Terör (Algı) Operasyonları
19 Ağustos 2015

Terör (Algı) Operasyonları

İnsanın bir şeyi algılayabilmesi için duyu organlarından biri ile önce o şeyi hissetmesi gerekir. Eğer bu his gerçekleşmez ise algı da gerçekleşmez ve o şey hakkında bir hükme de varamaz insan. Bu şey bazen somut bir eşya, bazen yaşanmış bir hadise, bazen de cereyan eden siyasi bir gelişme üzerinde olur. Ancak her ne olursa olsun, algı için hissin gerekli olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.

Farkında mısınız bilmiyorum? Ama yıllardır bizatihi hissetmediğiniz şeyler hakkında algı sahip oluyorsunuz. Aslında olgulardan çok uzaksınız. Hadiseler sizin bizatihi etrafınızda gerçekleşmiyor. Dokunmuyorsunuz, tatmıyorsunuz ya da koklamıyorsunuz. Hatta ve hatta bizzat o olguyu görmeden ve işitmeden algı sahibi oluyorsunuz. Nasıl olur, bu mümkün değil demeyin?

Zira mümkün! Peki, nasıl mı?

Size gösteriliyor, size duyuruluyor…

Aslında siz algı sahibi olmuyorsunuz. İstedikleri şeyi istedikleri şekilde size algılatıyorlar. Yani algınızı başkaları yönetiyor. Birey ve toplum olarak üzerinizde algı operasyonları yapılıyor. Sizin düşünmenize gerek görülmüyor. Çünkü onlar sizin yerinize düşünüyorlar!

Peki, bunu kim yapıyor?

Bir birey olarak hissiz bir şekilde yaşamanızı isteyenler ve toplum olarak tepkisiz bir şekilde sadece topluluklar halinde bir araya gelmenizden memnun olanlar…

İzlediğiniz haberler, uzun ve detaylı belgeseller ve tartışmalı açık oturum programları ile farkında olmadan yönlendiriliyorsunuz. Hatta program aralarında verilen kısa VTR’ler dahi bu algının oluşmasını sağlayabiliyor. Okumadığınız, sadece manşetlerine göz gezdirdiğiniz gazeteler ve kalemini sevdiğiniz köşe yazarları bile bu algıyı zihninize yerleştiriyor.Hele birde takip ettiğiniz ve desteklediğiniz partinizin lideri çıkıp üç beş kelam ederse, siz dimağnızı artık onlara esir etmiş oluyorsunuz.Algınızı bu şekilde yönetenler, sizi yönetmeyi artık çocuk oyuncağı gibi görüyorlar.

Gelin şimdi bir kavram üzerinden ve örnekler üzerinden bu meselenin sağlamasını yapalım.

“Terör”

Şimdi aşağıda verdiğim haberi okuyun.

“Türkiye’nin Afganistan’da görev yapan ISAF gücü Amerikan güçlerine karşı Taliban’a yardım etti.”

Tepki verin.

“Nasıl yani Türkiye “terör örgütü” Taliban’a nasıl yardım eder” dediniz sanırım.

Başka bir haber daha, “Türkiye, El-Kaide güçlerine Hatay’daki askeri bir karargâhı,Esed rejimine karşı kullanması için izin verdi”

Tepkinizi bekliyorum…

“Türkiye, Usame b. Ladin denen “teröristin” örgütüne mi karargâh verdi” diyorsunuz değil mi?

Şimdi birde şu haberleri okuyun.

Türkiye’nin Afganistan’daki ISAF gücü, NATO ve Amerikan kuvvetleri ile birlikte yürüttüğü operasyonda Taliban “terör örgütüne” darbe vurdu.

Türkiye IŞİD ile mücadele için oluşturulan Uluslararası Koalisyon güçlerine ve Amerika’ya Adana’daki İncirlik üssünün kullanımını açtı.

Tepkinizi bekliyorum.

Tepki yok, tepkisizsiniz! Niçin?

Aslında önceki iki habere de sonraki iki habere de algılarınızla tepki verdiniz ya da tepkisiz kaldınız. İlk verdiğim haberlere olan tepkinizi, sizin zihninizde oluşturulan algıya göre verdiniz. O algı ise şuydu: Ancak Müslümanlar terörist olabilir. Zihinlerde formatlanmış bir formülasyon var.“Terör=İslam” veya “Terörist=Müslüman”

ABD ve Batı kendi medyaları ve sizin medya organlarınız üzerinden yıllarca bunu zihninize yerleştirmeye hatta çakmaya çalıştı. Bu algı da azıcık bozulma,birazcık değişme gördüğünde ise hemen müdahale etti ve bozulan algıyı onardı, tazeledi.

