Köklü Değişim Medya
Ülkelerine dönmelerine izin verilmeyen Türkmenistan vatandaşları, konsolosluğa dilekçe verirken konsolosluk güvenliği tarafından feci bir saldırıya uğradı.
Türkmenistan’da on yıllardır hüküm süren diktatörlük akıl almaz uygulamalarıyla dünya gündeminde yer almakta. Dünyanın en zengin doğal gaz rezervlerine sahip olmasına rağmen halkını açlıkla yüz yüze getiren Türkmenistan yönetimi ülke dışında çalışmaya giden insanları Covid’i bahane ederek ülkeye kabul etmiyor. Türkiye’de yaşayan binlerce Türkmen vatandaşı da bu yüzden büyük mağduriyet yaşıyor.
Haksöz’de yer alan habere göre, günlerdir İstanbul Havalimanında protesto eylemleri yapan Türkmen vatandaşlarının yaşadıkları sıkıntıları dile getirmek için bugün Göktürk’te bulunan Türkmenistan Konsolosluğuna dilekçe verme çabası daha büyük bir rezalete sahne oldu.
Konsolosluk önünde Türkmenistan Devlet Başkanına hitaben yazılmış mektup hakkında bilgi veren Türkmen vatandaşları ve onlara destek veren Av. Gülden Sönmez ve Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer bilahare Konsolosluğa mektubu iletmek istediler. Grup Konsolosluğa yöneldiği anda Türkmenistan Konsolosluğuna bağlı olarak çalıştıkları anlaşılan ve sivil giyimli bodyguard tipli saldırganların fiili müdahalesi ile karşılaştı.
Emniyet mensuplarının gözleri önünde gruba vahşice saldıran bu kişiler bazı Türkmen vatandaşlarını feci şekilde dövdü. Polis ise saldırganlara müdahale etmezken mağdurları ve saldırıyı görüntülemek isteyenleri gözaltına almayı tercih etti.
Bu sırada saldırıyı tespit etmeye çalışan Özgür-Der gönüllüsü Mehmet Emin Kaçmaz da polis tarafından gözaltına alındı. Ata Murat Saparov, Dursultan Taganova ve Alişer isimli 3 Türkmen vatandaşı ile birlikte Mehmet Emin Kaçmaz’ın Göktürk Karakoluna götürüldükleri öğrenildi. Polisin saldırganlara hiçbir şekilde engel olmazken saldırıya uğrayanlara suçlu muamelesi yapması tam bir rezalet oluşturdu.
Eylemde okunan ve konsolosluk yetkililerine teslim edilirken engellemeyle karşılaşılan mektup şöyle:
“Ekselansları Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov
Bizler Türkiye’de bulunan ve çok ciddi sorunlar yaşayan Türkmenistanlılar olarak acil ve hassasiyet arz eden durumumuzu dikkatinize arz etmek isteriz. Şöyle ki;
Türkiye’de yaşayan yaklaşık bir milyon Türkmenistan vatandaşı olan işçi göçmenlerin talihsiz bir şekilde Türkiye’de kaçak duruma düşmüş olmaları ile oluşan büyük kriz tek tek her kişiyi çok hayati bir şekilde etkilemekle beraber gelecekte bir sosyal trajedi patlamasının yaşanmasına neden olabilir.
Artık ciddi bir krize dönüşen ve bu krizin ortasında çaresiz kalan yüzlerce Türkmenistanlı geçtiğimiz birkaç ay boyunca, özellikle bu hafta, her gün İstanbul’daki Türkmenistan Konsolosluğu’nda ve İstanbul Uluslararası Havalimanı’nda toplanmaktadır. 2 Ağustos 2022 gecesi Türkmen Konsolosluğu’nun araması sonucu Türkiye Cumhuriyetinin silahlı polis teşkilatı potansiyel yolcuları havaalanından dışarı çıkardı. Türkmenistan vatandaşları, uluslararası havalimanında yataksız uyuma, yetersiz beslenme ve dehidrasyon sorunlarıyla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu şartlara uyum sağlayamayan ve sağlıkları kötü olan vatandaşlarımız, korkunç bir halde eziyet çekiyorlar. Hastalananlar da bulunmaktadır. Malumunuz olduğu üzere, Pandemi döneminde yurt dışında kalan Türkmenistan vatandaşları anavatanlarına dönmek istediler. Ne yazık ki, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki hava trafiğinin iki yılı aşkın süreyle iptal edilmesi (yasaklanması) sonucunda, uzun yıllardır yurtdışındaki Türkmenistan vatandaşları için geçerli belge, pasaport alma konusunun Türkmen yetkililerince göz ardı edilmesinden, aksatılmasından dolayı yüz binlerce Türkmenistanlı Türkiye’de mecburi yasa dışı durumda kaldılar. Bu durum, sadece Türkiye’de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de mevcuttur.
Sizleri aşağıdaki konuları analiz etmeye ve binlerce kişiyi ilgilendiren bu krizi çözmeye davet ediyoruz.
Türkmenistan vatandaşı mağdurlar olarak, yaşadığımız problemler çok ağır sonuçlara ulaşmıştır. Hasta olanlarımız, vefat edenlerimiz, anne babasında ayrı kalmış çocuklarımız her birimizin aileleri ile birlikte yaşadığı ızdırap dayanılmaz hal almıştır. Vatanımızın, devletimizin en üst makamı olarak sizin bu sorun yumağına çözümünüzü umutla bekliyoruz.
Saygılarımızla”