Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi olarak atanan Kofi Annan, 31 Ağustos’ta sona erecek görevini uzatmama kararı aldığını açıklayarak istifasını duyurdu. Annan, yaptığı açıklamaya göre tüm taraflara faturayı kesmiş ve başarısızlığa götüren sebepleri ise özetle şöyle sıralamış:
1. Rejimin katılığı;
2. Muhalefetin militanlığı;
3. BM Güvenlik Konseyi’nin kendisine yeterli destek çıkartamaması.
Suriye’de binlerce Müslüman’ın kanı akarken sessizliğini koruyup Esed’li bir çözüme uğraşan BM çetesi baktı ki Beşşar meşruiyetini tamamen kaybetti, bu defa da alternatifi bulunmadığı için süreci uzatmak zorunda kaldı. İşte bunun için zor zamanların adamı, aynı zamanda BM’nin sadık ‘kulu’ Annan devreye girdi. Öyle bir plan yaptı ki herkes bu planı kabul etti ama kimse uymadı. Çünkü plan ölü doğmuştu. Herkesin bu planı kabul etmesi aslında şunu da bize gösteriyor: BM ve tüm bölge ülkeleri bir tarafta, diğer tarafta ise Suriye devrimcileri. Bu sonuç bize, tırnakları ile kazıyarak bugüne gelen Suriye devrimcileri karşısında kâfir Batı’nın tamamen çaresiz olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda İslamî beldelerin başındaki yöneticilerin Suriye’de yaşananları Birleşmiş Milletlere havale ederek özellikle dış politikada ne kadar aciz ve çaresiz olduklarını göstermiştir. Tüm ipleri BM’nin eline verip kenara çekilen hain yöneticiler, bu çetenin taşeron bir üyesi olduklarını mezkûr tutumlarıyla ortaya koymuşlardır.
BM Ve Kofi Annan’ın Kanlı Tarihi
BM çetesi ve aldığı görevlerde binlerce Müslüman’ın katledilmesinden sorumlu Kofi Annan bugüne kadar hangi meseleye el attı ise Müslümanlar bundan hep zararlı çıkmıştır. Kofi Annan, 1995 yılında, Bosna-Hersek’in Srebrenica kentinde Müslüman Boşnaklar katledilirken aynı görevi sürdürüyordu. BM burada soykırıma tâbi tutulan Müslümanları sadece izlemekle yetindi, hem de zevk alarak. Şimdi aynı zevki Beşar Esed onlara tattırıyor. Beşar, öldürerek aynı zamanda şu mesajı veriyor: “Sizin en sadık köpeğiniz benim. Ben gidersen burada bir İslam Devleti kurulacak o yüzden müsaade edin ben bunları biraz daha öldüreyim.”
Kofi Annan, BM eski Genel Sekreteri Butros Gali tarafından 1993-1996 yılları arasında Barış Harekâtlarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığına getirilmişti. Afrika’ya sadece sömürge gözü ile bakan Kapitalist devletler ve onların yasal organize çetesi BM, Ruanda’da, toplam 1 milyon kişinin öldürüldüğü etnik temizliğe göz yumdu.
İstifaya Gelen İlk Tepkiler Ve Sonuç
BM Genel Sekreteri Baan Ki-mun “Bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu belirterek, yeni isim üzerinde Arap Birliği ile görüşmelerin devam ettiğini” duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye krizi yönetimini yürüten Sergey Lavrov’un yardımcısı Genadiy Gatilov, Kofi Annan’ın istifasını, “Suriye’de başlayacak asıl büyük savaşın habercisi” olarak tanımladı.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton ise “Ne yazık ki, BM Güvenlik Konseyi, Annan’a çabalarını ilerletmesi için anahtar araçları vermede bloke edildi” diyerek Rusya ve Çin’i sorumlu tuttu.
Suriye Genel Devrim Konseyi, ise, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin dışında bir çözüm” bulunmasını istedi.
Her ne kadar Rusya, istifa kararını diplomasinin bittiği şeklinde okusa da asla bu anlama gelmiyor. Baan Ki-mun yeni arayışlara başlamış bile. Burada yine Annan planı üzerinden mi yürünecek yoksa gelen kişi yeni bir plan mı yapar bilmiyorum. Ne olursa olsun geldiğimiz noktada Batı hâlâ, yumuşak (Demokratik) bir geçiş yapacak konumda değil. Süreç, Suriye’de her geçen gün Müslümanların lehine işliyor. Saflar sıklaşıyor ve Allah Subhanehu ve Teâlâ onlara gerçek dost ve düşmanlarını gösteriyor. İslamî siyasî bir çözüm noktasında görüş alış verişi yapılıyor. BM’nin kendisine verdiği misyonu her daim yerine getiren Annan, BM’nin de meşruiyetini tamamen yitirmeden istifa etmiştir. Annan planı, aslında zulüm ve kandan beslenen vahşi Beşar’ın ömrünü uzatma amacından başka bir anlam ifade etmiyordu. Bu herkes tarafından bilinmesine rağmen aylarca tüm dünya bu plana uydu ve yaşanan katliama sessiz kaldı. Bunu çok net bir şekilde görüp anlayan Suriye halkı, bir Cuma’nın ismini şöyle koymuşlardı: “Sessizliğiniz Bizi Öldürüyor”
İşte BM’nin Uluslararası kamuoyundaki meşruiyeti ve yaptırım gücü, Suriye devriminde sekteye uğradı. Çünkü Suriye devriminde Batı’nın kirli planlarını afişe eden güçlü bir siyasî uyanıklık var. Bu sebeple BM’nin Suriye temsilcisi daha fazla çözümsüzlükler içerisinde kalıp BM’nin meşruiyetini ve yaptırım gücünü sarsmamak için istifa etmiş bulunmaktadır. Aslında Onu istifaya zorlayan şey, Müslümanların sahip olduğu iman ve bu siyasî uyanıklıktır.
Bizim topraklarda yaşayan siyasiler ve entelektüel uzmanlar da Müslümanlardaki bu gücü görebilseler ya…