Hatırlayın, 11 Eylül hadisesini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri… ABD’nin önce Afganistan’da El-Kaide ve Taliban üzerinden yürüttüğü algı operasyonlarını… Sonra Saddam kimyasal silah kullanacak diyerek Irak’ı nasıl işgal ettiğini ve sonra yine Irak’ta El-Kaide ve diğer gruplar üzerinden yürütülen algı operasyonlarını…

ABD oluşturduğu bu algı operasyonu ile iki ülkenin topraklarını işgal etmeyi meşru gösterdi. Sadece size değil, Batılı devletleri bile bu yalanına inandırdı. Ardından tüm dünya bu işgalleri ve milyonlarca Müslümanın katledilmesini izledi.

Şimdi ikinci verdiğim iki haberdeki algılarınızı ölçelim.

Türkiye; Afganistan’da işgal gerçekleştiren, masum sivilleri adeta bilgisayar oyunu oynar gibi katleden, Kur’an’ı Kerim sayfalarını yakan, ölülerimize dahi en ağır hakaretleri gerçekleştiren ABD ile ortak bir işbirliği içinde çalışıyor. Ama sizin zihninize formatlanmış algı böyle değil.

Nasıl peki? Türkiye ABD ile terörizmimle mücadele işbirliği içinde Afganistan’daki terör örgütlerine karşı mücadele ediyor.

Yine ABD’ye verilen İncirlik üssünden kalkan uçaklar, Suriye ve Irak halkını bombalıyor ve bombalayacak. Ama size verilen bilgi böyle değil!

Peki ne? ABD Türkiye’nin de içinde olduğu koalisyon güçleri ile beraber İncirlik üssünü IŞİD’e karşı mücadele de kullanıyor ve kullanacak.

Hulasa; algı operasyonları sonrasında siz El-Kaide’yi, Taliban’ı,Nusra’yı ve IŞİD’i yok edilmesi gereken terörist örgütler olarak gördünüz.

Peki ya Amerika’yı?NATO’yu? Ya da Uluslararası Koalisyon Güçleri’ni?

Onların topraklarımızdaki üsleri kullanmalarına tepkisiz kaldınız. Onların askerlerini ve uçaklarını topraklarımıza indirmesini izlediniz. Topraklarımızdan kalkan uçakların Suriye ve Irak’ta Müslüman halkı katletmesine duyarsız kaldınız. Öyle ki Atme’de çocuklar katledildiğinde yetkili Bakanlıktan yapılan aksi yöndeki cılız açıklama bile sizi rahatlatabildi. Ve hemen yapılan bu açıklama üzerinden bozulan algılarıonarmaya yeltendiniz.

Çünkü nerdeyse son bir yıldır IŞİD üzerinden ABD’nin oluşturduğu terör algısının girdabına farkında olmadan girmiş bulunuyorsunuz. Türkiye’nin HDP-PKK-YPG işbirliği ile “Aman Kobani Düşmesin” filminin izleyicileri olabiliyorsunuz. Suriye halkı için aslında sadece can suyu değeri taşıyan Türkiye sınır hattının göstermelik YPG-IŞİD savaşı ile Müslümanlara kapatılmasına seyirci kalabiliyorsunuz. Suriye sınırına utanç duvarının örülmesini makul karşılayabiliyorsunuz.

Niye?Çünkü karşı taraftaki bir IŞİD askeri Türkiye tarafına ateş etmiş, bir subayımızı öldürmüş. Bunun için sınır boyunca duvar örülmesi gerekiyor. Bunun için İncirlik üssünün ABD’ye açılması gerekiyor.

Algınız nasıl yönetiliyor farkındasınız değil mi?

Bir düşünün, size bir sene boyunca IŞİD’in Müslümanları katlettiği görüntüleri izletenler, ölmüş insanların kafasına şarjör dolusu kurşunlar yağdırıldığı görüntüleri izletenler IŞİD için ne dediler? Cani dediler, katil dediler, zalim dediler… Evet, IŞİD katillik yaptı, canilik yaptı, zalimlikte yaptı. Bunu yaparken de en çok Müslümanlara ve İslam’a zarar verdi. Bu bir gerçek…

Peki ya Diyarbakır’da balkondan aşağı atılan, öldüğü halde yakılarak işkence edilen, üzerinde arabayla geçilerek ezilen Yasin BÖRÜ’nün katilleri için aynı ekranlar ne dediler. O katillerin bağlı olduğu ve hizmet ettiği PKK-YPG militanları için ne dediler?

