Seçim sonuçlarını dış ve iç basın nasıl gördü?

1561378960.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Tekrarlanan İstanbul seçimini Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun açık farkla kazanmasının ardından dış ve iç basındaki yorumları, anket şirketlerinin seçim sonucunu tahmin etme karnesini haberimizde derledik.

Yenilenen İBB Başkanlığı seçiminde, Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu, rakibi Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’a 800 bin oy fark attı. Dış basın seçim sonucunu Binali Yıldırım’ın değil Erdoğan’ın yenilgisi olarak yorumladı.

Dış basında seçimle ilgili önde gelen basın kuruluşları şunları yazdı:

**The New York Times:** “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı yenilenen seçimde ağır bir mağlubiyete uğradı.”

İstanbul'da yenilenen seçimlerin galibi Erdoğan'a darbe indirerek muhalefet oldu.

Türkiye'deki muhalefet partisi, resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul'da yenilenen belediye başkanlığı seçimlerini kazanmış görünüyor. Sonuçlar onaylandığında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a darbe indirebilir.

**The Washington Post:** “Muhalefet adayının tekrarlanan İstanbul belediye seçimini kazanması, Erdoğan’ın iktidar partisini sekteye uğrattı.”

Muhalefet adayı yeniden yapılan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini kazandı, Erdoğan'ın iktidar partisi başarısızlık yaşadı.

Muhalefet partisi adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin güçlü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar partisinin elinde tutulması yönündeki kararlılığına rağmen, İstanbul belediye başkanlığı yarışında ikinci bir zafer kazandı.

**El Pais:** “Muhalefet İstanbul'daki zaferini yineleyerek Erdoğan'ın partisine karşı üstünlüğünü genişletti.”

İktidarın adayı Binali Yıldırım bu yenilgiyi kabullendi. Devlet haber ajansına göre iki aday arasındaki fark neredeyse yüzde 9

**Bloomberg:** İstanbul’un rakip adayı seçmesi Erdoğan’a ciddi bir darbe indirdi.

**Die Welt:** “Bu Haziran akşamı Erdoğan döneminin sonu başlıyor.”

Erdoğan için seçim fiyaskosu, İmamoğlu zaferine "yeni bir başlangıç" diyor.

**La Repubblica:** “Türkiye'de muhalefet Erdoğan'ı yenip İstanbul'u fethetti: İmamoğlu belediye başkanı”

**Reuters:** “Türkiye’nin muhalif partisi belediye başkanlığı zaferiyle Erdoğan’a ağır bir darbe indirdi.”

**Deutsche Welle:** “Tartışmalı yenilenen seçimin sonuçları cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidar partisine darbe vurdu.”

**BBC:** Seçim sonucu, daha önce “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen Erdoğan’ın gerilemesi olarak görülüyor.

**The Guardian:** “AKP’nin İstanbul’u CHP adayına kaybetmesi, Cumhurbaşkanını mahçup etti.”

**Le Monde:** “İstanbul ‘demokrasinin geri dönüşü’nü kutluyor.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adayı İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde yenilgisini kabul etti.

Türkiye'nin en zengin ve en kalabalık şehri İstanbul'un kaybı, Cumhurbaşkanı Erdoğan için ciddi bir başarısızlık.

**Le Figaro:** “İmamoğlu İstanbul’da Erdoğan’ı devirdi”

**CNN:** “İstanbul’daki seçim, Erdoğan’ın Türkiye’deki baskınlığındaki değişime işaret ediyor”

**Time:** “İstanbul seçiminde muhalefetin galibiyeti Erdoğan’a ağır bir darbe indirdi”

**Euronews:** “Tekrarlanan İstanbul seçiminin kaybedilmesi, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 yıllık iktidarı boyunca aldığı en ağır darbe”

**Hollanda Televizyonu (NOS):** “Erdoğan’ın partisi için tarihi yenilgi”

**De Telegraaf:** “Erdoğan’a ağır darbe”

**L’Obs:** “Erdoğan’a haddini bildirdi: Muhalefetin adayı İstanbul’da galibiyetini yeniledi”

**Libération:** “Erdoğan’ın İstanbul’daki tarihi mağlubiyeti”

**İç Basında Gazetelerin 24 Haziran Manşetleri**

Yenilenen İBB Başkanlığı seçimlerinin sonucunu iç basındaki gazeteler okuyucularına şu manşetlerle duyurdu.

**Hürriyet:** "İstanbul'un Tercihi"

İptal edilen 31 Mart seçimlerinin ardından yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde ipi Millet İttifakı‘nın adayı Ekrem İmamoğlu göğüsledi.

**Milliyet:** “İstanbul Seçimini Yaptı”

Yenilenen İBB Başkanlığı seçimini Millet İttifakı adayı İmamoğlu kazandı. İmamoğlu, yol haritasını sunmak ve görüşlerini almak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan görüşme istedi.

**Sabah:** "Demokrasi Kazandı"

Tertemiz seçim İstanbul’a yakıştı. İstanbul’da yenilenen seçim hiçbir şaibe olmadan, olaysız, itirazsız tamamlandı. Sonuçlar hızla belli oldu. Demokrasimiz bir sınavı daha başarıyla geçti.

**Cumhuriyet:** "Halkın Zaferi"

İmamoğlu, İstanbul seçimini 800 bine yakın oy farkıyla kazandı. İstanbullu, hukuksuzluğun hesabını sandıkta sordu.

**Yeni Şafak**: "İstanbul Seçimini Yaptı"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışında CHP adayı Ekrem İmamoğlu yüzde 54 oy alarak seçimi kazandı. Ak Parti adayı Binali Yıldırım ise yüzde 45.1’de kaldı. İlk açıklama Yıldırım’dan geldi. Rakibini tebrik eden Yıldırım, İstanbul’un yararına hizmetlerde destek olacağını açıkladı.

**Akşam: “**İstanbul kararını verdi”

**Star:** “İstanbul seçimini yaptı”

**Türkiye:** “İstanbul İmamoğlu’na teslim”

Yenilenen seçimde farkı açtı. Birlik çağrısı yaptı. YSK kararıyla tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini 9 puan farkla İmamoğlu kazandı.

**Sözcü:** “Tarihi Fark”

Millet iradesinin karşısında kimse duramaz. Geçmişi 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz.

**Yeni Akit:** “25 yıl sonra sola teslim”

İstanbul’da yalan siyaseti kazandı.

**Yeni Asya:** “Demokrasi Kazandı”

İstanbullu tercihini yaptı. 31 Mart’ta sandıktan çıkan sonucu hazmedemeyen iktidarın dayatması ters tepti. İmamoğlu 9 puan fark atarak ipi göğüsledi.

**Yeniçağ:** “Hak yerini buldu”

31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasına rağmen, YSK kararıyla mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu, dün tekrarlanan seçimde rakibi Binali YıldırIm’a ezici bir üstünlük kazandı.

**Anket Firmalarının Karnesi**

23 Haziran seçimlerinde hangi anket firması en iyi tahminde bulundu?

İstanbul'da tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri için kamuoyu yoklaması yapan firmalar sandıktan çıkacak sonuçlara dair farklı tahminlerde bulunmuştu.

Anket firmaları arasında sonucu en doğru tahmin eden firma Konda oldu. Şirketin 19 Haziran'da yayınladığı anket verilerine göre yüzde 9,4 kararsız veya oy kullanmayacak seçmen orantılı bir şekilde dağıtıldığında, CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun yüzde 54, Binali Yıldırım’ın ise yüzde 45 oy oranına ulaşacağı tahmin ediliyordu.

Sandıktan çıkan sonuç, Konda'nın her iki aday için nokta atışı tahminde bulunduğunu ortaya koydu.

Firmalar arasında ORC, AK Parti'nin adayı Binali Yıldırım'ın seçimi kazanacağı yönünde öngörüde bulunan tek firmaydı. ORC'nin rakamlarına göre İmamoğlu'nun yüzde 46, Yıldırım'ın ise yüzde 47 oranında oy alması bekleniyordu.

Konda'dan sonra en iyi tahminde Optimar şirketi bulundu. Optimar Yıldırım'ın oy oranının yüzde 48, İmamoğlu'nun ise yüzde 52 olacağını öngörmüştü.

Dış ve İç Basında Seçim Yorumları

Dışişleri Etiyopya’daki darbe girişimini kınadı.

