Türkiye Bu Şiddet Dili Ve Siyasetinden Kurtulmalıdır
20 Ocak 2021

Türkiye Bu Şiddet Dili Ve Siyasetinden Kurtulmalıdır

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 19 Ocak 2021 Salı günü gerçekleştirdiği Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda Türkiye’de son günlerde siyasetçi ve gazetecilere yönelik eş zamanlı yapılan saldırılar ele alındı.

Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım’ın konuştuğu değerlendirme toplantısında iktidarın reform söylemlerinin aksine hukuksuzluğun ve şiddetin iyice arttığına dikkat çekildi.

Konuşmasına “Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak siyasetçi ve gazetecilere yapılan menfur saldırıları kınadığımızı belirtmek istiyorum” diye başlayan Yıldırım, ‘şiddetin bir fikre sahip olmayan yahut fikirlerinden umudu olmayan kişilerin yöntemi olduğunu, bugün tekrar işlerlik kazanan şiddet ve zulüm siyasetinin kökeninde ise Müslüman halka kendisini kabul ettiremeyen Cumhuriyetin resmi ideolojisinin olduğunu’ söyledi.

Her muhalif sesi ihanet ve düşmanlıkla yaftalayan devlet anlayışının insanların yaratılıştan gelen yüksek değerlerini korumak yerine sömürgeci efendilerinin çıkarlarını kutsallaştırdığını söyleyen Yıldırım, bu durumun kaçınılmaz olarak darbeleri, çeteleşmeyi ve mafya kültürünü doğurduğunu ifade etti.

Medya Bürosu Üyesi Yıldırım konuşmasının devamında, Hizb-ut Tahrir’e üyelik suçlaması ile haksız yere gözaltına alınan ve şu an Antalya Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tayfun KOCABAŞ’ın evine 14 Ocak Perşembe gecesi evde sadece hanımı ve kayın validesi bulunduğu sırada kendilerini polis olarak tanıtan yüzleri maskeli kişilerce baskın yapılmasını kınayarak “böylesi bir muamele eşkiyalık ve alçaklık değil de nedir? diye sordu.

Yıldırım Türkiye’de 90 yılları hatırlatan bu zorbalıklar yaşanırken reform olarak ‘İstanbul Havalimanı Adliyesi’nin açılışını müjdeleyen Adalet bakanı Abdulhamit Gül ve Ak Parti iktidarının insanların aklı ile dalga geçtiğini söyledi.

İKTİDARIN AVRUPA İLE YAKINLAŞMASI

Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım diğer bir gündem konusu olarak iktidarın Avrupa Birliği ile yakınlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri “rayına oturtmaya hazırız” söylemi aslında konjonktürel ve bağımlı bir dış politikanın tezahürüdür" diyen Yıldırım şöyle konuştu:

“İktidar elitlerine iki önemli hususu hatırlatmakla yetiniyoruz. Birincisi ABD veya AB gibi sömürgeci devletlere bağımlılıktan kurtulmadığınız sürece zillete mahkûm olacaksınız. Bu ülkenin, bu toprakların, bu milletin selamet ve akıbeti hususunda en ufak bir kaygınız varsa Koronovirüsten önce sömürgecilik virüsüyle mücadele etmelisiniz

İkincisi, dostumuz, müttefikimiz, partnerimiz dediğiniz, iyi ilişkiler kurmak istediğiniz o kâfirler, biliniz ki siz onların dinine girmedikçe sizden asla razı olmayacaklar. Onlar ancak kendi çıkarları, kendi politikaları, kendi projeleri için sizi kullanırken dost görünürler. Kulislerde, perde arkalarında konuşurken ise öfkeden adeta parmaklarını ısırırlar. İşleri bittiğinde de paçavra gibi sizi kenara atarlar. İyi düşünün, sizden önceki yöneticilerin durumuna bakın ve ders alın. Umulur ki bu nasihatimizi dinlersiniz!”

CUMHURBAŞKANININ “YÜKSEK” FAİZ AÇIKLAMASI

Gündem Değerlendirme Toplantısında ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yüksek” faiz açıklamalarına değinildi.

Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yüksek faizle mücadeleye devam edeceğim” diyerek sanki yeni ekonomi kadrosunun kendinden bağımsız hareket ediyormuş gibi bir görüntü çizmesini eleştirdi.

Faizin azı ve çoğunun haram olduğunu hatırlatan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben şunları söyledi**: “Allah Subhanehu ve Teala, Kur’an-ı Kerim’de faizle iş yapanı, ‘onlar Allah ve Rasul’üne savaş açmış gibidir’ diyerek uyarıyor. Allah’tan korkun! Siz bu kapitalist ekonomik sistemi uygulamaya devam ettiğiniz sürece faiz bataklığından kurtulamazsınız. Sizi ve tüm halkı faiz bataklığından kurtaracak sistem İslam iktisat nizamıdır, onu uygulayacak devlet ise Raşidi Hilafet Devletidir.”**

TÜRKİYE İLE ÇİN ARASINDA SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI

Gündem Değerlendirme Toplantısında son olarak Türkiye ile Çin arasında yapılan ‘Suçluların İadesi Anlaşması’ ve Doğu Türkistanlı Müslümanların sahipsizliği konuşuldu.

İktidar yetkililerinin ‘soydaş’ ve ‘kardeş’ edebiyatı yaptığı Doğu Türkistanlı Muhacirleri sahipsiz bırakması ve Çin’e iade edilme korkusu yaşatması yetmiyormuş gibi, Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen’in Doğu Türkistanlı mazlumları işgalci zalim Çin’in toprak bütünlüğünü tanımaya davet etmesini eleştiren Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, “Bakar mısınız bu kepazeliğe, bu pişkinliğe bu utanmazlığa…” ifadelerini kullandı.

Yıldırım konuşmasını şu sözlerle bitirdi**: "Şunu bilin ki; sizler Müslüman Uygur kardeşlerimizi terk etseniz de biz asla terk etmeyeceğiz. Asla yalnız bırakmayacağız. Sizler bu zulüm karşısında kulaklarınızı tıkasanız da biz asla sessiz kalmayacağız. Çünkü onların feryatları bizim feryadımızdır. Onların derdi bizim derdimizdir… "**

#DünyaHilafeteMuhtaç