Esed Rejimi İle "Uzlaşmayı Reddeden" Komutana Suikast
26 Ocak 2023

Esed Rejimi İle "Uzlaşmayı Reddeden" Komutana Suikast

Köklü Değişim Medya

Suriye'nin kuzeyinde yer alan El Bab şehrinde SİHA ile gerçekleştirildiği iddia edilen suikastte Esed rejimi ile “uzlaşma karşıtı” olduğu bilinen komutan öldürüldü.

Ahrar eş-Şam grubu liderlerinden Saddam el Musa, El Bab'ın el-Hadas köyünde bir insansız hava aracıyla hedef alındı. Suikastın son zamanlarda, komutasındaki unsurlar birlikte Halep'te bulunan Esed rejimi birliklerine düzenlediği saldırılar sonrası gelmesi dikkat çekiyor.

Kısa süre önce el Bab’da kimliği belirsiz kişilerce yine Esed rejimi ile uzlaşmayı reddeden komutanlardan Hammud Maravi ve Ebu Cemmo’ya suikast düzenlenmiş, Maravi saldırıda hayatını kaybetmişti.

Yerel kaynakların aktardığı bilgilerde saldırıyı ABD’nin düzenlediği ileri sürülüyor.

Suriye devriminin başından beri Esed rejimi ile mücadele eden komutanlar SİHA’larla hedef alınmıştı. Daha sonra muhalifler Suriye'nin kuzeyinde Ankara'nın kontrolü altında bulunan bölgelere çekilerek Esed rejimi ile savaşmaktan uzaklaştırılmış, başta Halep olmak üzere muhalefetin elinde olan bölgeler tek tek düşmüştü.

Son saldırının düzenlendiği bölgede ABD ve Türkiye’nin insansız hava araçlarıyla operasyonlar yürüttüğü biliniyor.

BM’nin 2254 Sayılı Kararı ve ABD ile Türkiye’nin Rolü

Suriye'de muhaliflerin kontrolündeki bölgelerin yanı sıra Halep ve Dera’da da bir süredir Cuma namazının ardından gösteriler düzenleniyor. Gösterilerde Ankara’nın Suriye halkının katili Esed rejimi ile üst düzey görüşmeleri protesto edilirken, Ankara aleyhinde sloganlar atılmıştı.

Ordusu ve arkasında halk desteği olmadığı için tek başına ayakta duramayan, kimyasal silah ve varil bombaları ile halkını katleden Esed rejiminin sahada bir etkisi bulunmaması ve sözünün geçmemesine rağmen Ankara’nın rejimi muhatap alması bir meşruiyet kazandırma çabası olarak görülüyor.

Suriye’nin çeşitli illerinde yapılan protestolar ve halkın ifadelerinden, BMGK’nın 2254 sayılı kararı ile sürdürülen ve uğruna bir milyon Müslümanın katledildiği Esed rejimine meşruiyet kazandırma çabalarının halkın karşı çıkmasına rağmen bir dayatma olduğu ve kabul edilebilir bir zeminin olmadığı gözlemleniyor.

Suriye’deki protesto gösterileri, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Suriyeli ve Rus mevkidaşlarıyla Moskova'da gerçekleştirdiği toplantının ardından gelmişti. Üç ülkenin istihbarat teşkilatı başkanlarının da katıldığı görüşmede, "Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleriyle ortak mücadele çabalarının" ele alındığı söylenmişti.

Ayrıca Moskova, kısa süre önce Anakara ile yaptığı görüşmelerde İdlib’deki muhalifleri terörist olarak nitelemiş ve “söz verildiği” üzere bu sorunun ortadan kaldırılmasını istemişti.

Ankara bir süredir, Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için üst düzey görüşmelerin yapılmasına hız vermiş durumda. Bu hususta medya görüşmelere meşruiyet kazandırmak için çaba sarf ederken, Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil olmak üzere alt seviyede de bu görüşmelerin meşru olduğunu ileri süren açıklamalar yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım sonunda “Esad ile görüşme olabilir, siyasette küslük, dargınlık olmaz, eninde sonunda adımlarımızı atarız” diyerek sürecin akışına işaret etmişti. Son açıklamasında ise Erdoğan, “seçimden sonra sil baştan yapabiliriz” diyerek Beşar Esed ile el sıkışma tarihine yönelik ipucu vermişti. Ankara, her ne kadar bu çalışmalara hız verse de katliamlara rağmen Suriye halkı halen zorba Esed rejimini protesto edip, meşru kabul etmiyor.

ABD Dışişleri de kısa süre önce yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye'nin öncülüğünde siyasi çözüme destek verdiğini duyurmuştu.

Suriye sahasını perde arkasında “Astana Üçlüsü”ne verdiği rollerle kontrolü altında tutan ve Baba Esed’den beri menfaatleri doğrultusunda hareket eden egemenliğindeki Esed rejimini koruyan ABD, rejime meşruiyet kazandırma hedefi güden “siyasi sürece” destek verdiğini açıklıyor. BMGK’nın 2254 sayılı kararı doğrultusunda siyasi süreç/çözüm, ABD’nin desteklediği bir plan olarak öne çıkarken, Ankara da bu plan çerçevesinde hareket ettiğini beyan ediyor.