1561347162.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Etiyopya’nın kuzeyindeki Amhara eyaletinde, dün akşam saatlerinde silahlı bir grup darbeye kalkışarak yerel hükümeti devirmeye çalıştı. Başbakanlık Ofisi, girişimin bastırıldığını ve darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı Seare Mekonnen ile Amhara eyaleti Başkanı Ambachew Mekonnen'in öldürüldüğünü açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, "***Etiyopya'nın Amhara Bölgesi Hükümetine karşı yapılan ve Amhara Hükümet Başkanı ile üst düzey yetkililerin hayatlarını kaybetmesine yol açan darbe girişimini şiddetle kınıyoruz***" ifadeleri yer aldı.

Dışişleri Bakanlığı, Etiyopya'nın Amhara Bölgesi Hükümetine karşı yapılan ve Amhara Hükümet Başkanı ile üst düzey yetkililerin hayatlarını kaybetmesine yol açan darbe girişimini şiddetle kınadı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "*Etiyopya'nın Amhara Bölgesi Hükümetine karşı yapılan ve Amhara Hükümet Başkanı ile üst düzey yetkililerin hayatlarını kaybetmesine yol açan darbe girişimini şiddetle kınıyoruz*." İfadelerine yer verildi.

Etiyopya Genelkurmay Başkanının darbe girişimiyle bağlantılı olarak Addis Ababa'da uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin derin üzüntüyle öğrenildiğinin aktarıldığı açıklamada, dost Etiyopya halkı ve hükümetine taziye mesajı iletildi.

Açıklamada, "***Türkiye'nin seçimle işbaşına gelen hükümetlerin yasa dışı yollarla değiştirilmesine yönelik tüm teşebbüslerin karşısında olduğunu yineliyor, söz konusu darbe girişimi karşısında Etiyopya'ya güçlü desteğimizi ifade ediyoruz***." denildi.

**Genelkurmay Başkanı Koruması Tarafından Öldürüldü**

Ülkenin Başbakanı Abiy Ahmed, Genelkurmay Başkanı Seare Mekonnen ve üst düzey danışmanı Ezez Wasie'nin Amhara özerk eyaletine yönelik bir darbe girişimini engellemeye çalışırken öldürüldüklerini söyledi.

Amhara'daki ayrı bir saldırıda, eyalet hükümetinin başkanı Ambachew Mekonnen de, bir danışmanıyla beraber öldürülmüştü.

Yetkililer, ayaklanmayı kontrol aldıklarını duyurdu.

Abiy Ahmed isei bölgedeki darbe girişiminden Amnaha üst düzey güvenlik yetkilisi Asaminew Tsige'yi sorumlu tuttu.

Etiyopya’da Darbe Girişimi

Trump’ın Yahudi damadı Kushner’dan Filistin için 50 milyar dolarlık rüşvet.

1561345912.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Ortadoğu barış planının ekonomik detaylarını ilk kez paylaşan Trump’ın Yahudi damadı Kushner, Filistin‘de 50 milyar dolar değerinde yatırım ve yoksulluğun yarı yarıya düşürülmesini öngören rüşvet niteliğinde bir teklifte bulundu. Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" adını verdiği ihanet projesi için maddi desteği başta Suudi Arabistan olmak üzere körfez ülkeleri karşılıyor.

Washington, ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı ve damadı Jared Kushner tarafından hazırlanan Ortadoğu barış planının mali ayrıntılarını ilk kez kamuoyuyla paylaştı.

Trump yönetimi, planın Filistin'de on yıl içinde 50 milyar dolar değerinde uluslararası yatırım yapılması ve bu çerçevede bir milyon istihdam yaratılmasını öngördüğünü açıkladı. Cumartesi günü yapılan açıklamaya göre Washington, bu kapsamda amacın Filistin'in gayri safi milli hasılasını iki katına çıkarmak olduğunu belirtti. Bu çerçevede işsizlik oranının tek haneli rakamlara indirilmesi ve yoksulluk oranının yarı yarıya düşürülmesi de hedefler arasında yer alıyor. Ancak paranın nasıl sağlanacağı yönünde bilgi verilmedi.

Beyaz Saray tarafından yayınlanan planda, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın "temelden dönüştürülebileceği" ve "*Filistin tarihinde yeni bir döneme girilebileceği*" ifadelerine yer veriliyor. Planda ayrıca, yolsuzluğun engellenmesi amacıyla paranın çok uluslu bir kalkınma bankası tarafından idare edilmesi öngörülüyor.

Planın ekonomik kısmıyla ilgili diğer ayrıntıların, Salı ve Perşembe günleri Bahreyn'de bir konferansta tanıtılacağı kaydedildi. Trump yönetimini taraflı ve “İsrail” yanlısı olarak gören Filistin yönetimi ise konferansı boykot edecek.

**FKÖ, İhanet Planın Sahibi ABD’den Özgürlük İstedi**

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitee Üyesi Hanan Aşravi, ABD'nin ekonomik planını geri çevirdi. ABD'nin açıklamasının hemen ardından Twitter üzerinden bir açıklamada bulunan Aşravi, "*Önce Gazze ablukasını kaldırın, ülkemizin, kaynaklarımız ve fonlarımızın "İsrail" tarafından çalınmasını durdurun, bize hareket serbestimizi ve sınırlarımız, hava sahamız, sularımız üzerindeki kontrol hakkını verin. Sonra özgür ve egemen bir halk olarak canlı, müreffeh bir ekonomi inşa edişimizi görün*” dedi.

Jared Kushner tarafından hazırlanan ve öncelikli olarak "İsrail" ile Filistinliler arasındaki sorunlara son vermeyi hedefleyen planın ayrıntıları henüz açıklanmış değil. Açıklanması birkaç kez ertelenen planın tamamının Kasım ayında tanıtılması bekleniyor. Detayları hakkında henüz çok az bilgi sahibi olunan plan kapsamında, iki devletli çözümün sözkonusu olmayacağı biliniyor. Kushner birkaç hafta önce, Filistinlilerin kendi kendilerini yönetebilecekleri bir idare kurabileceklerinden kuşku duyduğunu söylemişti. Kushner, Filistinlilerin "günün birinde bu seviyeye gelmelerinin" umulabileceğini ifade etmişti.

Kushner’dan Filistin İçin 50 Milyar Dolarlık Rüşvet

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimi sonucunu değerlendirdi.

1561343504.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimi sonuçlarının İstanbul için hayırlara vesile olmasını dileyerek, seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik etti.

Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan İmamoğlu'nu kutladı.

Erdoğan açıklamasında, "***İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimi sonuçlarının İstanbulumuz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Milli irade bugün bir kez daha tecelli etmiştir. Gayriresmi sonuçlara göre seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik ediyorum***." ifadelerini kullandı.

Bundan önce olduğu gibi ilerleyen süreçte de demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, ülkenin barış, refah ve istikrarından taviz vermeden, Cumhur İttifakı'nın ilkeleri çerçevesinde, birlik ve beraberlik içinde, 2023 hedeflerine yürüyeceklerini vurgulayan Erdoğan, açıklamasına şöyle devam etti:

"***Bu ay sonu gerçekleştirilecek G-20 Zirvesi, Çin ziyareti ve ardından Güney Avrupa ve Balkanlar Zirvesi başta olmak üzere, Türkiye'nin önündeki tüm iç ve dış meselelere, milli menfaatlerimiz doğrultusunda titizlikle eğilmeye devam edeceğiz***."

Erdoğan, İmamoğlu’nu Kutladı

Ekrem İmamoğlu İBB Başkanlığı seçimini kazandı.

1561342673.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlığı seçimini, resmi olmayan sonuçlara göre Cumhur İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu kazandı.

İBB Başkanlığı seçimi için,10 milyon 570 bin 222 seçmenin bulunduğu İstanbul'da kurulan 31 bin 186 sandığın 31 bin 186'sı açıldı.

Açılan sandık oranı: 99,37

Ekrem İmamoğlu: 54,03

Binali Yıldırım: 45.09

İmamoğlu'nun aldığı oy sayısı: 4,698,782

Yıldırım'ın aldığı oy sayısı: 3,921,201

Resmi olmayan sonuçlara göre, yüzde 99,37'si açılan sandıklarda kullanılan 8 milyon 868 bin 664 oydan 8 milyon 696 bin 552'si geçerli sayıldı. Buna göre, seçime yüzde 84,42'i katılım gerçekleşti.

