Erdoğan’dan Türkiye’nin Mevcut Durumundan Kopuk Evlilik Çağrısı
21 Haziran 2021

Erdoğan’dan Türkiye’nin Mevcut Durumundan Kopuk Evlilik Çağrısı

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Babalar Günü dolayısıyla video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen gençlerle buluşma programına katıldı. Erdoğan’ın gençlere evlilik çağrısı, Türkiye’nin mevcut durumundan kopuk olduğu için eleştirildi. Genç evlenenlerin cezaevine gönderildiği, zinanın özendirildiği, İstanbul Sözleşmesi fesh edilse bile sözleşme bağlamında yapılan kanunlarla aile ve ahlaka savaş açıldığı bu mevcut durumun hükümetin çıkardığı kanun ve yasalarla hakim olduğu bir ortamda üstüne bir de ekonomik zorluklar ve pahallılığın hüküm sürdüğü kriz ortamında yapılan evlilik çağrısı tepkilere neden oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan buluşmada gençlerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı, “Gelecekte birer baba adayı olan bizlere bir baba ve dede olarak tavsiyeleriniz nelerdir?” sorusuna şöyle cevapladı:

Önce kendini ihmal etme, sen de tabii çocuk sahibi olacaksın, çocuklarını ihmal etme. Şimdi şöyle bir moda başladı. 30 yaşından önce ne erkekler evleniyor ne kızlar evleniyor. Geleceğin anne ve baba adaylarına ilk ve en önemli tavsiyem bir defa birbirinizi sevin, birbirinize saygı duyun, birbirinizi sahiplenin, daima yan yana, omuz omuza olun. Ailesine sahip çıkamayan hayatına da sahip çıkamaz. Böyle bir insanın da ülkesine ve dünyasına hayırlı işler yapabilmesi aslında mümkün değildir. Ben inanıyorum ki sizin özellikle evlilikte yaş sürecini çok fazla ilerletmeden, gecikmeden evlenmek, bunu hem gençlerimiz hem kızlarımız için söylüyorum. Bir de tabii nikah törenlerinde hep söylerim, 'en az 3 çocuk.' Çünkü buna ihtiyacımız var.

Türkiye’de ağır ekonomik koşullar ve ciddi pahalılık yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evlilik çağrısı sosyal medyada eleştirildi. Ayrıca 2004 yılından zinanın AK Parti tarafından serbest edilmesi, İstanbul Sözleşmesi ile ahlaki çöküntü hızlandı ve aile yapısı ciddi zarar gördü.

Erkek ve kadınlar, medyada bilinçli olarak “kadına şiddet, erkek şiddeti” mottosuyla işlenen haberlerle birbirine düşman edildi ve korkutuldu. KADEM ve feminist örgütlerin çalışmalarıyla aile yapısına zarar verildi ve babaların koruma şemsiyesi paramparça edildi. Delil aranmadan kadının beyanı ile evinden uzaklaştırılması esasına dayanan 6284 nolu kanunla binlerce mağduriyet yaşandı. İstanbul Sözleşmesi fesh edildi ama tamamıyla aileyi ve ahlakı yok etmek üzerine inşa edilmiş İstanbul Sözleşmesi’nin maddeleri kanunlara ve mevzuatlara yerleştirilip uygulanmasına devam ediliyor.

Erken yaşta evlenen gençler cezalandırıldı. Binlerce aile, zinaya bulaşmayıp, Allah’ın emri gereği nikahlanıp, yasanın izin verdiği yaşlara gelince resmi nikahlarını kıymalarına rağmen dağıtıldı. Babalar tecavüzle damgalanıp cezaevlerine gönderilirken, anneler eşsiz, çocuklar babasız bırakıldı. Yıllardır hükümetten yasa ile bu bozukluğun düzeltilmesi istenmesine rağmen henüz adım atılmadı.

İşte bu sosyolojik ve ekonomik durumun yegane sebebi hükümetin en üstünde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evlenme çağrısı, Türkiye’nin mevcut durumu ile kopuk olduğu için tepkiyle karşılandı.