Özgürlük savaşçıları dediler. Kobani’yi özgürleştiren savaşçılar dediler.

Kobani’yi YPG’ye kim bırakmıştı biliyor musunuz? Ben hatırlatayım. 2012 ortalarında saraylarını ve başkent Şam’ı korumak için Kuzey Suriye’den çekilmek zorunda kalan Baas rejimi bırakmıştı. Baas rejimi Kuzey Suriye’deki Kürtlere daha önce kimlik bile vermezken bunu yapmıştı.

Algınızın nasıl yönetildiğinin farkında mısınız şimdi?

Bir ay önce bugün, sahip olduğunuz algılar ile şu anki algılarınızı bir kontrol edin.

Bir ay önce bugün, Suruç yaşanmamıştı.

Bir ay önce bugün, Hükümet ile PKK tarafı aynı masanın iki başında konuşuyorlardı.

Bir ay önce bugün, Çözüm Süreci diye bir şeyden bahsediyorlardı.

Bir ay önce bugün, ABD İncirlik üssünün kullanım iznini almamıştı.

Üzerinizdeki algı operasyonunun etkisi öyle baskın ki, Hükümet’in PKK ile mücadelede çatışma siyasetinin arkasında ABD’nin olduğunu göremiyorsunuz. Hükümetin bu çatışma siyaseti ile kaybettiği oyları geri alma siyasetine gözlerinizi kapıyorsunuz.

Kandil’i bombalama izni karşılığında, ABD’ye İncirlik üssünün kullanım izninin verilmesini algılayamıyorsunuz. IŞİD üzerinden oluşturulan algı öyle tesirli olmuş ki, mesenlin IŞİD olmadığına inanmak istemiyorsunuz.

Hatta öyle ki, meselenin IŞİD olmadığını, ABD’nin savaşının Müslüman Suriye ve Irak halkına karşı olduğunu söyleyerek algıları bir nebze olsun değiştirmeye kalkan grupların ve Müslümanların sesi, toplum üzerinde tesirli olunca, yani algı değişmeye-bozulmaya başlayınca da hemen harekete geçiliyor. Türkiye yönetimini tehdit eden video mesajlar yayınlanıyor, Türkiye düşman ilan ediliyor. Özetle “söylenenlere kanmayın asıl mesele benim” deniyor.

Ta ki üzerinizde ki algı operasyonları değişmesin ve devam etsin, ta ki Suriye devrimi üzerinde oynanan oyunun kirli maskesi düşmesin diye.

Ta ki, ABD, Rusya, İran, Esed, Türkiye ve hamileri tarafından çepeçevre kuşatılan Suriye ve Irak halkının kıyamları son bulsun diye.

Ta ki, onların bu devrimine dört yıl önce İslami devrim ismini veren Türkiye’deki Müslümanlar, bugün aynı devrime iç savaş ismini versinler diye.

Şimdi tüm bunlardan sonra da şunu soruyorum, Mesele IŞİD değil ama velev ki IŞİD olsa dahi Amerika’nın bizim topraklarımızda söz sahibi olmasına, “düzenleyici” olmasına, “terbiye edici” olmasına sessiz mi kalacaksınız? Sessiz mi kalmalısınız?

Üslerimizde Amerikan askerlerinin ayak izlerinin daha da kalıcı olmasına tepkisiz mi kalacaksınız? Tepkisiz mi kalmalısınız?

Mesele IŞİD olsa dahi Amerika’nın üslerimizi garnizonu gibi kullanması meşru mu olmalı?

O halde kalkın ve üzerinizde oluşturulan algı operasyonlarından kurtulun. Makamları, koltukları ve mevkileri için başkalarının algılarınızı yönetmesine müsaade etmeyin.

Yeni Türkiye güzellemeleriyle size istikbal vadeden yalanlardan kurtulun.

Kalkın! Topraklarınızda Amerika’nın Conileri cirit atıyor. Onları bu topraklardan kovmaları için yöneticilere şöyle haykırın:

“İncirlik Kapatılsın ABD Kovusun”

@mk_mahmutkar