İmamoğlu'nun oy oranı yüzde 54,03, Yıldırım'ın oy oranı yüzde 45,09 olarak gerçekleşti. Açılan sandık verilerine göre, iki aday arasındaki oy farkı 777 bin 581 oldu. Diğer adaylar ise oyların yüzde 0,88'ini yani seçmenlerin 76 bin 569'unun oyunu aldı.

**Binali Yıldırım’dan Kutlama**

Seçim yasağının kalkmasının ardından ilk açıklamayı Binali Yıldırım yaptı. Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında "***Şu an itibarıyla rakibim Ekrem İmamoğlu önde götürmektedir. Kendisini tebrik ediyorum***." dedi.

İBB Başkanı seçilen İmamoğlu da partisinin seçim koordinasyon merkezinde düzenlediği basın toplantısında ilk değerlendirmesini yaptı.

İmamoğlu, "***İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ve tabii ki anlamlı bu seçimin en önemli ifadelerinden birisi de Türkiye'nin demokrasi sürecine olacak olan katkısıydı. Her iki vasfıyla ülkemize ve dünya kenti İstanbulumuza bugünkü seçimin neticeleri hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun***." ifadelerini kullandı.

Öte yandan iptal edilen 31 Mart seçimlerinde İmamoğlu oyların yüzde 48,77'sini, Yıldırım yüzde 48,61'ini almıştı. Bu seçimde İmamoğlu 4 milyon 169 bin 765, Yıldırım ise 4 milyon 156 bin 036 seçmenin oyunu almıştı. İki aday arasındaki oy farkı bu seçimde 13 bin 729 olarak gerçekleşmişti.

**İmamoğlu Tüm İlçelerde Oyunu Artırdı**

Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, adayların 31 Mart'ta aldığı oy oranıyla 23 Haziran seçimindeki oy oranı arasında önemli değişiklikler gerçekleşti.

Sandıkların yüzde 99'u açılırken CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu tüm ilçelerde oy oranını artırırken, AK Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın aldığı oy oranı tüm ilçelerde düştü.

İmamoğlu'nun oy oranını en fazla artırdığı ilçeler oyların 7 ila 10 puan arasında artış gösterdiği Adalar, Avcılar, Bakırköy, Çatalca, Silivri, Şile ve Şişli oldu. İmamoğlu, bu ilçelerden en fazla Adalar'da oyunu artırdı.

Yıldırım'ın en fazla oy kaybettiği ilçeler ise oyların 6 ila 7 puan arasında düşüş gösterdiği Adalar, Büyükçekmece, Çatalca, Şile ve Silivri olarak gerçekleşti. Yıldırım, en fazla Çatalca ve Şile'de oy kaybetti.

Ekrem İmamoğlu, en fazla oyu yüzde 83.71 ile Beşiktaş, 81.71 ile Kadıköy, 79.17 ile Bakırköy ve 73.31 ile Şişli'den aldı. Binali Yıldırım, en fazla oy oranına yüzde 65.81 ile Sultanbeyli, 61.10 ile Esenler, 57.68 ile Sultangazi ve 56.52 ile Bağcılar'da ulaştı.

İmamoğlu, önceki dönem görev yaptığı Beylikdüzü'nde 31 Mart'ta yüzde 57.50 oranında oy alırken, yenilenen seçimde oyunu yüzde 61.79'a çıkardı.

Yenilenen seçimde İstanbul'un 39 ilçesinden 28'inde İmamoğlu, 11'inde Yıldırım seçimi önde tamamladı. 31 Mart'ta Binali Yıldırım 24 ilçede seçimi önde bitirirken, bu seçimde 13 ilçede üstünlük Ekrem İmamoğlu'na geçti.

İBB Başkanlığı Seçimini Ekrem İmamoğlu Kazandı

ABD, önümüzdeki hafta, başta Suriye’deki siyasi süreç, İran’ın varlığı ve Fırat’ın doğusu gibi konular olmak üzere, Suriye’de diplomatik ve güvenlikle ilgili son gelişmelerin ele alınacağı bir dizi toplantıya başkanlık edecek.

1561198206.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

ABD, önümüzdeki hafta, başta Suriye’deki siyasi süreç, İran’ın varlığı ve Fırat’ın doğusu gibi konular olmak üzere, Suriye’de diplomatik ve güvenlikle ilgili son gelişmelerin ele alınacağı bir dizi toplantıya başkanlık edecek.

Kendilerine “küçük grup” adını veren ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün, önümüzdeki Pazartesi günü Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelerek, Suriye’deki gelişmeleri masaya yatırmaya hazırlanıyor.

Edinilen bilgiler arasında, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve Suriye Müzakere Komisyonu Başkanı Nasr El-Hariri’nin de Paris’teki toplantıya katılma ihtimalinin bulunduğu belirtiliyor.

**Esirlerin Durumu Görüşülecek**

Toplantıya katılacak isimlerden ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Suriye’deki siyasi süreçte yaşanan tıkanıklığı ve Pedersen’in anayasa komisyonu isim listelerinin oluşturulmasında karşılaştığı zorlukları gündeme getirmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra anayasa komisyonu ilkelerinin belirlenmesi ve esirlerin durumu da görüşülmesi beklenen konular arasında yer alıyor.

Diğer taraftan Moskova da bir sonraki Astana toplantısı için diplomasi trafiğini sıklaştırmış durumda. Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, önümüzdeki ay düzenlenecek Astana toplantısına Irak ve Lübnan’ı davet etmek üzere Bağdat ve Beyrut’u ziyaret etti.

Son dönemde Suriye rejiminin anayasa komisyonunu kurma sürecini ‘İdlib’deki savaş’ nedeniyle ağırdan aldığı gözlenirken, savaşa katılmayan İran’a bağlı milis gruplar ise hükümet güçlerinin Hama’nın kuzeyindeki saldırılarına eş zamanlı olarak saldırıya geçmek için Halep’in batısına çekildi. Tahran’ın bu taktiği, Batı ile yaşadığı gerilime ek olarak Ankara’nın öfke şimşeklerini üzerine çekmek istemediği şeklinde değerlendiriliyor.

**DEAŞ’tan Kurtarılan Bölgelerin Geleceği**

Aynı zamanda Paris’te düzenlenecek toplantıda, ABD’li Temsilci James Jeffrey’in başkanlığında uluslararası koalisyonda yer alan üst düzey komutanlar Salı ve Çarşamba günleri bir araya gelecek. Bu toplantıda Irak’ın batısı ve Suriye’nin doğusunda DEAŞ’tan kurtarılan toprakların geleceğinin görüşülmesi bekleniyor.

Washington, ABD Başkanı Trump yönetiminin Amerikan askerlerinin Suriye’de kalmasına yeşil ışık yakmasının ardından, bölgedeki müttefiklerine Fırat’ın doğusuna ve SDG birliklerine en büyük mali desteği sunmaları çağrısında bulunmuştu. ABD’nin müttefiklerinden bir diğer talebi de, Araplar ve Kürtler arasında köprü görevi üstlenmeleriydi.

Buna karşın Arap aşiretlerine yaklaşma stratejisi izleyen Esed rejimi de son olarak Halep’te aşiret önderlerinin katılımıyla bir konferans düzenledi. Konferansta, zorunlu askerliği yapmayan ve rejim saflarında savaşmamış kişilerden oluşacak bir askeri gücün oluşturulması kararı alındı.

**NATO Toplantısında Suriye Dosyası Görüşülecek**

Edinilen bilgilere göre, Jeffrey’in önümüzdeki Cuma AB üye ülkeleri temsilcilerinin katılımıyla Brüksel’de düzenlenecek NATO toplantısında da Suriye dosyasını gündeme getirmesi bekleniyor.

**Kudüs’te 3’lü Toplantı**

Paris’teki toplantının yanı sıra, 24-25 Haziran’da Batı Kudüs’te ABD, “İsrail” ve Rusya temsilcilerini bir araya getirecek toplantıda da başta İran’ın Suriye’deki nüfuzu olmak üzere Suriye’de çözüm meselesi masada olacak. Rusya tarafından yapılan açıklamada, 3’lü toplantının Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev, ABD Başkan Yardımcısı John Bolton ve “İsrail” Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Şabat’ın katılımıyla gerçekleşeceği belirtildi.

İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şamhani, Rus mevkidaşı Patruşev ile yaptığı görüşme sonrasında, Batı Kudüs’te yapılması planlanan 3’lü toplantı için ‘aldatmaca’ nitelemesinde bulundu.

