Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 07 Aralık 2021 Salı günü gerçekleştirdiği Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıkladığı enflasyon rakamları ele alındı. Toplantıda ayrıca Türkiye’de artan çocuk cinayetleri ve toplumsal cinnet hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in reel ve hissedilir olan enflasyonu değil, sanal ve yalan olan enflasyon rakamlarını açıkladığını zira gerçek enflasyonun yüzde 21,31 değil, ortalama yüzde 50 civarında olduğunun alışveriş yapan herkes tarafından bilindiğini söyledi.

Mart ayından bugüne halkın temel ihtiyacı olan 11 ürünün fiyatları 9 ay önceye göre %34 ila %47 arasında arttığına dikkat çeken Yıldırım, market raflarındaki etiket değişimlerinin hızına yetişilemediğini, market çalışanlarının bu sebeple fazla mesai yapmaktan şikayetçi olduklarını söyledi.

En temel besin maddelerinden olan süt fiyatlarının 6 Aralık’tan itibaren %46 oranında zamlandığını hatırlatan Yıldırım, gübre fiyatlarının bir önceki yıla göre %100 arttığını, sene başından beri motorinde yaklaşık %40, LPG’de ise %90 oranında fiyat artışı olduğuna dikkat çekti.

Yıldırım şöyle konuştu: “Peki TÜİK, hakikaten gerçek piyasa fiyatlarından habersiz midir? Toplumun her geçen gün fakirleştiğini, alım gücünün her geçen gün düştüğü gerçeğinden habersiz olabilir mi? Biz böyle olmadığını düşünüyoruz… Şayet TÜİK başkanı gerçek rakamları toplumla paylaşsa o koltukta bir dakika bile kalamayacağını çok iyi biliyor. Çünkü Türkiye’deki siyaset doğruluk ve erdem ile değil ucuz menfaat ekseninde seyrediyor.”

Konuşmasının devamında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’e gitmesinin siyasi şov ve popülizmden başka anlam taşımadığını dile getiren Yıldırım, CHP zihniyetinin iktidar olduğu dönemlerde enflasyonun pek farklı olmadığını, halkın yine kandırılıp sömürüldüğünü ifade etti.

Yıldırım son olarak şunları söyledi: “Ne iktidar ne de muhalefet halkın sefalet ve yoksulluk içerisinde bir hayat sürmesini önemsemezler. Onlar ancak sahip oldukları koltuklarına ve sırtlarını dayadıkları efendilerinin çıkarlarına önem verirler. Onların mahallesine yoksulluk uğramaz, sefalet uğramaz, enflasyon uğramaz, işsizlik uğramaz. Onlar rahat bir hayat içerisinde sefa sürerken cefayı hep halkımız çeker. Dolayısıyla Müslümanların ismi ister AK Parti olsun ister CHP olsun isterse başka bir parti olsun sorunların çözümü için demokratik partilere umut bağlaması doğru değildir. Müslümanlar için yegâne köklü çözüm bu köhnemiş kapitalist sistemden kurtulmaları, Rabbimizin bir rahmet ve şifa olarak gönderdiği İslam’ı hayatlarının tamamına tatbik etmeleridir.

Gündem değerlendirme toplantısında ayrıca Türkiye’de artan çocuk cinayetleri ve toplumsal cinnet konusuna değinildi.

Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, ‘‘Her kim bir kişiyi haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüş sayılır. Ama her kim de bir canı kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış olur.’’ (Maide 32) ayetine atıf yaparak şöyle konuştu: “İşte İslam bu hükmüyle bırakın körpecik masum çocukların hayatını herhangi bir kişinin hayatını tüm insanlık ile eş değer tutarak, masumiyet karinesini ayakta tutuyor. Hele bir de hiç suça bulaşmamış, akli baliğ olmayan bir çocuğu hatta bir bebeği öldürmek İslam’ın kriterlerine göre büyük bir suçtur. Dolayısıyla İslam böylesi bir suçun işlenmemesi için önlem alır. Eğitim sisteminden sosyal hayata, siyasal düzenden yargı kurumuna varıncaya kadar hayatın genel işleyişini düzenler. Çünkü İslam mütekamil bir güvenlik sistemine sahiptir. İslam Devleti bu sebeple canın, malın, neslin, haysiyetin, aklın, dinin, insan türünün ve devletin korunması şeklinde en temel 8 güvenlik sorununu kökten çözer. Çünkü bu sorunlar çözülmeden insanın mutlu olması mümkün değildir. İslam ise kesintisiz mutluluk için toplumları bir bütün olarak kula kul olmaktan kurtarıp, Allah’a kul olmayı ve O’nun hayat veren nizamına sarılmayı talep eder.

Konuşma metninin tamamını okumak için tıklayın

------------

#DünyaHilafeteMuhtaç