Filistin İçin Toplandılar, Konuştular, Kınadılar ve Dağıldılar
19 Nisan 2025

Filistin İçin Toplandılar, Konuştular, Kınadılar ve Dağıldılar

Köklü Değişim Medya

İstanbul’da düzenlenen , "Filistin'i Destekleyen Parlamentolar” toplantısından somut bir adım çıkmazken katılımcılar uzun uzun konuştu.

Gazze’de 561 gündür soykırım, katliam, yıkım devam ediyor ve yaklaşık son 50 gündür de kuşatma altındaki bölgeye tek bir gıda kamyonu bile girmiyorken, yöneticiler 7 Ekim’den bu yana somut bir adım atmak yerine kınama mesajları yayımlamaya ve konuşmaya devam ediyor.

TBMM Başkanı Kurtulmuş'un öncülüğüyle kurulan, "Filistin'i Destekleyen Parlamentolar” kapsamında dün İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıda, Filistin'in dostu ülkelerin meclis başkanları ve parlamenterleri bir araya gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uzun bir konuşma yaptı.

Filistin'e yönelik saldırılarını sürdüren ‘İsrail'in, cinnet halinde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Gazze'de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı?" ifadesi ile muhatabı olmayan bir çıkışta bulundu.

Köklü Değişim,Filistin İçin Toplandılar, Konuştular, Kınadılar ve Dağıldılar.jpeg

“Yeni Tehcirlere Tahammülümüz Olamaz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmadaki en dikkat çekici mesajını olası tehcire ilişkin verdi. Erdoğan, "Milyonlarca Filistinli mülteci evlerine dönmeyi beklerken, yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, "Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz" ifadelerini kullandı fakat bu desteğin içeriğinden bahsetmedi.

"Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur." diyen Erdoğan, görüşmeleri devam eden ateşkesin hızla sağlanıp, Filistin'de imar çalışmalarının yeniden başlaması gerektiğinin altını çizdi.

‘İsrail’in Suriye Saldırıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İsrail'in Suriye ve Lübnan'ın istikrara kavuşmasını engellemekle de suçladı. Erdoğan, "Bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hali, bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır." uyarısında bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:

"Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin'i savunmak insanlığı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası yaklaşık bir asırdır, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Filistin davası özü itibari ile insan olma, insan kalma mücadelesidir.

Bu dava bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan kardeşlerim, aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin ve halkını değil, insanlığı savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek insanlığa nefes oluyorsunuz.

‘İsrail’ bir cinnet halinde. İsrail önceki gün bir kadın gazeteciyi ailesiyle birlikte katletti. İnsanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıyayız. Gazze'deki binaların neredeyse yüzde 80'i yıkıldı. Gazze taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi.

Yıllardır haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, ‘İsrail'in katliam politikası karşısında 18 aydır üç maymunu oynuyor. Nerede uluslararası hukuk, nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi... En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken batılı devletler neredeler? Gazze'de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı?

“İslam Dünyası Kendisinden Bekleneni Maalesef Yerine Getirememiştir”

Dünya zalim karşısında susan, zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, güçlünün aparatı haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine, kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hakimdir. Gazze'de uluslararası sistem, sınavı kaybetmiştir. BM'den, AB'ye birçok kurum Gazze'de kötü bir imtihan vermiştir. İçim kan ağlayarak söylüyorum; İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir.

Filistin halkı işgal kuvvetlerine karşı bir özgürlük mücadelesi vermektedir. Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesiyle milletimizin bundan bir asır önce verdiği İstiklal mücadelesi karşısında hiçbir fark yoktur. Filistinliler yalnızca son bir buçuk yıldır değil, aslında son bir asırdır direniyorlar.

"İsrail'le Ticareti Tamamen Durdurduk"

Devletimizin resmi kurumları yanı sıra STK'larımız, iş dünyamız adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. ‘İsrail’ ile ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze'ye ulaştırdık.

‘İsrail’ 2 Mart'tan bu yana Gazze'ye yardımları engelleyerek çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor. Cezasız kalan her suç faili daha da şımartır. ‘İsrail’ aleyHine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. Biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. STK'larımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde yargılandığını göreceğiz.

İki Devletli Planı Çözüm Olarak Sundu

Türkiye olarak kural tanımazlığa sessiz kalmadık, sessiz kalmayacağız. Bölgemizdeki herkes için barışı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar mücadeleyi devam ettireceğiz.

Gazze Gazzelilerin, Filistin Filistinlileridir. Milyonlarca Filistinli mülteci evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz.”

“Çok gayret sarf edildi, diplomasinin tüm yolları kullanıldı, temaslar gerçekleştirildi ama katliama mani olunamadı.” ifadesi ile bir itirafa imza atarken geçen hafta düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nda Gazze’deki soykırım ve Filistin’deki işgal yine konuşuldu, kınandı ama somut bir adım atılmadı.