Şamhani, İran’ı hiç kimsenin Suriye’den çıkartamayacağını belirterek, “Buradaki yasal varlığımız Suriye hükümetinin talebi üzeredir” dedi. Diğer taraftan Patruşev, İran’ın Ortadoğu’daki stratejik ortağı olması nedeniyle 3’lü toplantıdan çıkacak sonuçları Tahran’a ileteceklerini ifade etti.

**G-20’de 2’li Görüşmeler**

Öte yandan 28-29 Haziran'da Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenecek G-20 Zirvesi’ne katılacak olan Türkiye, Rusya ve ABD liderlerinin yapacağı ikili görüşmelerde, Suriye’deki gelişmeleri ele almaları bekleniyor.

Halihazırda ABD ve Türkiye arasında Suriye’de kurulacak güvenli bölgenin akıbeti henüz netleşmiş değil. Diğer taraftan Türkiye-Rusya görüşmelerinde ise İdlib’de tırmanan gerginliğin masada olması bekleniyor.

Sömürgeci ABD’den Ortadoğu’da Stratejik Adımlar

Elektronik ve beyaz eşyada taksit sayıları arttı.

1561194261.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Ticaret Bakanlığı, yüksek faiz ve dövizdeki olası yukarı yönlü dalgalanma riskine karşı paranın piyasadan çekilerek mevduat olarak tutulması sonucu ticaretin yavaşlamasına önlem olarak bazı eşyalardaki taksit sayısını artırdı. Türkiye'de yaklaşık 65 milyon kredi kartı bulunuyor. Bireysel kredi kartlarıyla haram faiz batağına düşenlerin toplam borcu 102.4 milyar lira.

Ticaret Bakanlığı'nın Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre bazı eşyalardaki taksit 18 aya çıktı. Ticaret Bakanlığı bazı eşyalara ilişkin taksit sayılarındaki değişikliği Resmi Gazete’de duyurdu.

Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre, video, kamera ve ses sistemi gibi elektronik eşya ve tablet bilgisayar satışları ile fiyatı üç bin beş yüz Türk Lirası’nın üstünde olan televizyon ve cep telefonu satışlarında altı ay, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve elektrikli ev aletleri gibi elektrikli eşya satışları ile mobilya satışlarında on sekiz ay olarak uygulanacak.

**Türkiye Haram Faiz Batağında**

Türkiye'de toplam 65 milyon 483 bin 891 kredi kartı bulunuyor. Bireysel kredi kartlarında toplam borç 102.4 milyar lira. Bunun 6.5 milyar TL'si (Yüzde 5.7) takibe düştü. Bireysel kredi kartı borcunu ödemeyen kişi sayısı Ekim 2018 itibariyle 2 milyon 485 bin kişiye ulaştı. Kişi başına düşen ortalama kredi kartı borcu yaklaşık 4 bin TL.

Devletin 2019 yılı için borçlarından tahakkuk eden sadece faiz gideri ise 117 milyar TL.

Taksitler Çoğaltıldı, Borçlanmanın Önü Açıldı

Kırgızistan güvenlik teşkilatı, ülkede yasaklanan ve sözde “terörist” olarak nitelendirdiği Hizb-ut Tahrir üyelerinden oluşan bir grubun gözaltına alındığını açıkladı.

1561193721.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Kırgızistan güvenlik teşkilatı, ülkede yasaklanan ve sözde “terörist” olarak nitelendirdiği Hizb-ut Tahrir üyelerinden oluşan bir grubun gözaltına alındığını açıkladı.

Kırgız güvenliğinden dün yapılan açıklamada da şu ifadeler kullanıldı:

“Ulusal Güvenlik Komisyonu üyeleri, ceza davası bağlamında İçişleri Bakanlığı güçleriyle iş birliği içinde 6 vatandaşın evinde arama gerçekleştirdi. Üyelerin hepsinin yasaklı Hizb-ut Tahrir (İslami Kurtuluş) Partisi’ne üye olduğu tespit edildi.”

Savcılığın yaptığı açıklamaya göre, soruşturmaların halen devam etmesi nedeniyle tüm sanıklar, kimlikleri açıklanmaksızın gözaltına alındı.

**Kırgız Yönetimi’nden Hizb-ut Tahrir’e İftira**

Hizb-ut Tahrir, kurulduğu 1953 yılından günümüze kadar hiçbir şekilde “cebir ve şiddete” bulaşmadığı halde, Rus işgalciler gibi zorba Kırgızistan yönetimi de Hizb-ut Tahrir ve mensuplarına sözde “terör” iftirası atmaktadır.

Hizb-ut Tahrir kuruluşundan günümüze 65 yıldır "cebir ve şiddete" bulaşmamış İslami bir partidir.

Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti ikame etmek ve İslami hayatı yeniden başlatmak için fikri ve siyasi olarak çalışmaktadır.

Orta Asya’da İslam’ın yeniden hâkimiyetine şiddetle karşı çıkan Rus işgalciler gibi işbirlikçi yöneticiler tarafından Hizb-ut Tahrir sözde “terörle” suçlanmakta ve Müslümanların evlerine zorbaca baskınlar yapılarak cezaevine atılmaktadırlar.

Hizb-ut Tahrir, insanlara İslam’ı taşımaktadır. İslam, insan yapımı laik demokratik sistemlerin uygulanması nedeniyle büyük sefalet ve felaket içinde olan insanlığın tüm sorunlarını çözmüştür. Bu bozuk yasalar, korkak ve yalancı, iftiracı politikacılar tarafından uygulanıyor. Bu politikacılar, insanların servetlerini yağmalıyor, kadın ve çocuklara işkence ediyor, insanları kurtuluşa, İslam’a davet eden ümmetin sadık evlatlarına iftira atıyorlar. Davet taşıyıcılarına zulmediyor, tutukluyor ve cezaevlerinde öldürüyorlar.

Kırgızistan’da Müslümanlara “İftira ve Zulüm”

İstanbul’daki bir fabrikada çıkan yangında 4 yabancı uyruklu işçi hayatını kaybetti.

1561192646.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

İstanbul Büyükçekmece’de tekstil ve plastik malzemelerin üretildiği bir fabrikada çıkan yangında ilk belirlemelere göre 4 yabancı uyruklu işçi hayatını kaybetti.

Büyükçekmece’de Cumhuriyet Mahallesi Hadımköy Yolu Caddesi'nde bulunan, tekstil ve plastik malzeme imalatının yapıldığı dört katlı fabrikada saat 03.15’te henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı.

Olay yerine gelen ekipler, yangın sırasında binanın çatı katına çıkan ve burada mahsur kalan 20 işçiyi kurtarmayı başardı. İşçilerden 4’ü ilk müdahalenin ardından sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Yangına müdahale eden dört itfaiye görevlisi de hafif yaralandı.

İtfaiye ekipleri, yangının söndürülmesinin ardından fabrika içinde yaptığı aramalarda 4 işçinin cansız bedenine ulaştı.

Yangına ilişkin İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada yaşamlarını yitiren 4 kişinin yabancı uyruklu olduğu belirtildi. Valilik, yaşamını yitirenlerin kimliklerini belirlemek için yapılan çalışmaların sürdüğünü açıkladı.

İstanbul’da Fabrika Yangını: 4 Ölü

Türkiye, Yunanistan’ı \"Lozan ihlali\" hususunda uyardı.

1561191940.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki müftülüklere dair düzenlemeler içeren Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Lozan’ı ihlal ettiğini hatırlatarak uyardı.

Sözcü Aksoy, konuya ilişkin bir soruya verdiği yazılı yanıtta, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nun (BTTADK) söz konusu kararnameye bugün yaptığı açıklamayla güçlü bir tepki verdiğini anımsatarak açıklamada belirtilen görüşlerin Dışişleri Bakanlığınca da paylaşıldığını aktardı.

Kararname ile müftülük kurumunun özerkliğinin ortadan kaldırıldığına ve bu kurumun alelade devlet dairesine dönüştürüldüğüne dikkati çeken Aksoy, şu uyarılarda bulundu:

“*Yunanistan, Türk azınlığın seçtiği müftüleri tanımayarak Lozan Barış Antlaşması’nı ihlal etmektedir. Bu kere de yanlış uygulamalarını düzeltmek yerine müftülük makamını ve azınlık müftülerini yeni kurduğu bir devlet dairesine bağlamak suretiyle ihlallerini daha da vahim bir hale getirmektedir. Yunanistan’da müftülüklerin idari statü ve yapıları ile yargı yetkilerine ilişkin kapsamlı düzenlemeler içeren söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, azınlığın dini ve hayır kuruluşlarını tesis etme ve yönetme hakkını teminat altına alan 1923 Lozan Barış Antlaşması’na aykırıdır*."

