15 Temmuz Sanığı Eski General: “İhtilale Katıldım Ama FETÖ’cü Değilim”
14 Temmuz 2023

15 Temmuz Sanığı Eski General: “İhtilale Katıldım Ama FETÖ’cü Değilim”

muyesseryildiz.com

15 Temmuz Darbe girişimi davasında yargılanan Tuğeneral Gökhan Şahin Sönmezateş dikkat çekici iddialarda bulundu ve “Evet, ben ihtilâle katıldım; ama FETÖ’cü değilim” ifadesi ile gündeme bomba gibi düştü.

Daha önce 15 Temmuz darbe girişimine katıldıklarını fakat kemalist bir zihniyete sahip olduklarını ve FETÖ ile bir alakalarının olmadığını ifade eden üst düzey subayların ifadeleri medyada yer almıştı.

Buna benzer bir itiraf da kısa süre önce servis edilen bir yazı ile kamuoyunun gündeminde yer aldı.

Gazeteci Yazar Müyesser Yıldız, 11.07.2023 tarihinde websitesinde kaleme aldığı yazısında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in ifadelerine yer verdi:

“Erdoğan’a suikast ve Genelkurmay Çatı davalarında yüzlerce kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski tuğeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, 4 yıl aradan sonra ilk kez konuştu ve 15 Temmuz’da ne planladıklarını anlattı. Bir kez daha, ‘Evet, ben ihtilâle katıldım; ama FETÖ’cü değilim.’ diyen Sönmezateş, “mahkemeler başlamadan önce herkese sus emri ile ‘Hulusi Akar hakkında hiç kimse konuşmayacak.’ emri verildiğini ve herkesin sustuğunu iddia etti.”

Genelkurmay Çatı Davası’ndan ayrılarak, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirtilen isimler hakkında açılan davanın beşinci celsesindeki ifadelere yer verildiği yazıda,

Ardından, ulusalcı faşist kesimin uzun zamandır Erdoğan’ı desteklediğini, “Perinçekgiller ve ahlâki hiçbir değeri olmayan gazetecilerin” ilgili ilgisiz her şeyi FETÖ’ye bağladığını, sıkışınca da ‘Atatürkçüyüz’ diye bağırdığını; tarikatların Tanrı, ulusalcıların ise Atatürk’le aldattığını ileri süren Sönmezateş’in ifadelerinden dikkat çeken kısımlar şöyle:

“Evet, ben ihtilâle katıldım, ne yaptığımı da söyledim. 15 Temmuz FETÖ darbesi değildir, ben FETÖ’cü değilim. Bu darbeye katılan, FETÖ’cü olmayan üst düzey o kadar isim var ki, MİT biliyor. Kendilerinden izin almadığım için isim söylemiyorum. Evet, 15 Temmuz’da bir plan vardı; fakat buna uyulmadı. Ben de çok şaşırdım ve çok şeyi davalar başladıktan sonra öğrendim. Mahkemeler başlamadan herkese sus emri verildi ve herkes sustu. ‘Hulusi Akar hakkında kimse konuşmayacak.’ dendi, herkes sustu. Bu emrin niye verildiğini bilmiyorum; artık ilgilenmiyorum da.”

Mahkeme Başkanı’nın, “Emri veren veya organizasyonu yapan kimdi?” sorusu üzerine ise Sönmezateş şu iddialarda bulundu:

