Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 17 Aralık 2024 Salı günü düzenlediği "Gündem Değerlendirme" toplantısında, Yahudi varlığının soykırımına terk edilen Gazze halkının sahipsizliği ele alındı. Toplantıda ayrıca Esad rejiminin çöküşünden sonra devrimci grupları bekleyen siyasi süreç hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, toplantıda şu ifadeleri kullandı:
“Bir taraftan Şam’ın kurtuluşuna, bir zalimin kaçışına, bir zulüm düzeninin yıkılışına sevinirken, diğer taraftan Filistin’in sahipsizliğine, Gazze’nin yok oluşuna, bir halkın topyekün soykırımına şahit oluyor ve üzülüyoruz.” 55 bin şehit, 101 bin yaralı ve 11 bin kayıp ile Gazze halkının 438 günüdür ölüm ve yıkıma terk edildiğini ifade etti.
İslam beldelerindeki yöneticilerin sessizliği ve işgalci “İsrail” ile işbirlikleri nedeniyle Gazze’deki zulmün durdurulması için Müslümanların elinden bir şey gelmediğini belirten Kar, şu şekilde konuştu:
“Bakın, 13 yıldır Suriye’de 1 milyona yakın Müslüman’ı katleden Esad’a fiilî bir yaptırım yapmayan Batı, Suriye’de şimdi azınlık haklarından bahsediyor. 1 yıldır Gazze’de taş üstüne taş bırakmayan “İsrail”’i desteklemeye devam eden Amerika şimdi Suriye’de Müslümanlara insan hakları dersi vermeye kalkıyor. Ve daha acı olan şey ne biliyor musunuz? Batılı kâfir yöneticiler bu küstahlığı Müslümanların yöneticilerinin yüzüne baka baka yapıyorlar. Hatta bizim yöneticiler de bu Batılı kâfirlerin dili ile konuşuyorlar. Suriye’de kadın haklarının, insan haklarının, özgürlüklerin korunması gerekir diyorlar.”
"Gazze’yi Hainlerin Kontrolüne Vermek İstiyorlar"
Konunun devamında, Gazze’nin sadece 57 lider tarafından değil, Filistin içerisindeki Mahmud Abbas otoritesi eliyle ihanete uğradığına dikkat çeken Kar, şunları söyledi:
“İsrail Gazze’yi bombalarken, işbirlikçisi Mahmud Abbas da Batı Şeria’yı muhasara altına alıyor. Polislerini işgalci askerlerin üzerine sürmek yerine Müslümanları tehdit ediyor. İşte görün, Gazze’yi bu hainin kontrolüne vermek istiyorlar. Kim? ABD, Batılı devletler, Mısır, Katar ve Türkiye... Ateşkes olsun, “İsrail” kazansın, Gazze kaybetsin. Ateşkes olsun, Mahmud Abbas kazansın, mücahitler kaybetsin. Bunu istiyorlar. Evet, Gazze her taraftan sıkıştırılıyor, Gazze boğuluyor, Gazze nefessiz kalıyor...”
Son olarak işgalci Yahudi varlığının Golan Tepeleri’ndeki işgaline değinen Kar, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“İsrail” şimdi Golan’daki işgalciliğini daha da genişletiyor. Ama kimse ona bir şey demiyor. Amerika ve Batılı devletler, Suriye’nin bölgede kendisine komşu olan ülkeler için tehdit oluşturmaması gerektiğini söylüyorlar. Suriye kime tehdit oluşturacak? Müslüman Türkiye’ye mi? Hayır! Müslüman Ürdün’e mi, Lübnan’a mı, Irak’a mı? Hayır! Peki ya kime? İşgalci “İsrail”’e. Evet! İsrail’in güvenliği Amerika ve Batı için bu kadar çok önemli. Çünkü İsrail abartıldığı gibi güçlü değil; işte 7 Ekim’de gördük. O halde Şam’ı Esad zulmünden kurtaran mücahitlerin Gazze ve tüm Filistin’i de bu işgalci katillerden kurtarması için eksik olan hiçbir şey yok. Zira eğer bunun için adım atılırsa Ürdün, Mısır, Lübnan, Türkiye ve bölgedeki diğer beldelerin halkları 75 yıllık işgalin bitmesi için seferber olurlar. Bu, Allah için hiç de zor değildir, yeter ki Müslümanlar istesinler.”
"Size Hak Üzere Nasihat Edenler Sizin Dostunuzdur"
Mahmut Kar, toplantıda Esad zalimini devirerek Şam’ı kurtaran Suriye’deki devrimci gruplara da seslenerek nasihatleşmenin önemine vurgu yaptı ve şunları söyledi:
“Mübarek Şam ehline, İslam’ın hâkim olması için yıllardır mücadele eden mücahitlere ve Suriye devrimiyle gönülleri ferahlayan tüm Müslüman kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Zorba ve tağut Esed rejimi zelil oldu; sizler ise izzet sahibi oldunuz. İzzet, Allah’a, Rasulüne ve müminlere aittir. Müminler, Allah’a ve Rasulüne itaat ettiği müddetçe, İslam’ın hâkimiyeti için mücadele ettiği müddetçe izzet sahibi olmaya devam edeceklerdir. Karşılarındaki tüm kâfirler ise bir bir zelil olacaklardır.
Bundan dolayı, izzetin sadece İslam’ın hükümlerinde olduğunu unutmayın. Sizlere bu minvalde yapılan nasihat ve tavsiyelere dört elle sarılın. Müslüman kardeşlerinizden gelen tavsiyelere karşı hayırhah olun. Nasihat almak istemeyen, ‘Biz doğru bildiğimizi yaparız,’ diyenler gibi olmayın. Zira bizlere düşen ihsan ve İslam ile nasihat etmek, sizlere düşen de bu nasihatlere kulak vermektir.
Sömürgeci kâfirlerin ve onların işbirlikçilerinin tuzaklarına karşı her daim uyanık olun. Unutmayın ki, size hak üzere nasihat edenler sizin dostunuzdur. Sizi haktan saptıran, sizi laikliğe, demokrasiye, sivil devlete, Batılı özgürlüklere çağıranlar ise düşmanlarınızdır. Rabbim sizlere dostlarınızı ve düşmanlarınızı tam bir ayrım ile ayıracak basireti nasip etsin. Sizleri bu dünyada ve ahirette İslam ile izzetli kılsın. Sizlerin elleriyle Allah Rasulü’nün müjdelediği nübüvvet minhacı üzere Raşidî Hilafeti nasip etsin."
Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.