Köklü Değişim Medya
Türkiye’den Filistin’e insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisi, Akdeniz’de gasıp Yahudi varlığı tarafından eşkıyaca saldırıya uğramasının üzerinden 11 yıl geçti. Katiller, Türkiye ile “İsrail” arasında yapılan anlaşma ile ödüllendirilirken, gasıp Yahudi varlığının daha da küstahlaşmasının önü açılmış oldu.
Mavi Marmara katliamında şehit olan 10 Müslüman, saldırının yıldönümünde rahmetle anılıyor.
31 Mayıs 2010 yılında gasıp Yahudi varlığının askerleri tarafından silahsız Mavi Marmara’ya yaptığı saldırı sonucunda 10 Müslüman şehit olmuş, onlarca kişi de yaralanmıştı. Filistin’e ilaç, tıbbi malzeme, çimento, demir, çocuk bahçeleri gibi insani yardım malzemesi ulaştıracak 2 gemiye eşlik eden Mavi Marmara’da meydana gelen katliam sonucunda Türkiye-“İsrail” ilişkilerinde siyasi düzeyde zayıflama yaşanırken, ticaret katlanarak devam etmişti.
Akdeniz’deki en güçlü donanmaya sahip Türkiye, 10 vatandaşı katledilirken sessiz kalmış ve askeri bir operasyon ya da tehditte bulunmamıştı. Olayın ardından failleri yönelik davalar açılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan önce Mavi Marmara gemisine Gazze’ye gitmesi için izni kendisinin verdiğini açıklayarak sahip çıkmış, daha sonra “Giderken bana mı sordunuz?” ifadesiyle bambaşka bir açıklama yaparak, sahip çıkmaktan vazgeçip, Mavi Marmara’nın akıbetini beyan etmişti.
Filistinli kardeşlerine destek olmak için yola çıkan ve Mavi Marmara’da şehit edilen 10 Müslümanın hesabı sorulmadı. Mavi Marmara’da yaşanan katliam sonucu İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “İsrail” askerleri ve yetkilileri için 32 bin yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Ancak yıllar süren Mavi Marmara davası AK Parti’nin “İsrail”le imzaladığı anlaşma sonrasında 2016 yılında düşürüldü.
Çok ciddi yaptırım ve cezalara muhatap kalan “İsrail” yetkilileri düştükleri bu durumdan Türkiye ile imzalanan Mavi Marmara anlaşması ile kurtulmuş oldu. Bugün katiller, “İsrail”deki mevcut hükümetin içinde bakan ya da bürokrat olarak görevine devam ediyor.
Müslümanların tepkilerine rağmen Mavi Marmara’da yaşanan vahşetinin üstü örtüldü ve Türkiye-“İsrail” ilişkilerinde normalleşme adımları atılmaya başlandı.
Masum, silahsız Müslümanları öldürmenin bir cezasının olmadığını ya da birkaç milyon dolarla kapatılabileceği anlaşmalar ile işin içinden sıyrılacağı cesareti verilerek daha da küstahlaşması sağlanan “İsrail”, bugün Mescid-i Aksa’da zulme ve Filistin topraklarında işgale devam ediyor.