“Hulusi’nin adamları, komutanlarım. İmamlar komutanım olamaz, suratlarına da tükürürüm. Ulusalcılar, Perinçekgiller biliyor bu adamların kim olduğunu. Komutanlarımın beni ikna ederken verdiği bilgi; ‘Demokrasi despotizme dönüyor. Polis başta olmak üzere birçok kurum irticaya teslim oluyor. İran’la yakınlık tehlikeli boyutlara geldi; İrancılar müsteşar, bakan seviyesine çıktı. Suriye Hava Kuvvetlerini imha planı var.’ idi. Yine komutanlarımızın bana anlattığına göre, ülkedeki rüşvet çarkında birilerinin aldığı ihale payı yüzde 30’a ulaşmıştı. Rıza Sarraf bu işlerin küçücük bir parçasıydı. Bu söylediklerim gerçek değilse hain, darbeci; tüm sıfatları kabul ediyorum. İhtilâl bir nevi polisiye bir hamleydi, müdahale edilmeliydi. Darbeye katılacak çekirdek kadro 100-150 kişiydi. Çünkü AKP’ye yanaşanlar ile FETÖ’cülere güvenmiyorlardı. Ne kadar az kişi bilirse o kadar iyiydi. Planı anlatayım; MİT biliyor, hem de benden detaylı. Emniyet İstihbarat da biliyor, çünkü benimle konuştular. İlk önce ve her şeyden önce Erdoğan tutuklanacak, toplamda 8-9 üst düzey alınacak, hemen mahkemeye çıkarılacaklardı. Tank, köprünün kesilmesi, askerin sokağa çıkması yoktu. Yemin etmem mi gerekiyor? Rahmetli olan annemse annem, kızlarım ise kızlarım üzerine yemin ediyorum, böyleydi. Gece 03.00’te Erdoğan alınacaktı. Köprüde olanları görünce, ‘Bunlar kim?’ dedim Bu kadar gürültü patırtı çıkardıktan sonra Erdoğan’ı nasıl alacaktınız ki? F-16 niye uçuyor, mantığı nedir? Bu haliyle görev, benim için başarılması imkânsız göreve dönüştü. Üstelik Erdoğan bir haftadır kayıptı, nerede olduğunu bilmiyorduk. Bin odalı sarayın mimarisi bizim için zordu. İstanbul’a gittiğinde devamlı kaldığı Huber Köşkü ise küçük ve kolaydı. Hâlâ nedenini anlayamadığım şekilde plan dışına çıkıldı.”

15 Temmuz gecesi yaşananlar hakkında da bilgi veren Sönmezateş şunları ileri sürdü:

“15 Temmuz’a dönersek; Marmaris’e Antalya’dan gelen 3 helikopter var. Üstünde jandarma yazdığını gören tanıklar var. Otel sahiline halatlarla inen siyah kıyafetli, gaz maskeli kişiler, Erdoğan’ın otelden ayrılmasından kısa bir süre sonra 2 polisi öldürüyor. O polislerin katillerini bulmak bizim boyumuzun borcu. Biz o saatte İzmir Çiğli’deyiz. Hiç kimse, ne savcı ne polis, bize öldürülen o polislerle ilgili soru sormadı; ama oradan ceza aldım.

Burada Abidin Ünal önemli. Niye? Çünkü mankeme istediği halde radar kayıtlarını o ve Yılmaz Özkaya ile İsmail Güneykaya göndermedi. Bir şey oldu mu; olmadı. ’38 kişilik Yurtta Sulh Konseyi var.’ denildi, bir daha konuşulmadı. ‘Atama listeleri var.’ dendi, listedeki karacıların yüzde 50’si sorguya çağırılmadı, tutuklanmadı. Terfi ettiler, halen görevdeler. Bunları söylenenlerin ne kadar yamuk ve salak bir şey olduğuna dikkat çekmek için anlatıyorum.

2014-2015’te TSK’dan ayrılan bir subayın Ankara TEM’e verdiği ifade var. Hulusi Akar, Yaşar Güler, Cihat Yaycı, Arif Çetin için ‘PDY (Paralel Devlet Yapılanması) mensubu’, yani FETÖ’cü diyor. Bu ifadeyi veren şimdi muteber FETÖ uzmanı. Kim bu ahlâksız ve muteber yalancı? Ahmet Zeki Üçok. Şimdi İYİ Parti’de; seçebileceği en güzel partiyi seçmiş, ikili birbirini iyi bulmuş.

Boğaz Köprüsü’nde siyah minübüsle gelip oradaki insanları tarayanlar korkak Sedat Peker ve Levent Bektaş mıdır? 30 öğrenci bıçaklandı; kim yaptı, halen bilmiyoruz. Kastamonu tünelinde Binali Yıldırım’a ateş edenler kimdi? Bilmiyoruz. Yargılamadık, sormadık.

Ankara’da o gece ekstradan 6 uçak uçtu. Bunlar hangi üsse veya hangi ülkeye aitti, bilmiyoruz. Hava Kuvvetleri cevap vermiyor. Abidin Ünal hapse girmemek için her şeyi yapıyor. Marmaris otel görüntüleri yok. Topu topu 100-150 kişi katıldık, 30 bin kişi TSK’dan atıldı – Emniyet’ten öyle. Siyasal İslâmcıları ve Perinçekgilleri hariç tutarak söylüyorum; tüm bunlara rağmen hâlâ ‘FETÖ darbesi’ diyorlarsa; haydi eller havaya, ölüler üzerinden halay çekmeye… Bunları söylemek tarihe karşı borcum.”