
Köklü Değişim Medya
İran Direnişi Ulusal Konseyi (İUDK) Başkanı Meryem Recavi, İran’da yaşananlardan yönetimi sorumlu tutarak, “İran rejimi düşmek üzere” dedi.
İran’da halk protestoları sürerken, Tahran muhalefeti olarak bilinen İUDK, Fransa’nın başkenti Paris’te yıllık konferanslarını gerçekleştirdi.
Farsça, İngilizce ve Fransızca olarak “İran özgürleşiyor” başlığı altında gerçekleşen konferansa, milletvekilleri, belediye başkanları, Fransa, ABD, İngiltere ve Körfez ülkelerinden eski bakanlar, uzmanlar ve medya temsilcileri ile bir çok ülkeden heyetler katıldı.
Konferansta yaptığı konuşmada İUDK Başkanı Meryem Recavi, İran’da sosyal, ekonomik ve politik değişim taleplerindeki artışa vurgu yaptı.
“İran rejiminin yıkılmasının kaçınılmaz ve zaferin kesin olduğunu, İran’ın özgürleşeceğini” vurgulayan Meryem Recavi, İran halkının, ayaklanmaların yaşandığı şehirlerde, rejimi yıkma araçlarını ele geçirdiğini dile getirdi.
İran rejiminin zayıflığına dair göstergelerin olduğunu belirten Meryem Recavi, ilkinin; gençlerin korkusuz ve tereddütsüz bir şekilde ayaklaması, ikincisi; rejimin baskısına rağmen tüm çalışma alanlarından protestolara katılımın olması, üçüncüsünün ise; işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluk gibi sosyal ve ekonomik gerilimlerin artması, mollaların da buna bir çare bulamaması olduğunu söyledi.
Ekonomik sıkıntıya maruz kalan rejimin içindeki ihtilafların çoğaldığını ifade eden Recavi, bunun da rejimin, ABD ile ilişkilerde uyguladığı yatıştırma politikasındaki en önemli desteği kaybetmesi olduğunu belirtti.
Ekonomik ve mali yaptırımların yeniden uygulanmasıyla rejim ve onun koruyucularının etrafındaki uluslararası kalkanın düştüğünü ifade eden Recavi, göstergenin, ezilenler ve hor görülenler ile İUDK arasındaki bağ olduğuna işaret etti.
İran’da yaşananlardan çıkardığı sonuca göre, “İran rejimi düşmek üzere” olduğunu belirten Recavi, İntifadanın kaleleri ve İUDK’nin, intifada stratejisinin öncüleri olduğunu bu kaleler ve konseyin ayaklanmanın yaşandığı şehirlerde rejimin düşmesi için çalıştıklarını kaydetti.
İran rejiminin yıkılmasının ardından izlenecek yol ve planlara ilişkin ise Meryem Recavi, şöyle konuştu:
“Rejim sonrası, altı aylık geçici bir hükümet oluşturulacak. Bu geçici hükümetin ana görevi, İran’da doğrudan ve özgür seçimler düzenlemek üzere bir kurucu meclis oluşturmak olacak. Ardından yeni bir cumhuriyet anayasası hazırlanacak ve iki yıl içinde İran halkının onayına sunulması için referandum yapılacak. Aynı şekilde yeni cumhuriyetin temel kurumları da kurulacak.”
Meryem Recavi, İranlılardan, intifadanın ayakta kalması ve ilerlemesi için fedakârlık yapmalarını istedi.
Konferansa katılan ABD Başkanı Donald Trump’ın kişisel danışmanlarından olan New York eski Belediye Başkanı Rudy Giulliani, yaptığı konuşmada, “ABD Başkanı’nın, İran’ın zalim yöneticilerini boğacağını” söyledi.
İran’da Su Krizi Büyüyor
İran’da yaygınlaşan su kesintileri nedeniyle ülkenin güney batısındaki şehirlerde halk sokağa çıkarak protesto gösterisi düzenledi.
İran Huzistan'da Hürremşehr Büyük Cami'nin önünde toplanan göstericiler, içme suyunun tuzlu olmasını ve sıkça yaşanan su kesintilerini protesto amacıyla eylem düzenledi.
Halk, hava sıcaklığının 50 derecenin üzerine çıkmasıyla zor günler geçiriyor.
Yanlarında pet şişelerle gelen göstericiler, "Beceriksiz yöneticiler istemiyoruz. Hırsızlar din adına bizi yağmaladı" sloganları attı.
Musluklardan akan suyun tuzlu olması nedeniyle Hürremşehr halkı su tankerlerinden içme suyu satın alıyor.
Huzistan eyaletine bağlı Abadan kentinde de geçen hafta benzer bir gösteri düzenlenmişti.
İran'da düşük yağış miktarı ve kısıtlı su kaynaklarının azalmasıyla ortaya çıkan kuraklık ülkede su krizine neden oluyor.
Güvenlik güçleri göstericilere silahla karşılık verirken, Tahran banliyösü Karaj'da bir pazar yeri de kundaklandı.
Petrol ve Ticaret Şehri Abadan’da da Durum Aynı
İran’ın güneyinde ve körfeze sahil konumunda petrol ve ticaret şehri Abadan’da da su durumu sıkıntılı.
Sosyal medyada çeşmelerinden su yerine çamur akan görüntüleriyle gündeme gelen Abadan’da yüzlerce vatandaş sistemin dış politikasını hedef aldı ve “ABD’nin düşman olduğunu yalan söylüyorlar, bizim düşman tam da burada” sloganlarıyla susuzluğu protesto etti.
Şehrin her yerinde tatlı su için ellerinde bidonlarla uzun sıralar oluşturan halk “Bizim servetimizden (petrol) bir ülke geçiniyor, nasıl bizim içme suyumuz yok” şeklinde yöneticilere seslendi.