Kararnamenin Yunanistan’daki Türk azınlık tarafından kabul edilebilir bir yönü bulunmadığını hatırlatan Aksoy, şu açıklamalarda bulundu:

“*Söz konusu düzenlemenin Yunanistan’ın Türk azınlığın sorunlarının çözümü için azınlık temsilcileriyle geniş kapsamlı ve samimi iletişim kurmak, görüşlerini almak yerine sorunun kaynağını teşkil eden, dini konulardan sorumlu devlet kurumlarının içinde özellikle Türklere baskı uygulayan çevrelerce gerçekleştirmesi, Yunan zihniyetinin iyi niyetten uzak olduğunu kamuoyuna bir kez daha sergilemiştir.*

*Yunanistan’ın yapması gereken, azınlığın seçtiği meşru müftüleri tanıması ve yasadışı atanmış müftüleri dayatma konusundaki yanlıştan dönmesidir. Yunanistan’dan ayrıca beklentimiz, adlarında sadece 'Türk' kelimesi geçtiği için yasakladığı sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulaması, azınlığın vakıf idareleri ve vakıf malları üzerinde tam söz hakkına sahip olmalarını temin etmesi, Yunan Vatandaşlık Yasası’nın ilga edilmiş olan 19. maddesi bağlamında vatandaşlıktan çıkartılan azınlık mensuplarını yeniden vatandaşlığa alması, öte yandan azınlık anaokulları ve diğer seviyelerde azınlık okulları açma taleplerini karşılamasıdır*.”

Yunanistan’ın kendi Türk azınlığının dini özgürlüğüne ve haklarına müdahaleci, olumsuz sicilini tekrar ortaya koyan bu gelişmenin bir AB ülkesinde yaşanıyor olmasının endişe verici olduğunu ifade eden Aksoy, açıklamasını şöyle sonlandırdı:

“*Yunanistan’daki insan haklarının durumunu takip eden uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ile AB kurumlarını, Yunanistan’ın, Avrupa değerleri ve evrensel insan haklarıyla çelişen tasarrufları konusunda tarafsız incelemelerde bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye, Yunanistan’daki Türk azınlığın haklı çıkar ve taleplerinin takipçisi olmaya devam edecek olup, azınlığın haklarında meydana gelecek gelişmeler ikili ilişkilerimiz üzerinde de olumlu etki yapacaktır*.”

Dışişleri: “Yunanistan Lozan’ı İhlal Ediyor”

Abbas yönetimi, protesto gösterilerine zorbaca müdahale etti.

1561123247.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Zorba Mahmut Abbas’ın başında olduğu Filistin yönetiminin güvenlik birimleri, Hizb-ut-Tahrir’in çağrısıyla siyasi gözaltıları ve yolsuzlukları protesto etmek için Tulkarem kentinde düzenlenen gösteriye sert bir şekilde müdahale etti.

Hizbu’t-Tahrir’in, Batı Yaka’nın 10 bölgesinde düzenlediği gösterilerle Filistin yönetimi güvenlik birimlerinin ihlallerini protesto ettiği kaydedildi.

Filistin Yönetimi güvenlik birimlerinin yaklaşık iki haftadır Hizb-ut-Tahrir liderlerini ve üyelerini hedef alan operasyonlarının protesto edildiği gösterilerin Cenin, Tulkerem, Nablus, Kalkiliya, Selfit, Ramallah, Beytlahim, Eriha, Dura ve Halhul’da düzenlendiği açıklandı.

Gösterilere katılanların Filistin Yönetimi güvenlik birimlerinin baskılarını ve yargının güvenlik birimlerine boyun eğmesini protesto eden pankartlar taşıdıkları ifade edildi.

Göstericilerin ayrıca Filistin Yönetimi’nin yolsuzluklar karşısında sessiz kalmasını ve samimi Müslümanları gözaltına alırken yolsuzluklara karışanları ödüllendirmesini protesto ettikleri belirtildi.

Gösterilerde “**Siyasi gözaltılara hayır**”, “**Savcılık emirlerini nereden alıyor**?”, “**Samimi insanlar cezaevinde, yolsuzluk yapanlar saraylarda**” ve benzeri sloganların atıldığı bildirildi.

Hizbu’t-Tahrir, göstericilerin mahkemelerin önünde toplanarak yargıçların, avukatların ve yoldan geçen insanların önünde Filistin Yönetimi güvenlik birimlerinin ihlallerini yarım saat boyunca protesto ettiklerini, Tulkerem’deki hariç tüm gösterilerin olaysız sona erdiğini, Tulkerem’de gösteriye müdahale eden Filistin Yönetimi güvenlik güçlerinin göstericileri gözaltına aldığını açıkladı.

Zorba Abbas’tan Hizb-ut Tahrir’e Zulüm

Zorba Çin yönetiminin Müslümanlara uyguladığı zulüm kameralarda.

1561105704.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Zorba Çin yönetiminin Müslümanlara karşı uyguladığı zulüm kameralara yansıdı. Komünist Çin yönetimi İslam’a karşı başlattığı savaşı sakalı yasaklayıp, camileri yıkarak devam ettiriyor. Kısa süre önce düzenlenen Asya zirvesinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Şi Cinping, ekonomi ve terörle mücadele konularında işbirliği mesajları vermişlerdi.

BBC, Uygur Özerk Bölgesi'nde, Çin yönetiminin Müslümanlara uyguladığı baskı ve zulmün yeni kanıtlarına ulaştı. Yüzbinlerce Uygur, Kazak ve diğer Müslümanlar "eğitim kampı" adı altındaki "toplama kamplarına" gönderilirken, uydu görüntüleri bölgedeki camilerin de yıkıldığını gösteriyor. Ülkedeki Müslüman azınlığa yönelik "sakal yasağı" gibi birçok kısıtlama da mevcut.

Hükümetin görevlendirdiği dini yetkililer ise İslam dini üzerine bir baskı olmadığını, devlet politikasının sadece radikal fikirlere sahip olanları hedef aldığını iddia ediyor.

Müslümanları katliam ve tehdit ile baskı altına alan Çin yönetiminin zorba politikaları karşısında can emniyeti olmayan ülke içindeki Müslümanlar, Pekin’i eleştiremiyor. Ülke dışında daha önce toplama kampında bulunmuş Müslümanların anlattıkları ise kan donduruyor.

Müslümanlara oruç tutturulmuyor ve kamplarda namaz kılmak yasak. Zorba kararların dışına çıkıp ibadet edenler, radikal diye nitelendirilip hücrelere atılıyor ve işkence yapılıyor. Toplama kamplarında kaybolan Müslümanların aileleri hala akrabalarının cesetlerinin verilmediği belirtiyor. Çin’in organ ticaretindeki 1 milyar dolarlık payı dikkate alındığında cesetlerin ailelere neden verilmediği sorusu cevap buluyor.

Bu kadar ağır işkence ve zulme rağmen Türkiye, ekonomik çıkarlarını gözeterek Çin’in vahşi politikalarına sessiz kalarak göz yumuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin devlet başkanı Şi Cinping ile Asya zirvesindeki görüşme sonrası “***Taraflar, mevcut durumda, köklü çıkarların olduğu konularda kararlı olarak birbirine destek vermeli, terörle mücadele alanındaki işbirliğini güçlendirmeli***” açıklaması yapılmıştı.

Bilindiği üzere Çin yönetimi, İslam’a ve Müslümanlara karşı başlattığı savaşı, terörle mücadele adı altında yürüterek dünya kamuoyunu aldatıyor.

İslam’a Savaş Açan Çin Camileri Yıkıyor

AYM, 14 Hizb-ut Tahrirli’nin yargılanmalarında hak ihlali bulunduğu gerekçesiyle “yeniden yargılanma” kararı verdi. Bu karar, AYM’nin Hizb-ut Tahrir hakkında hak ihlali kararı verdiği 6. karar.

