Hizb-ut Tahrir, “Ey Trump ve Uşağı Netanyahu! Gözleriniz Kör Oldu ve 'O Aldatıcı (Şeytan) da Sizi Allah Hakkında Aldattı' da Önceki Rumlar, Farslar ve Zillete Uğramış Yahudi Atalarınızın Akıbetini Unuttunuz!” başlıklı bir basın açıklaması yayımladı.
Hizb-ut Tahrir Merkez Medya Ofisi’nin sosyal medya hesaplarında yayımlanan basın açıklamasının başında, ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Gazze’yi kontrol etme ve Filistinlileri zorla göç ettirme planı’ hatırlatılıyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu zorba, ağzından çıkanın farkında değil. Sanki Gazze, onun özel mülkü ya da uşağı Netanyahu’nun tapulu malıymış gibi keyfine göre Gazze’yi alıp satabileceğini veya Netanyahu’nun kendisine hediye edebileceğini sanıyor! Sanki tiranlığı aklını başından almış ve gözünü kör etmiş… Daha önce kendi yandaşlarının başına gelenleri ya unuttu ya da bilerek unutmuş gibi görünüyor...”
Fars Kisraları ve Roma Kayserlerinin akıbeti hatırlatılarak, Kisra’nın adamlarına, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e peygamberlik gelince, adamlarına “Git, Arabistan’a ve bana onun başını getir!” diye emir verdiği, ancak Kisra’nın saltanatı, Müslüman ordularının darbeleriyle tarihe karıştığına dikkat çekiliyor.
Benzer bir kaderi Roma İmparatorunun da yaşadığı, Müslümanları Yermük’te yok etmek için büyük bir ordu topladığı ancak Şam’dan mağlub olarak kaçarken "Elveda ey Suriye! Bir daha asla görüşmeyeceğiz!" diyerek geri çekildiği ve Konstantinopolis’e sığındığı ve nihayetinde, Konstantinopolis de fethedilerek İslam yurdunun bir parçası haline geldiği anlatılıyor.
Zillete uğramış Yahudilerin ise hiçbir itibar ve değerlerinin olmadığı gittikleri her yerde aşağılanmış ve hor görülmüş oldukları ifade edilip, şu ayete yer veriliyor:
“Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ahdine ve insanların himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah’ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir.” [Ali İmran 112]
Peygamberlere isyan ederek Allah’ın ipini kestiklerine ve geriye sadece insanların ipinin kaldığı, o ipin de Allah’ın izniyle, arkasında savaşılan ve kendisiyle korunulan bir İmamın önderliğinde vakti ve günü geldiğinde İslam ordularının elleriyle kesileceği müjdelenen basın açıklamasında, Trump ve yardakçısı Netanyahu’nun atalarının tarihte Hilafet ile nasıl aşağılandığı ifade ediliyor.
Fakat yüz yılı aşkın süredir Müslümanların kalkanı olan Hilafet’ten yoksun olduğu, topraklarının işgal edildiği, işbirlikçileri Ruveybidalar tarafından yönetildiği, Trump, Gazze halkını zorla göç ettireceğini, Gazze’yi satın alıp sahipleneceğini açıkça dile getirdiğinde Müslüman ülkelerin yöneticilerinin, Gazze’yi kurtarmak ve Trump’ın yüzüne tokat indirmek için ordularını harekete geçirmek şöyle dursun, onların yüzüne baka baka tehciri ve her istediğini kabul etmeye mahkûm olduklarını söylediğine ve yöneticilerin Trump’ı ziyaret ederek ihanetlerine devam ettiklerine dikkat çekiliyor.
