Yeni Akit Gazetesi Üzerindeki Kara Bulutlar
15 Ocak 2013

Yeni Akit Gazetesi Üzerindeki Kara Bulutlar

“Faili meçhul” ne demek?

Devlet denilen kurumun “failini bulamadığı vukuatlar”...

Veya “bulmak istemediği”, ya da “faillerini bildiği halde açıklamadığı hadiseler” demek...

Ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda listesi bir hayli kabarıktır.

“Devlet” adı verilen kurumun, failleri bulamaması diye bir zaafı olabilir mi?

Olamaz!

Ama buna rağmen çözülmüyorsa bu işte mutlaka bir alicengiz oyunu vardır.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne faili meçhul cinayetler ve faili meçhul olaylar sürekli olagelmiştir. Özellikle 1950’li yıllara kadar olan süreç içerisinde devlet istiklal mahkemeleri yolu ile DGM’leri eli ile hukuk adı altında birçok kişiyi “devletin birlik ve beraberliğini bozmak” suçundan idam etmiş ya da uzun süre cezaevlerine doldurmuştur. Kürt halkının yaşadığı bölgelerde ise en ufak bir hareketlenmeyi dahi bir isyan olarak algılamış ve çok kanlı bir şekilde bastırmıştır.

Aslında Cumhuriyet kurulurken güle oynaya kurulmamış, aksine tepeden zorla dikte edilmiştir. Ne Cumhuriyetin ilk yıllarında işlenen cinayetlerin nede özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbenin ardından doksanlı yıllara kadar işlenen faili meçhul cinayetlerin hiçbirisi aydınlatılmamış aksine üzerleri kapanmıştır. Bugün bu işlenen cinayetlerden dolayı Diyarbakır’da “kimsesizler mezarlığı” bulunmaktadır. Bu faili meçhul olaylar bazı zamanlarda İngiliz-Amerikan çatışması olarak yansımış bazı zamanlarda ise derin yapıların birbirine karşı giriştikleri çatışmalar dolayısı ile yaşanmıştır. Ama olan hep Müslüman halka olmuş faturayı hep onlar ödemiştir. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle ise devlet içerisinde suça karışmış, devletin bazı kurumlarında bu suçlara bulaşan bu insanlar yasalar eli ile temize çıkarılmıştır. Çünkü bu dosyaların birçoğu zaman aşımından dolayı düşmüştür. Yapanın yanına bu dünyada kar olarak kalmıştır.

Bu konuya değinmemin nedeni ise geçtiğimiz hafta Yeni Akit gazetesine yönelik yapılan menfur saldırıdır. Yapılan bu saldırıda her ne kadar can kaybı olmasa da büyük bir faciadan dönülmüştür. Öncelikle Köklü Değişim ailesi adına yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor ve diğer faili meçhul olaylar gibi kim vurduya gitmemesi için emniyet birimlerinin tez zamanda bu işi yapanları ve arka planını kamuoyuna açıklaması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Daha öncede birçok kez tehdit, şantaj ve psikolojik saldırılara maruz kalan Yeni Akit Gazetesi saldırı sonrası SUSMAYACAĞIZ manşeti ile okuyucusu ile buluşmuştur.

Akit Gazetesine yönelik daha önce…

1994 yılında Aksaray’daki ilk merkezinin yanına “el bombası” bırakılarak mesaj gönderilmiştir.

11 Ocak 2000 tarihinde Bağcılar'da bulunan merkez binasına, Kaleşnikof marka uzun namlulu silahla taranmıştır. Saldırıda, yönetim biriminin bulunduğu üst katlara isabet eden kurşunlar, bazı camların kırılmasına sebep olmuş saldırganlar, kullandıkları Kaleşnikof'u olay yerinde bırakarak kaçmışlardır.

Akit 28 Şubat süreci ve sonrasında da çeşitli yöntemlerle susturulmaya çalışılmış, 312 Genaral davası gibi dünya da eşi benzeri görüşmemiş trilyonluk davalarla ekonomik anlamda linç edilmek istenmiştir.

Ergenekon soruşturmasında yargılanan Orgeneral Şener Eruyugur'un Jandarma İstihbarat Başkanlığı bünyesinde 2002 yılında kurduğu iddia edilen Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun hazırladığı eylem ve sabotaj eylem planında, 'Vakit Gazetesine Karşı Alınacak Tedbirler' başlığı adı altında Akit’e yapılacak olan saldırılar anlatılmıştır. Eylem planında, "Gazetenin baskıya girdiği akşam saatlerinde gazete binasının elektrik, gaz, yangın güvenliği gibi alanlarına yönelik saldırı ve sabotajlarda bulunulması" belirtiliyor.

Eylem planında ayrıca legal faaliyetler başlığı altında Vakit'in yönetici ve yazarlarının ailevi yaşantılarının teknik takibe alınarak araştırılması, yazarların özel hayatları ile ilgili mahremiyetlerinin başka gazetelerde yayınlatılması, gazetenin aleyhinde sürekli ve yoğun bir şekilde tazminat davalarının açılması ve böylece gazetenin ekonomik sıkıntıya sokularak çalışamaz hale getirilmesi gibi eylemler yer alırken, illegal faaliyetler başlığı altında ise, gazete baskı tesislerinin ve dağıtım araçlarının kundaklanması, dağıtım elemanlarının darp edilip tehdit edilmesi gibi korkunç planlar da yer alıyor. (Yeni Akit)

Yukarıda yer alan bu olaylar maalesef Türkiye’nin bir gerçeği olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye’de birçok konuda olduğu gibi güvenlik noktasında da büyük bir zafiyet olduğu ortadadır. O kadar güvenlik kamerası olmasına rağmen ve olayın üzerinden kaç gün geçmesine rağmen henüz failler dahi bulunamamıştır. Fransa’da üç PKK’lının öldürülmesinin akabinde böyle bir saldırının gerçekleşmesi ise aslında bize düğmeye basanın kimler olduğu noktasında bir ipucu veriyor. Yani Kürt Meselesinin çözümüne ilişkin yeni süreçten rahatsız olan birileri bu olayla aslında Hükümete mesaj gönderiyor. Hükümet Yeni Akit Gazetesi ve çalışanlarının her türlü güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar atmalı ve ilk iş olarak ta bu işin arka planını deşifre etmelidir. Yoksa Türkiye’ye elli ila altmış arasında kilo biçenler Türkiye’nin hiçbir şekilde problemlerini çözmemesi için bunun gibi alçak planlar yapmaya devam edecektir. Özellikle yabancı devletlerin Büyük elçilik ve Konsolosluklarından işe başlanmalıdır.