1561104841.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Anayasa Mahkemesi (AYM), 14 Hizb-ut Tahrirli’nin yargılanmalarında hak ihlali bulunduğu gerekçesiyle “yeniden yargılanma” kararı verdi. Bu karar, AYM’nin Hizb-ut Tahrir hakkında hak ihlali kararı verdiği 6. karar.

Anayasa Mahkemesi hak ihlali olduğu gerekçesiyle üyelerine art arda yeniden yargılanma kararları veriyor ama Hizb-ut Tahrir'e yönelik yargı zulmü bir türlü bitmek bilmiyor. AYM son olarak da Haluk Özdoğan’ın başvurusunu değerlendirmiş ve hak ihlali olduğu gerekçesiyle hakkında yeniden yargılanma kararı vermişti. Daha önce Hizb-ut Tahrirli Muhammet Ali Tuluk, Ramazan Kabaklı ve Yakup Tosun hakkında aynı gerekçeyle yeniden yargılanma kararı verilmiş ve bu kişilerin tahliyesi gerçekleştirilmişti. Hizb-ut Tahrir’in “terör örgütü” olmadığına dair AYM tarafından verilen son kararla birlikte Hizb-ut Tahrir üyeleri; Âdem YILDIRIM, Ali YILDIRIM, Aydın ADAK, Bülent KURŞUN, Çınar DUMAN, İsmail GÖRPÜZ, Mehmet SAYİN, Mehmet Şerif ZEYDAN, Mıstık COŞKUN, Murat KALUOĞLU, Mustafa PATAN, Osman YILDIZ, Sedat TEMİZ, Uğur KANKUR için yeniden yargılanma süreci başlamış oldu. Kararın ilgili mahkemeye iletilmesinin ardından cezaevinde bulunan Hizb-ut Tahrir üyelerinin en kısa sürede tahliyesi bekleniyor.

Cebir ve şiddete bulaşmamış, yalnız fikrî mücadeleyi benimsemiş Hizb-ut Tahrir’in “terör örgütü” olmadığını Türkiye’nin en üst yargısı olan Anayasa Mahkemesi art arda verdiği kararlarla sürekli teyit ettiği halde bazı yerel mahkemeler hâlâ bu kararları görmezden gelebiliyor. Hatırlanacağı üzere, Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir üyesi Ömer Salman’ın yeniden yargılanma talebini reddetmişti. Hâlbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Stratejisinde AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ifade edilmişti:

[Yargı Reformu stratejisi](https://www.memurlar.net/common/news/documents/833082/yrs_tr.pdf)nde *“HEDEF 1.1 - Hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuat gözden geçirilecek ve gerekli değişiklikler yapılacaktır”* başlığı altında zikredilen faaliyetlerin “f” bendinde; “Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru üzerinden verdiği ihlal kararlarının, usul kanunlarında yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak yer alması sağlanacaktır.” ibaresi yer almasına rağmen Ömer Salman hakkında verilen Kahramanmaraş 4. ACM kararı, ne AYM, ne de Yargı Reformu Stratejisinin dikkate alınmadığını gözler önüne sermişti.

![](https://resmim.net/f/X2o3ib.jpg)

**AYM: ‘Yeterli Değerlendirme Yapılmadı’**

2/1/2018 ve 9/1/2018 tarihlerinde yapılan bireysel başvuruları değerlendiren AYM kararında, Anayasa’nın 36’ncı maddesi ile adil yargılanma hakkının güvence altına alındığına dikkat çekti. Yine AYM tarafından geçmişte aynı mahiyette şikâyet ile bireysel başvuruda bulunan Yılmaz Çelik ile ilgili bir kararın alındığı da hatırlatılan kararda, *“Anayasa Mahkemesi, derece mahkemelerinin kararlarında Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığını ve derece mahkemelerinin bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını, hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmediklerini tespit etmiştir.”* denildi.

**Yılmaz Çelik kararı hakkındaki haber için resme tıklayınız:**

[![](https://kokludegisim.net/upload/1540565994.jpeg)](https://kokludegisim.net/haberler/aym_hizb_ut_tahrire_yapilan_hukuksuzlugu_gordu?fbclid=IwAR3XUN6ToTsRTQtdSGykG42_Af0haxEFZRhLS7o-AjtHBPoLfzRZvYcftqw)

Daha önce 5 ayrı başvuruyu değerlendirerek haklı bulan AYM, yukarda sayılan 14 kişi hakkında da Anayasa’nın 36’ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme ayrıca, kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine ve yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine hükmetti.

**Yerel Mahkemeler Bu Kararlara Hâlâ Direnecek mi?**

AYM, Hizb-ut Tahrir yargılamalarıyla ilgili olarak 6 ayrı hak ihlali ve yeniden yargılamaya hükmettiği kararında; derece mahkemelerinin yukardan aşağı aynı hata ile şablon cümleler kurarak cezalar verdiğine işaret etti ve adil yargılama yapılmadığına hükmetti.

Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararları ile ortaya konulan bu hukuksuzlukları yerel mahkemeler hâlâ görmezden geliyor. Hukukun işlemesi ve haksızlıkların giderilmesi için Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği hukuk dışı içtihat kararları Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça eleştirilen Yargıtay 16. Ceza Dairesi ve yerel mahkemelerin bir an önce yanlış kararlarından dönmesi gerekiyor. Aksi halde geçen zaman telafi edilemez sonuçları ve haksızlıkları beraberinde getirmektedir.

Gelinen süreçte, Hizb-ut Tahrir’e yönelik uygulanan bu haksız ve hukuksuz yargılamaların bir an önce son bulması ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararları emsal kabul edilerek diğer dosyaların da bu kapsamda değerlendirilmek suretiyle cezaevinde bulunan Hizb-ut Tahrirlilerin bir an evvel tahliye edilmesi bekleniyor.

**İşte AYM’nin son kararı:**

[**ADEM YILDIRIM VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU**](https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2018/1332)

![](https://resmim.net/f/D3pyVq.jpg)

![](https://resmim.net/f/iwgSgY.jpg)

AYM, Yargı(tay) Zulmünü İfşa Etmeye Devam Ediyor!

Erdoğan, Mursi’nin ölümünden sorumlu olanları BM’ye havale etti.

1561023371.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mursi’nin ölümünde sorumlu olanları “Dünya 5’ten büyüktür” sloganıyla eleştirdiği BM’ye havale etti. Erdoğan açıklamasında, “***Birleşmiş Milletler'in Mursi'nin şüpheli ölümünü muhakkak gündeme alacağına, sorumlulardan hesap soracağına inanıyorum''*** ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Beşiktaş'ta bulunan Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde yabancı medya temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda ölümü vardı. Erdoğan, ***''Kaşıkçı cinayeti konusunda ülkemizin tutumunu haklı bulan Birleşmiş Milletler'in Mursi'nin şüpheli ölümünü muhakkak gündeme alacağına, sorumlulardan hesap soracağına inanıyorum***'' ifadesini kullandı.

Erdoğan açıklamasına şöyle devam etti:

*''Bizim hiçbir ülkenin toprağında iç işlerinde gözümüz yok. Biz kendi milli güvenliğimizi vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlama almaya ardından da bölgemizin istikrar ve iç barışına katkı sunmaya çalışıyoruz. Cemal Kaşıkçı cinayetinin unutulmasına nasıl rıza göstermemişsek Mursi'nin dramının da unutturulmasına asla izin vermeyeceğiz. Bizi sık sık eleştirenlerin bilerek gözden kaçırdığı nokta burasıdır.Bizlere hak, hukuk, özgürlük dersi verenler Mısır halkının yüzde 52 oyla seçtiği Cumhurbaşkanının darbe mahkemelerinde ölümüne sessiz kalsa da biz sessiz kalmayız. Bir ülkede seçimle gelen ilk cumhurbaşkanı 20 dakika can çekişiyor orada en ufak bir müdahale yapılmıyor. Ailesi bir vasiyetin yerine getirilmesini istiyor kendi köyüme gömülmek istiyorum diyor ailesine naaşını vermiyorlar. Böyle bir cinayet olabilir mi? Sisi denilen kişi Mısır'da böyle bir yöneticidir. Sisi bir zalimdir ve bir demokrat değildir. Bu ifadelerimiz Sisi ve etrafındakileri rahatsız edebilir. Kaşıkçı cinayeti konusunda ülkemizin tutumunu haklı bulan Birleşmiş Milletler'in Mursi'nin şüpheli ölümünü muhakkak gündeme alacağına, sorumlulardan hesap soracağına inanıyorum. Uluslararası hukukun verdiği imkanları sonuna kadar kullanarak meselenin aydınlığa kavuşturulması için mücadele edeceğiz.”*

Erdoğan, Mursi İçin BM’nin Hesap Soracağına İnanıyor

Soylu: \"6 aya kadar Arapça tabelaların tamamını değiştireceğiz\"

1561021429.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

23 Haziran seçimleri öncesi karşı cepheden oy alabilmek için dikkat çeken çıkışlara Kemalist kesimin yoğun şekilde muhalefet ettiği Arapça tabelalarla mücadele ve Suriyeli mülteciler de eklendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 6 aya kadar Arapça tabelaların tamamının değiştirileceğini ve 50 bin göçmenin sınır dışı edileceğini vaad etti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "*İlk kez söylüyorum, Türkiye'de 6 aya kadar Arapça tabelaların tamamını değiştireceğiz. Kilis'te yaptık. Bir standart var, tamamı Türkçe oluyor. Altında ufak bir Arapça yazmak istiyorsa yazsın. Standardı var bu işin, tamamını değiştireceğiz. Nizam, kural neyse buna herkes uyacak.*" dedi.

