi teknolojisi, bu kez 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla 300 İHA ile Beştepe'de gerçekleştirildi.

Yaklaşık 12 dakika süren gösteride, Kocatepe'de Mustafa Kemal silüeti ile iktidar da kemalizm yarışında yer aldı.

30 Ağustos’ta Kemalizm Yarışı

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

30 Ağustos’ta Kemalizm Yarışı

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

‘İsrail’in “Gidyon’un Arabaları-2” Operasyonu Hezimetle Başladı

ABD’den, Abbas’a Aşağılama: BMGK’ya Katılımı Engellenecek

İstanbul’da Özbekistan Rejiminin İnsan Hakları İhlalleri Protesto Edildi

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

30 Ağustos’ta Kemalizm Yarışı

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

‘İsrail’in “Gidyon’un Arabaları-2” Operasyonu Hezimetle Başladı

ABD’den, Abbas’a Aşağılama: BMGK’ya Katılımı Engellenecek

İstanbul’da Özbekistan Rejiminin İnsan Hakları İhlalleri Protesto Edildi

Sosyal Medya