Suudi Arabistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, YPG unsurlarının Suriye'de Fırat'ın batısına geçtikleri iddiasıyla ilgili olarak “Böyle bir şey varsa gereği yapılır” dedi. Biliyorsunuz Ankara daha önce “Fırat’ın batısını” “kırmızıçizgi” ilan etmişti. Ancak “Suriye Demokratik Güçleri”nin Fırat’ın batısına geçtiğine dair haberleri “sağır sultan” bile duydu. Buna rağmen Erdoğan’ın, yaptığı açıklama ile yaşanan gelişmeleri karartmaya çalıştığı görülüyor. Ayrıca ortada kırmızı hiçbir çizginin kalmadığını da göz önüne seriyor.
Başbakan Davutoğlu ise yaptığı açıklama ile adeta ben “istihbaratın yalancısıyım” der gibi; “Bize gelen bilgiler, geçen unsurların PYD olmadığı, daha çok Arap ve o bölgede koalisyonla birlikte hareket eden gruplar olduğu yönünde” dedi.
Hâlbuki Türkiye’den birçok yetkilinin de ifade ettiği gibi “Suriye Demokratik Güçleri”nin önemli bir kısmı PKK’nın da katıldığı, PYD’nin askerî kolu olan YPG’den oluşuyor.
Ancak vakıa şu ki, Türkiye, 900 km sınırı olmasına, Haçlı Koalisyon güçleri içerisinde yer almasına ve üslerini açmasına rağmen Suriye’de istediği hiçbir şeyi yapamıyor. Bırakın karadan bir müdahaleyi “uçak krizinden” bu yana hava harekâtı bile yapamıyor. Suriye Türkmenleri, Ankara anlaşmasına göre Türkiye’nin garantörlüğünde olmasına rağmen Rusya, her gün bu bölgeleri bombalıyor. Ancak Ankara, bırakın Türkmenlere yönelik bu saldırıları engellemeyi ya da karşılık vermeyi “insani yardım” bile gönderemiyor.
Diğer bir konu ise, Erdoğan, “Teşrin Barajı” ile alakalı Amerika’nın YPG’yi kara gücü olarak kullanmak istemesini eleştiriyor. Diğer taraftan Türkiye’nin, Mare ve Harcel’de olduğu gibi yine Amerika ile beraber işbirliği yapmaya hazır olduğunu söylüyor.
Tabii ki Erdoğan bu açıklamayı yaptığında Teşrin Barajı YPG güçlerinin eline çoktan geçmişti. Fırat’ın batısına geçen güçler PYD’nin silahlı kanadı YPG güçleri, havadan destek veren ise Amerika.
Bön bön bakan ise Türkiye. Demirtaş’ın bu konuyla alakalı daha önce yaptığı açıklamayı ise aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
http://www.aljazeera.com.tr/haber/demirtastan-firatin-batisi-tepkisi
Yani Erdoğan, olayları karartmaya ve mugalâta yapmaya devam ediyor.
Amerika’nın sözde “kırmızıçizgisi” (rejimin kimyasal silah kullanılması) Beşşar rejiminin alternatifi hazır olmadığı için Amerikan çıkarlarına nasıl kurban edildiyse, Türkiye’nin kırmızıçizgisi de yine Amerika’nın “IŞİD” ile mücadele adı altında yürüttüğü Amerikan çıkarlarına kurban edilmektedir.
Hâlbuki “atı alan Üsküdar”ı geçmiş.
Sonuç olarak; Türkiye, Suriye içerisinde “ulusal” çıkarları gereği istediği hiçbir projeyi hayata geçiremediği gibi “Uçak Krizi” ile birlikte Irak ve Suriye’den de tamamen tecrit edilmiş durumda.