"BU YIL 50 BİN KAÇAK GÖÇMENİ SINIR DIŞI EDECEĞİZ"

Göç meselesiyle terörle ve uyuşturucuyla ilgilendiklerinden fazla ilgilendiklerini belirten Soylu, bu yıl 122 bin kaçak göçmeni yakaladıklarını söyledi.

"Ben nasıl kurallara uyuyorsam Suriyeli de kurallara uyacak." ifadesini kullanan Soylu, "Geçen sene İstanbul'dan 4 bin 500 kaçak göçmeni sınır dışı ettik. Bu yıl 50 bin kaçak göçmeni sınır dışı edeceğiz. İstanbul'u kaçak göç merkezi yapamayız." dedi.

6 Ay Süre İstedi

İstanbul'da kaçak göçmen bırakmayacaklarını söyleyen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"*İstanbul'a söylüyoruz, 6 ay bize süre verin. 6 ay içinde İstanbul'da bu konulardan şikayet ettiğiniz bütün meseleleri bitireceğiz. Herkes bizim kurallarımıza uymak zorunda kalacak. Kim uymuyorsa gereğini yerine getiririz. İlk kez söylüyorum. Türkiye'de 6 aya kadar Arapça tabelaların tamamını değiştireceğiz. Kilis'te yaptık. Bir standart var, tamamı Türkçe oluyor. Altında ufak bir Arapça yazmak istiyorsa yazsın. Standardı var bu işin, tamamını değiştireceğiz. Nizam, kural neyse buna herkes uyacak*."

Soylu, Arapça Tabelalara Savaş Açtı

16 sanığa 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

1561019835.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin 224 sanıklı Genelkurmay "çatı" davasında kararlar açıklanmaya başladı. Akın Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 16 kişi, 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Örgüt elebaşı Gülen dahil 13 kişinin de dosyasının ayrılmasına karar verildi.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin aralarında sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de bulunduğu 224 sanıklı Genelkurmay "çatı" davasının karar duruşması başladı.

Darbenin planlayıcılarından 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 16 sanığın isimleri şöyle:

\- Sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski orgeneral Akın Öztürk

\- Eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk

\- Sivillere ateş eden sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski tuğamiral Sinan Sürer

\- Darbe bildirisinde imzası olan sözde yurtta sulh konseyi üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç

\- Akar'a darbeyi tebliğ eden sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski tümgeneral Mehmet Dişli

\- Şırnak'taki komando taburlarına Ankara'ya intikal emri veren eski Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan

\- Ankara'yı bombalayan uçaklara talimat veren isimlerden Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı eski tuğgeneral Hakan Evrim

**Diğer Ceza Alan Sanıklar**

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski başyaveri ve sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski kurmay albay Ali Yazıcı: Ağırlaştırılmış müebbet hapis,

TRT'ye baskın emrini veren eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış: Ağırlaştırılmış müebbet hapis,

Jandarma Genel Komutanlığı önünde sivillere ateş eden eski yarbay Ertuğrul Terzi: Ağırlaştırılmış müebbet hapis,

Zırhlı birliklerden tankların çıkması emrini veren sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker: Ağırlaştırılmış müebbet hapis,

Genelkurmay karargahında komutanları derdest eden ÖKK timinin komutanı eski kurmay albay Fırat Alakuş: Ağırlaştırılmış müebbet hapis.

Darbe girişimi sırasında Hulusi Akar'ın yaveri olan eski yarbay Levent Türkkan: Ağırlaştırılmış müebbet hapis.

**FETÖ** **Elebaşı Dahil 13 Kişinin Dosyası Ayrıldı**

Mahkeme, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in arasında bulunduğu 13 kişinin dosyalarının ayrılmasına karar verdi.

Genelkurmay Çatı Davasında Karar

1560955982.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Zorba Sisi’nin kontrolündeki mahkemede uyduruk suçlamalarla yargılanırken rahatsızlanan ve yaklaşık 20 dakika müdahale edilmeden beklenerek ölümü izlenen eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, doğduğu köyde apar topar defnedildi.

Mursi’nin doğduğu köyde apar topar defnedilmesi üzerine Müslümanlar gıyabi cenaze namazı kılmak zorunda kaldı. Cenaze namazı sonrası gösteri düzenlendi.

Ülke dışından yayın yapan ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na (İhvan) yakınlığıyla bilinen Vatan televizyonunun haberine göre, Mursi'nin doğduğu Eş-Şarkıyye iline bağlı El-Adve köyünde gıyabi cenaze namazı kılındı.

Müslümanların namazın ardından gösteri düzenlediği aktarılan haberde, eyleme katılan köy sakini onlarca kişinin fotoğrafı yayınlandı.

Haberde, Sisi cuntasının emniyet güçlerinin köye gelerek önlem aldığı bilgisi de yer aldı. Söz konusu eylemin Muhammed Mursi'nin hayatını kaybetmesinin ardından Mısır'da yapılan ilk gösteri ifade edildi.

Mursi Apar Topar Defnedildi

BM’den Türkiye ve Rusya’ya İdlib çağrısı

1560953594.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Aylardır İdlib’de Rusya, İran ve Esed rejiminin sürdürdüğü vahşi katliamlara yönelik ciddi bir açıklamada bulunmayan BM, muhaliflerin atağa kalkıp rejimin kontrol ettiği çevredeki birçok bölgeyi ele geçirmesinden, Astana ve Soçi planlarının alt üst olma riskinden duyduğu tedirginlik sebebiyle Rusya ve Türkiye’ye kontrolü sağlamaları için çağrıda bulundu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye ve Rusya'dan İdlib konusunda zaman kaybetmeden harekete geçmesini istedi. İdlib'e yönelik operasyonda Nisan'dan bu yana 443 sivilin öldüğü belirtiliyor.

**BM Aniden Sivilleri Hatırladı**

8 yıldır Suriye’de Fosfor ve varil bombaları ile bir milyon insan katledilirken bu derece ciddi çağrıda bulunmayan BM, aniden sivilleri hatırlayıverdi. Muhaliflerin ilerleyişiyle Astana ve Soçi’de Suriye halkının devrimine karşı kurulan komplonun başarısız olmasından tedirgin olan BM, Rusya ve Türkiye’ye çağrıda bulundu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten Rusya ve Türkiye'ye İdlib konusunda uyarı geldi. New York'ta gazetecilere konuşan Guterres, "***İdlib'deki çatışmaların şiddetlenmesi konusunda derin endişe taşıyorum ve çok sayıda aktörün müdahil olması nedeniyle durum oldukça tehlikeli***" değerlendirmesini yaptı. Guterres, Türkiye ve Rusya'dan bölgede istikrarın sağlanması için zaman kaybetmeden harekete geçmesini istedi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock ise Suriye'nin kuzeyindeki sağlık tesislerine yönelik tehdide dikkat çekti. Lowcock, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bölgede sağlık hizmeti veren tesislere yönelik 26 olayın gerçekleştiğini belirtti. BM yetkilisi, bu tesislerden ikisinin Suriye hükümetinin kontrolündeki alanda yer aldığını vurguladı.

