Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu'nun 19 Şubat 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme toplantısında, Kürt meselesi ve terör sorununa çözüm arayışları ele alındı. Toplantıda ayrıca Hizb-ut Tahrir Türkiye’nin 16 şehirde düzenlediği Küstah Trump’a Haddini Kim Bildirecek? başlıklı basın açıklaması kapsamında Gazze ve Filistin hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, “İslam ümmeti nefes alıp verdiği müddetçe asla Gazze’nin sahibi olamayacaksınız. Buna ne Amerika’nın ne de satın aldığınız yöneticilerin gücü yeter! Allah’ın izniyle Müslümanlar, Raşidi Hilafet Devleti’ni ikame ettiğinde işgal ettiğiniz topraklarımızdan süpürüleceksiniz!” sözleriyle Trump’a ve Yahudi varlığına seslendi. Ardından İslam beldelerinin yöneticilerine hitaben şu ifadeleri kullandı:

“Ey yöneticiler! Sakın Amerika’dan korkmayın, çünkü Amerika hem manen hem de madden çökmüş durumdadır. Sakın Amerika ile örtünmeyin… Bu, haddi aşmış devlet ile sakın ha iş tutmayın! Allah’ın vaadi ve yardımından umut keserseniz, Batı’ya ve kâfirlere meylederseniz, siz de kötü akıbeti yaşayan önceki yöneticiler gibi olursunuz.”

Daha sonra iktidarın “Terörsüz Türkiye” sloganıyla başlattığı, muhalefetin ise “Öcalan Açılımı” olarak isimlendirdiği sürece ilişkin konuşan Kar, şu soruların henüz cevap bulmadığını ifade etti:

• PKK elebaşı Öcalan bu açıklamayı yaptığında serbest kalacak mı?

• Bu durum Türkiye halkı ve genel kamuoyu tarafından nasıl karşılanacak?

• İktidara kazandırır mı, kaybettirir mi?

• PKK bu çağrıyı nasıl karşılayacak, silahları susturacak mı, örgüt lağvedilecek mi?

Bu nedenle hükümetin, kamuoyunun tepkisini ölçmek ve atılan adımların sindirilmesini sağlamak adına süreci aşamalı olarak yürüttüğünü belirtti.

Bir taraftan DEM Parti heyetinin sürecin müzakerelerini yürütmesine iktidar tarafından destek verildiğini, diğer taraftan DEM Parti belediyelerine kayyum atandığını hatırlatan Kar, bunun devletin havuç-sopa politikasını benimsediğini gösterdiğini söyledi. Sözlerine şöyle devam etti:

“İktidarın gündeminde eski çözüm süreçlerindeki gibi Kürtçe eğitim, yeni anayasa, yeni vatandaşlık tanımı, federasyon, özerklik vb. konular yok. Zaten bu sebeple sürecin adını çözüm süreci değil, ‘Terörsüz Türkiye’ olarak belirlemiş gözüküyor. DEM kanadı, iktidarın Bahçeli üzerinden yaptığı bu hamlenin altında ezildikçe eziliyor. Süreci yürütmez, karşı gelirse terörden yana tavır almış olacak; kabul ederse iktidarın kanatları altına girecek.”

“Ne İktidarda Ne de Diğer Siyasi Partilerde Sorunu Kökten Çözme İradesi Var”

Mahmut Kar, konuşmasının devamında HÜDA PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen ve AK Parti MYK üyesi ile partinin eski ve yeni vekillerinin de konuşmacı olarak katıldığı "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"na da değinerek şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, çalıştayı hedef alan bir paylaşım yaptı. Çalıştayın ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ihanet ve hadsizlik olduğunu, İslam’ın istismar edildiğini, Cumhuriyet esaslarına düşmanlık taşıdığını vs. söyledi. Çünkü Diyarbakır’daki çalıştayda rejimin İslam ve Müslüman Kürt halkına yaptıkları konuşulmuş ve suçları ifşa edilmiştir. Bu da rejimin koruyucularını rahatsız etmektedir. Bugün PKK terörü varsa ve hâlâ varlığını sürdürüyorsa, bunun sebebi Cumhuriyet rejiminin kuruluşundan beri izlenen; reddiyeci, tasfiyeci ve asimilasyona dayalı yaklaşımdır. Şu an konuşulan ve adına çözüm süreci denilen şeyin iç politika ile ilgisi tamamen seçim siyasetidir. Yoksa terör sorununun kaynağına inilip bu sorunu kökten çözme iradesi ve yaklaşımı ne iktidarda ne de diğer siyasi partilerde var.”

“Terörün Asıl Kaynağı ve Destekçisi Olan Sömürgeci Batılı Devletlerin Elçilikleri ve Üsleri Kapatılsın”

Mahmut Kar, Kürt meselesi hakkında bugüne kadar ortaya atılan ve uygulanmaya çalışılan reddiyeci, liberal ve özerklik temelli yaklaşımların sorunun asıl kaynağını görmezden geldiğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:

“Meselenin çözümüne dair adım atanlar, nutuk çekenler; terörün kaynağının sömürgeci Batı olduğunu çok iyi biliyorlar. İngiltere ve ABD’nin bu topraklardaki terörü beslediği aşikâr, ama o yuvalar yıkılmıyor, bu terör destekçisi devletlerin elçilikleri kapatılmıyor. Terör sorununun kökten çözülmesi isteniyorsa; siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderi ve âlimlerin buraya odaklanmaları ve iktidara bu yönde baskı yapmaları gerekmektedir. Terör yuvası İncirlik kapatılmadığı müddetçe ülkemizde kaos ve kargaşa eksik olmaz, çünkü bu sömürgeciler kaos ve terörden besleniyorlar.”

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.

#SömürgecilerGitsinTerörBitsin