Köklü Değişim Medya
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, bu haftaki değerlendirme toplantısında gündemin öne çıkan konularını değerlendirdi.
Suriye’deki savaşın geldiği süreçte Adana Mutabakatı yeniden dillendirildi. Bu mutabakatın zamanlamasına işaret eden Mahmut Kar, “Adana Mutabakatı ile Türkiye’nin Şam rejimini tanıması amaçlanıyor” dedi.
Venezuela’daki darbe sonrasında Türkiye’nin tutumunu da değerlendiren Kar, marketlerdeki fiyat pahalılığına değinerek krizin faturasının market sahiplerine kesildiğini söyledi.
Partilerin seçim vaatlerindeki ikiyüzlülüğü de gündemine alan Mahmut Kar, “Biri dine düşman olarak, biri dini kullanarak oy istiyor” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği ikinci hak ihlali kararı hakkında da konuşan Kar, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” olarak gördüğü yargılamaların yerel mahkemeler nezdinde bir anlam ifade etmemesinin çelişkisine de değindi.
•“ADANA MUTABAKATI” NEDEN BUGÜN?
Adana Mutabakatı İle Türkiye’nin Şam Rejimini Tanıması Amaçlanıyor
Suriye’de devriminin başladığı 2011’den bugüne, ilk kez gündeme getirilen Adana Mutabakatı ile Türkiye’nin katil Esed’i tanıması ve Şam rejimi ile resmî temas kurması amaçlanmaktadır.
Adana Mutabakatı’nı Suriye sürecinde masaya koymak için neden bugünü beklediniz? Bunun için Moskova’ya gitmek mi gerekiyordu? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Putin’in haberdar etmesi mi gerekiyordu?
Amerika Esed’li bir Suriye istiyor! Esed’li bir Suriye’nin bölge ülkeler tarafından da meşru kabul edilmesi gerekiyor. Rusya ve İran zaten buna razı, geriye sadece Türkiye kalıyor.
•ABD HEM DARBECİ HEM MÜTTEFİK!
Venezuela’daki Darbe Sonrası Türkiye’nin Tutumu Nasıl?
Kapitalist sistemle mücadele soğan deposu basmak ve market denetlemekle olmaz! Bu ancak halkın ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif politika belirlemek ve uygulamakla olur.
Türkiye siyaseti Amerikancılıktan zerre taviz vermeyen bir iktidar ile yönetiliyor ama gelgelelim aynı şekilde Venezuela’da güya anti Amerikancı olan Maduro’ya “Dik dur, eğilme!” diyorlar.
Eğer anti Amerikancıysanız, kilometrelerce uzakta sözde sosyalist olan ama halkını açlık ve yoksulluğa mahkûm eden Maduro’yu bırakın da Amerika’yı İncirlik’ten kovun!
Hem darbecilere karşısınız hem de darbeleri planlayıp destekleyen Amerika’yla stratejik ortak ve müttefiksiniz… Bu nasıl bir çelişki?
•MARKETLERDEKİ FİYAT PAHALILIĞI
Krizin Faturası Market Sahiplerine Kesiliyor
Dün soğan depolarını basarak milletin algısı ile oynadınız bugün “marketleri denetleyeceğiz” diyerek aynı şeyi yapıyorsunuz. Bu şekilde krizin faturasını market sahiplerine kesiyorsunuz.
Sorumlu iktidar ve halkını düşünen lider, boş tehditler savurarak ucuz siyaset yapmaz, günü kurtarmak için faturayı başkasına yıkma gayreti içine girmez. Bilakis soruna köklü çözüm bulmak için çalışır ve bununla meşgul olur.
•PARTİLERİN SEÇİM VAATLERİ
Biri Dine Düşman Olarak, Biri Dini Kullanarak Oy İstiyor
Laikler şahsiyetlerine işlemiş olan Müslüman ve İslâm düşmanlığını ortaya çıkarıyorlar. Muhafazakârlar ise İslâm’ı ve Müslümanların dinî değerlerini istismar etmekte hiçbir beis görmüyorlar.
Hayvanlara eziyet etmek Müslüman dindarların değil, dinden hiç nasiplenmemiş CHP zihniyetinin ürünüdür.
Şunu aklınıza koyun ki, sorun İslâm’da ve dindarlarda değil! Sorun sizin kutsadığınız laik cumhuriyet sisteminin yetiştirdiği nesillerde.
İslâm’ın bugüne kadar hangi hükmünü hayata indirdiniz? Faiz, kumar, zina ve daha türlü türlü fuhşiyatı serbest bırakıyorsunuz sonra da siyasi rant ve çıkar için dini kullanıyorsunuz.
“İnsanların en rezili dünyası için ahiretini satandır. Ondan daha rezili ise başkalarının dünyası için ahiretini satandır.”
•AYM’NİN İKİNCİ "HAK İHLALİ" KARARI
Anayasa Mahkemesi “Hak İhlali” Diyor Mahkemeler Bunu Tanımıyor
Yine gözaltına alınan tesettürlü kadınların başörtüleri sözde tedbir gerekçesiyle çıkartılıyor, Müslüman kadınların inanç ve iffeti hiçe sayılıyor. “28 Şubat bin yıl sürecek!” diyenler adeta haklı çıkarılıyor.
Bir taraftan Anayasa Mahkemesi (AYM) Hizb-ut Tahrir ile ilgili dosyalarda hak ihlali veriyor ama diğer taraftan da Ağır Ceza Mahkemeleri AYM’nin bu kararlarını umursamadan yeniden yargılama taleplerini reddediyor.
Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği hak ihlali kararları diğer tüm dosyalar için de emsal kabul edilmeli ve mağduriyetlere biran evvel son verilmelidir!
Genelde Müslümanlara özelde ise Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik tüm bu hukuksuzluklara ya derhal son verin ya da en azından isminizin içindeki sözde o “adalet” kelimesini çıkarın!