Lowcock, BM'nin çakışmayı önleme mekanizması çerçevesinde kordinatları paylaşılan bir tesisin vurulmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Lowcock, "***Bazı partnerlerimiz kordinatlarının savaşan taraflara verilmesinin sırtlarına hedef boyası sürdüğü hissine kapılıyor***" diye konuştu. Lowcock ayrıca hastanelere yönelik saldırıların halkı korkutmak için bir taktik olduğu yönünde çıkarımda bulunan taraflar olduğunu dile getirdi.

**Rusya Sivilleri Katlettiğini İnkâr Etti**

BM'den gelen açıklamalara Rusya ve Suriye tepki gösterdi. Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, "***Hedef belirlenmeden operasyon düzenlendiği yönündeki suçlamaları reddediyoruz. Sivillere yönelik saldırı düzenlemiyoruz***" dedi. Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi de Suriye ve müttefiklerinin okullar ve hastaneleri hedef almadığını söyledi.

**İnsan Hakları Gözlemevi: 445 Sivil Hayatını Kaybetti**

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İdlib ve Hama'da Nisan ayından bu yana 103'ü çocuk olmak üzere 443 sivilin hayatını kaybettiğini belirtiyor. 300 binden fazla kişin evlerini terk etmek zorunda kaldığı da aktarılıyor.

BM Aniden İdlib’de Sivilleri Hatırladı

Ailesinin öldürülme anını gözyaşları içinde kayıt altına aldı.

1560950724.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın Siverek ilçesinde, AK Parti’nin kurucularından ve eski AK Parti Milletvekili Zülfikar İzol’un kardeşleri Cihan İzol, Medeni İzol, Cemal İzol, Bülent İzol ve Ferman İzol’un gerçekleştirdiği iddia edilen katliamı kayıt altına alan Dilan İzol, “*Bu bir soykırımdır*” ifadelerini kullandı ve adalet istedi. Katliamda aynı aileden 4 kişi ve olay yerinde bulunan 2 kişi de araçlarıyla olay yerinden kaçanların çarpması sonucu hayatını kaybetti.

**Katliam: 6 Ölü**

Urfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çeltik Mahallesi'nde Zozan İzol (42), Mustafa Serdar (24), Meral İzol (42) ve Hakkı İzol (49) öldürüldü. Kavga ile ilgileri olmayan Rıdvan Buluş (30) ve Serdar Delen (31) ise olay sonrası bölgeyi terk edenlerin araçlarının çarpması sonucu öldü. Yusuf Rojhat İzol, Cihan İzol, Serhat Ferman İzol, Cemal İzol ve Mehmet Metin İzol ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Silahların kullanıldığı bu olay haber ajanslarına “Arazi anlaşmazlığı çatışması” olarak yansımıştı.

**Ailesinin Öldürülme Anını Kayıt Altına Aldı**

Saldırı anında Dilan İzol’da evdeydi. Dilan, babası Hakkı, annesi Zozan, amcasının eşi Meral ve amcasının oğlu Musa Serhat İzol’un öldürülme anına tanıklık etti. Saldırganlar ise onu fark etmedi. Dilan İzol, bulunduğu yerden gözyaşları içeresinde saldırı anını saniye saniye cep telefonu ile kayıt altına aldı. Saldırı anına ilişkin görüntüler sosyal medyada “Yekbun İzol” adlı hesaptan paylaşıldı. Görüntülerde katliamın sorumlusu olarak AKP eski Milletvekili Zülfikar İzol’un kardeşleri Cihan İzol, Medeni İzol, Cemal İzol, Bülent İzol ve Ferman İzol gösteriliyor.

**Görüntüleri Çeken Dilan İzol Konuştu**

Dilan İzol, çektiği diğer görüntüleri de paylaştı. Görüntülerde saldırganlar 4 araba ve traktörle geldiği görülüyor. 10’dan fazla kişi evlerinin önünde annesi, babası, amcasının eşi ve amcasının oğlunu öldürüyor. Kayıttan çıkmayan Dilan, ağlayarak yakınlarının öldürülme anını çekiyor. Dilan’ın çektiği bir başka görüntüde, ise yoğun silah sesleri geliyor. Dilan ise saldırganlardan saklanarak koşuyor. Açık olan kameraya saldırı anı tüm açıklığı ile yansıyor.

**“Görüntüleri İzleyemiyorum”**

Dilan İzol, hala olayın şokunda. “*Saldırganlar o gün soykırım yapmaya gelmişlerdi*” diyen Dilan İzol, “*Beni görmediler. Görmüş olsalardı beni de öldüreceklerdi. Ben saklandığım yerden o görüntüleri çektim. Annemin, babamın, yengemin ve akrabalarımın ölümüne tanıklık ettim. Görüntüleri ben çektim. Çektikten sonra hiçbir şekilde açıp izleyemedim. Ne ben, ne kız kardeşim nede amcamın kızları asla izleyemedik*” dedi.

**Valilikten Açıklama**

Olayla ilgili Urfa Valiliğinin yaptığı yazılı açıklama şöyle:

*“İlimiz Siverek ilçesine bağlı Çeltik Mahallesinde 15 Haziran 2019 günü saat 09.00 sıralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle aynı aileye mensup taraflar arasında çıkan ve altı (6) vatandaşımızın hayatını kaybettiği, altı (6) kişinin de yaralandığı olayla ilgili olarak, ilk andan itibaren gerekli müdahaleler yapılmış ve en üst düzeyde güvenlik tedbirleri alınarak kamuoyu bilgilendirilmiştir.*

*Büyük bir titizlikle adli makamların gözetiminde yürütülen adli soruşturma kapsamında bugüne kadar adliyeye sevk edilen üç (3) şüpheli tutuklanarak cezaevine konmuştur. Hastanede tedavi altında olan diğer üç şüphelinin de durumları yakından takip edilmekte olup, sağlık koşulları uygun olur olmaz adli makamların önüne çıkarılacaktır.*

*Çeşitli basın kuruluşları ve sosyal medya platformlarında dile getirilen, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yürütülen adli ve idari soruşturmaya gölge düşürecek iddialar gerçeği yansıtmamakta olup, bu tür iddialara itibar edilmemesi gerekmektedir.*

*Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”*

Urfa’da Korkunç Katliam

Askerlik süresini 6 aya indiren kanun teklifi kabul edildi.

1560931547.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Askerlik süresini 6 ay, yedek subay ve yedek astsubaylık süresini ise 12 ay olarak öngören kanun maddeleri, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Genel Kurulda, temel kanun olarak görüşülen teklifin, 1. bölümündeki ilk 6 maddesi kabul edildi.

Teklifin kabul edilen maddelerine göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkek askerlik hizmeti yapmaya mecbur olacak, askerlik hizmeti yedek subay, yedek astsubay, erbaş ve er olarak yerine getirilecek.

Savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi halinde, bu kanuna tabi yükümlülerin askerlik hizmetini yerine getirmek üzere silah altına alınmalarının esasları Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.

Hizmet süresi, erbaş ve erler için 6 ay, yedek subay ve yedek astsubaylar için 12 ay olacak.

Erbaş ve erlerden istekli olanlar, sıralı disiplin amirlerinin olumlu değerlendirmesiyle terhise hak kazandığı tarihten itibaren Milli Savunma Bakanlığınca uygun görülecek sayıda ve 6 ay süreyle sınırlı olmak üzere askerlik hizmetine devam edecek, bu sürenin sonunda terhis edilecek.

Bu şekilde askerlik hizmetine devam edenlerin vazgeçme talepleri kabul edilmeyecek. Bu yükümlüler hakkında ilk 6 aylık hizmet süresi için ayrı, diğer 6 aylık hizmet süresi için ayrı terhis belgesi tanzim edilecek.

Bu kapsamda askerlik hizmetine devam edenlerin sayı, istek, tercih durumları ve özlük hakları, ilgili kuvvet komutanlıkları tarafından yürütülecek.

Bu kapsamda askerlik hizmetine devam edenlere, görevlerinin devamı süresince, net asgari ücretten az olmamak üzere Er ve Erbaş Harçlıkları Kanunu hükümlerine göre harçlık ödenecek.

Teklifin, "*Askerlik hizmet sürelerini, ihtiyaca göre bir katına kadar artırmaya veya yarısına kadar azaltmaya Cumhurbaşkanınca karar verilebilir*" hükmüne, AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti gruplarının verdiği önergeyle "***Bu şekilde belirlenen hizmet süresi 6 aydan az olamaz***" ibaresi eklendi.

Son Haberler