Ardından Müslümanlara Allah’ın vaadi ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi ile sesleniliyor:
“Ey Müslümanlar! Hilafet mutlaka geri dönecek ve Müslüman ülkelerindeki Ruveybida yöneticilerin saltanatına son verecektir. Allah’ın izniyle Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünden dolayı Hilafetin geri dönüşü kaçınılmazdır:
“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]
Ayrıca, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, içinde yaşadığımız bu ceberut saltanattan sonra Hilafetin geri döneceğine dair müjdesinden dolayı da Hilafet mutlaka geri dönecektir. Ahmed’in Hüzeyfe’den rivayet ettiğine göre, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”
Hilafetin yeniden kurulmasının yakın olduğu ifade edilerek, İslam ümmeti canlı ve dinamik bir ümmet olduğu ifade edilen basın açıklaması şöyle devam ediyor:
“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız.” [Ali İmran 110]
Ümmet içinde Allah Subhânehu ve Teala’ya gönülden bağlı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sadık bir grup vardır ki, geceyi gündüzüne katıp hızla yol alırlar, ta ki Allah’ın vaadi ve Resulünün müjdesi onların elleriyle gerçekleşene kadar. Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından korkmazlar, hiçbir zorluk onları yıldırmaz ve hiçbir engel onların kararlılıklarını kırmaz. Ta ki Allah’ın emri gelene kadar onlar böyle devam ederler. Bu, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Müslim’in sahihinde gelen şu hadisinin bir tecellisidir: ‘Ümmetimden bir topluluk hak üzere olmaya devam edecektir. Onlara kimse zarar veremez, ta ki Allah’ın emri gelene kadar.’”
“Benim ümmetimden bir topluluk, Allah’ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onlara yardımdan çekinenler, bu topluluğa zarar veremeyecek, Allah’ın emri onlara gelinceye kadar onlar, bu galip ve muzaffer hal üzere olacaklardır.”
Dolayısıyla Hilafet, içinde yaşadığımız bu ceberut saltanat döneminden sonra, Allah’ın izniyle kendi evlatlarının elleriyle yeniden kurulacak, sonra Yahudi varlığı ortadan kaldırılacak ve Filistin bütünüyle yeniden İslam yurdu olacaktır... Müslim’in, Sahih’inde Ebu Hurayra’dan rivayet ettiğine göre Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar Yahudileri öldürecekler” Hatta Roma da, Konstantinopolis’in fethedildiği gibi, Müslümanların eliyle bir gün mutlaka fethedilecektir. İmam Ahmed, Müsned’inde Abdullah b. Amr b. As’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Biz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem huzurunda toplanmış, onun sözlerini yazıyorduk. Derken, biri sordu: “Ey Allah’ın Rasûlü! Hangi şehir önce fethedilecek, Konstantiniyye mi yoksa Roma mı?” Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem “Önce Herakl’in şehri yani Konstantıniyye fetholunacaktır” buyurdu.
Ey Müslümanlar! Müslüman ülkelerdeki devletlerin, Yahudi varlığını bir bileziğin bileği sarması gibi her yandan kuşatmış olmasına rağmen, onunla savaşmak ve Mübarek Toprağı temizlemek üzere orduları seferber etmemesi ne kadar utanç verici bir durumdur... Gerçekten de, Trump’ın, Gazze’nin etrafındaki Müslüman ülkelerin yöneticilerine aldırış etmeden, Gazze halkını tehcir etme niyetini açıkça dile getirmesi çok büyük bir utançtır. Kendisine, “Arap ve hatta Müslümanların yöneticilerinin Gazze halkının zorla göç ettirilmesini reddettiklerini söylüyorlar” denildiğinde, “Hayır, er ya da geç kabul edecekler.” cevabını vererek onları zor durumda bıraktığı halde yine de utanmıyorlar... Amerika’yı boykot etmeye, hatta açıklamalarıyla kendilerini kepaze eden Trump ile görüşmemeye bile cüret edememeleri gerçekten de çok büyük bir rezalet ve zillettir! Kendilerini kepaze etmesine rağmen, onu tebrik ediyorlar, onları davet ettiğinde koşa koşa hemen Beyaz Saray’a gidiyorlar, onu ziyaret ediyorlar ve küçük düşürülmüş bir şekilde onu dinliyorlar!
Müslüman ordularının, Yahudilerin barbar saldırılarında insanların, ağaçların ve taşların nasıl yok edildiği gördükleri halde hareketsiz kalmaları gerçekten de çok büyük bir utançtır. Yöneticilerine itaat edip Yahudilere karşı savaşmaktan geri durmalarının, kendilerini kurtaracağını sanıyorlar. Halbuki,
“Allah onlara yapıp ettiklerini kendileri için pişmanlık sebepleri olarak gösterecektir.” [Bakara 167] Pişman olacaklar ama iş işten geçmiş olacaktır!
“Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kâf 37]
Basın açıklamasının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz...