
Köklü Değişim Medya
IKBY'nin açıklamasında, "Şiddetin ve çatışmaların daha fazla yayılmasını engellemek için sorumlu hareket etmeliyiz" ifadesi yer aldı.
Bölgedeki tüm askeri operasyonları sonlandırma çağrısının yapıldığı açıklamanın devamında, "Savaşmak iki tarafa da zafer kazandırmayacağı gibi ülkeyi düzensizlik ve kaosa götürecek" denildi.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden yapılan açıklamada, "federal hükümetle Irak anayasası çerçevesinde görüşmeye hazır olunduğu" vurgusu da yer aldı.
IKBY parlamentosu, Salı günü aldığı kararla, 1 Kasım'da yapılması beklenen genel seçimleri sekiz ay erteleme kararı almıştı.
25 Eylül'de yapılan bağımsızlık referandumuna katılan Iraklı Kürtler bağımsızlığa yüzde 92 destek vermiş, Irak Başbakanı Haydar İbadi ise "meşru olmadığını" söylediği referandumun sonuçlarının iptalini istemişti.
15 Ekim'de Irak ordusu ve Şii Haşdi Şabi güçleri, petrol zengini Kerkük Vilayeti'ne operasyon başlatarak 24 saat içinde tartışmalı bölgeyi eline geçirmişti.
Operasyon sonrası Kürt peşmerge güçleri 2014 yılındaki sınırlara çekilmek zorunda kalmış, IKBY Başkanı Barzani, Kerkük'ten çekilmeye, rakip Kürt siyasetçilerin tek taraflı aldığı kararların neden olduğunu söylemişti.
IKBY açıklamasının tam metni:
Irak ve Kürdistan'ın karşı karşıya olduğu gerginlik ve tehlikeli durum karşısında, hepimizin, bu durumun Irak güçleri ve Peşmerge arasında daha ileri bir savaşa dönüşmesini engelleme konusunda tarihi bir sorumluluğu var.
16 Ekim 2017 tarihinde Irak güçleri ve Peşmerge arasında başlayan çatışmalar ve saldırılar, iki tarafa da zarar verdi. Bu durumun devam etmesi, daha çok kanın akmasına ve hatta Irak'ın bileşenlerinin sosyal anlamda birbirinden kopmasına yol açabilir.
İki taraf arasındaki savaşın kazananı olmayacağı açıktır. Aksine, iki tarafa da yaşamın her alanında büyük zararlar verecektir. Bu nedenle, Kürdistan ve Irak halklarına karşı olan sorumluluğumuz gereği, Irak hükümetine, Irak kamuoyuna ve dünyaya şunları açıklıyoruz:
1- Kürdistan Bölgesi'ndeki tüm çatışmaların ve her türlü askeri operasyonun acil şekilde sonlandırılması talebimizi.
2- Irak Kürdistanı'nda yapılan referandumun sonuçlarının askıya alındığını.
3- Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve federal hükümet arasında Irak anayasası temelinde görüşmelere başlanması isteğimizi.
-Kürdistan Bölgesel Yönetimi-
Hizb-ut Tahrir siyasi analizinde bu duruma işaret etmişti
Hizb-ut Tahrir tarafından Irak referandumu öncesinde sorulan bir soru üzerine yaptığı analizde, Amerika’nın Barzani’nin referandum hamlesini bir şekilde etkisiz kılacağı üzerinde durulmuş ve aşağıdaki tespitlere yer verilmişti:
“6- Amiller farklı olsa da referandum olayına göz attıktan sonra şimdi referandum konusu ile ilgili beklentilere cevap verebiliriz… Yukarıda açıkladıklarımız doğrultusunda büyük olasılıkla konuya ilişkin mesele şu şekilde olacaktır:
A- Her halükarda uluslararası anlamda bir Kürt devletinin kurulması beklenmiyor. Çünkü Amerika’nın Irak politikası, Irak’ın bölgesel yönetimleri merkezi hükümete pamuk ipliği ile bağlayan federal bir devlet olarak kalmasıdır. Diğer bir deyişle gerçekte Irak’taki idari yapı bölünmüş olarak kalacak, resmi açıdan ise Irak Federal Devleti adı altında hayatını sürdürecektir... 2003 yılındaki Amerikan işgalinden bu yana ABD’nin Irak politikası işte budur. İşgal sırasında bile Amerika, resmi devlet statüsüne büründürmeksizin Irak’ı bölme ve parçalama fitnesini hep taşımıştır. Bunun için sadece uygun zaman kolluyordu. İşgal sonrası Amerika’nın Irak yöneticisi Bremer, federal Irak anayasası belirledi. Böylece güçlü merkezi yönetime sahip tek bir devlet tarih olmuş, bölgesel yönetimlerin merkezi hükümetten daha güçlü olduğu kırılgan federal devlet yapısı yerini almıştı! Böylelikle Irak, Amerika istediği takdirde ve çıkarı doğrultusunda resmen devletlere bölünmeye hazır bir pozisyona gelmişti... Şuan ki Amerikan projesi ise, merkezi hükümete pamuk ipliği ile bağlı Federal Irak Devleti kurmaktır... 12 Ağustos 2014 tarihinde yayınladığımız bir soru cevapta şöyle demiştik: “2003 yılında Irak’ı işgal eden Amerika, işgal sonrası Irak’ı parçalama çalışmalarını kesintisiz sürdürmektedir. Mezhepçilik ve ırkçılık temeline dayalı Bremer anayasası, mezhepçilik ve ırkçılık kotası getirdi... Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakanı birbirinden ayırdı. Başbakan yürütme yetkisine sahip olduğu için ve Bremer de başbakanlığı mezhepçilik makamı kıldığı için haliyle başbakanlık, diğer makamlara nazaran provokasyon ve ajitasyona uygundur... Aynı anayasa, bölgesel federal yönetimleri kabul eder. Bölgesel hükümetlerin yetkileri güçlüdür. Bu nedenle Amerika, Irak’ı bölgesel yönetimlere bölmek için uygun koşullar yaratmayı başarabilmiştir...”
