Suret-i Haktan Görünmek
27 Aralık 2021

Suret-i Haktan Görünmek

Haluk ÖZDOĞAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta pazar günü İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada; “Neymiş efendim; ‘faizleri düşürüyormuşuz!’ Benden başka bir şey beklemeyin! Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm, bu!” şeklinde konuşmuştu. Zannedersiniz ki faizi tamamıyla kaldırmış… Hatta laik bir cumhuriyetin cumhurbaşkanı değil de, bütünüyle İslâmi hükümleri uygulayan bir devlet başkanı var karşınızda.

Hemen ertesi gün kabine toplantısı sonrası bir başka açıklamada bulundu. Şöyle diyordu: “Suret-i haktan görünerek Türkiye'nin siyaset, diplomasi, güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği yere gelmesine yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin hayrına yapılana destek vermeyi bir kenara bırakalım, yaptıkları riyakârlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.” Aynı konuşmada; “vadeli kur fiyatı” ya da “kur garantili mevduat” formülüne değinmiş ve; “Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verileceğini, dolardaki artışın TL mevduatlarına yansıtılacağını ve Kur getirisi mevduat kazancının altında kalırsa, aradaki farkın doğrudan vatandaşa ödeneceğini” belirtmişti. Peki, hangi vatandaşa? Dövizden vazgeçip bankalardaki faiz getirisine yatıran TL mevduatına sahip vatandaşlara! Peki, kimin parasıyla? Faize haram hatta “Allah ve Rasulü’ne savaş açmak” olarak iman eden ve bu nedenle faizden kaçınan, bankada mevduatı bulunmayan gariban vatandaşın cebinden çıkan parayla. Tıpkı şu, geçiş garantisi verilen köprülerden hiç geçmese de eksik miktarın vatandaşa ödetildiği gibi. Fakirden al, zengine ver!

Şimdi gelelim şu “suret-i haktan görünme” meselesine… Suret-i haktan görünmek, iyi niyetli biri gibi görünmek ya da birinin iyiliği için çalışıyor görünmek, anlamlarına gelen bir deyim. Riyakârlık, ikiyüzlülük ya da münafıklık, öz tabiri bu deyimin. Bir kimse aynı anda iki şeyi ustalıkla savunabiliyor ve muhataplarını buna inandırabiliyorsa başarılı bir suret-i hak görüntüsü vermiş demektir. Aslında hangisine inandığını kendinden başkası bilemez, sırf sözlerine bakacak olursanız… Ancak, “iştir aynası kişinin, lafa bakılmaz” ölçüsüyle bakabilirseniz çözersiniz.

Bu konuya Cumhurbaşkanı açısından bakarsanız, kendisi dışındaki herkes, suret-i haktan görünüyor. Hatta suret-i haktan görünme kavramı üzerinden rakip gördüklerine öyle çıkışlar yapıyor ki, sanırsınız bu deyimin tüm kullanım haklarına sahip olmuş ve kendisi hakk! Peki, “nassın gereğinden başkasını benden beklemeyin” deyip de, Müslüman halkı -örtülü değil, düpedüz- faize teşvik de ne oluyor? Peki ya bunu hayat pahalılığının zirvesini yaşayan vatandaşının iyiliğine yapıyormuş gibi göstermek… Bu konuda mahir olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki ABD Başkanı dostu Trump şöyle ifade etmişti: “Çok iyi iş çıkarıyor!”