Binaenaleyh mevcut Amerikan politikasına göre Irak devletlere bölünmeyecek, tersine şeklen tek devlet olarak kalacak, pratikte ise bölünmüş gevşek federal bir devlet yapısında olacaktır. Bu yüzden mevcut koşullarda Irak’ı yasal devletlere bölme düşüncesi uzak bir ihtimaldir. Aksine Bremer projesi doğrultusunda Irak, en azından öngörülebilir gelecekte realitede federal bir devlet olarak kalacak, bölgesel yönetimler de merkezi hükümetten daha güçlü olmaya devam edecektir...
B- Referandumun ilanı, Katar ablukası yüzünden krize giren İngiltere’ye nefes aldırmak için bir İngiliz buyruğudur. Bu nedenle eğer Amerika, Katar’a uygulanan ambargonun kaldırılması için işbirliği yapar yahut itibar kaybına uğramayacak şekilde hafifletirse referandum iptal edilecektir...
C- Amerika isterse referandumu iptal da edebilir. Çünkü Irak’ta egemen tek güçtür. Doğrudan kendisi yapabileceği gibi Kürdistan’daki hempaları olan Kürt güçlerini, İran ve Türkiye’yi bölgesel yönetime karşı daha doğrusu Barzani’ye karşı seferber ederek de yapabilir. Tabii fiziksel baskı kullanmak gerekiyorsa. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri, 1979 yılındaki İran devriminden bu yana ilk kez Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. 15 Ağustos 2017 günü gerçekleşen bu ziyaret 3 gün sürdü. Bakiri’yi Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde konuk eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki görüşme, Anadolu Ajansı’nın da belirttiği gibi, 50 dakika sürdü. Bu da bu ziyaretin önemini göstermektedir. İRNA ajansının bildirdiğine göre İran Genelkurmay Başkanı’na Kara Kuvvetleri Komutanı ve Sınır Muhafızları Komutanı’nın yanı sıra çok sayıda üst düzey askeri komutan da eşlik etmiştir. İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakiri’nin Türkiye’ye yönelik ziyaretini ve Türk mevkidaşı ile yaptığı görüşmeyi değerlendiren İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, “Bu ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir aşamanın başlangıcıdır...” dedi. [21.08.2017 İran Mehr ajansı] Bu ziyaretin, gerektiğinde referandumu iptal etmek ya da işe yarar sonuçlarını ortadan kaldırmak amacıyla Kürdistan’a düzenlenebilecek bir askeri operasyonu koordine etmek için olması olasıdır... İran Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretinin hemen akabinde 23 Ağustos 2017 günü ABD Savunma Bakanı’nın Ankara ziyareti bu olasılığı güçlendirmektedir...
D- Eğer Amerika, (C) şıkkından doğabilecek yoğun kargaşadan korkarsa, etkili ya da işe yarar bir sonucu olmaksızın ve bağımsızlığa da götürmezse referanduma engel olmayabilir...
7- Son olarak sömürgeci kâfirlerin, Arap ve Acem Müslümanları kardeş kılan İslam bağını Müslümanların hayatından dışlayıp yerine onları tuz buz yapan kokarca bağları ve yıkıcı unsurları koyması gerçekten acı vericidir. Müslümanlar arasındaki savaşlar gün geçtikçe yayılıyor, kardeşlik yok oluyor!”
Analizin tamamını okumak için: #Kürdistan Bağımsızlık Referandumunun Perde Arkası



