“Dünya 5’ten Büyüktür” Dedi, Sorunları Yine BM’ye Havale Etti
23 Eylül 2020

“Dünya 5’ten Büyüktür” Dedi, Sorunları Yine BM’ye Havale Etti

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

BM Genel Kurulu'na seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz krizinin çözümü için bölgesel bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu. ABD’nin himayesindeki “Yüzyılın Anlaşması”nı Washinton’ı zikretmeden eleştiren Erdoğan, 1967 sınırlarını ve iki devletli çözümü savunup, Suriye, Filistin, Libya ve diğer meseleleri, yine “dünya 5’ten büyüktür” diyerek eleştirdiği 5 sömürgeci devletin insiyatifinde olan BM’ye havale etti.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıkların "samimi bir diyalogla, uluslararası hukuk temelinde, hakkaniyete uygun biçimde çözümünü" tercih edeceğini ancak "aksi yöndeki hiçbir dayatmaya, tacize, saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğini" tekrarladı.

Sorunun çözümü için bölgesel bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunan Erdoğan, "Doğu Akdeniz’deki kıyıdaş ülkeler arasında diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik çağrımızı burada tekrarlamak istiyorum. Bu amaçla tüm bölge ülkelerinin hak ve çıkarlarının göz önünde bulundurulduğu, içinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz" çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğu Akdeniz’de bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde, 'kazanan hepsini alır' anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların başarı şansı kesinlikle yoktur" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz’de de başka bir bölgede de kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözünün bulunmadığını ifade eden Erdoğan, "Ancak, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarının çiğnenmesine, çıkarlarının yok sayılmasına da göz yumamayız. Bölgede bugün yaşanan sıkıntıların sebebi, Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin 2003’ten beri maksimalist taleplerle attıkları tek yanlı adımlardır" dedi.

Suriye Meselesi

Konuşmasında Suriye krizine de değinen Erdoğan, bu ülkedeki ihtilafın BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararındaki yol haritası temelinde çözülmesi gerektiğini belirtip, "Bunun için özellikle Birleşmiş Milletlerin himayesinde başlatılan, Suriyeliler tarafından da sahiplenilen ve yönlendirilen siyasi sürecin başarıyla sonuçlandırılması gerekiyor" diyerek altyapısını Astana görüşmelerinin oluşturduğu ABD’nin himayesindeki Cenevre görüşmelerini işaret etti.

Erdoğan, "Suriye'nin, toprak bütünlüğü ve siyasi birliği korunmuş olarak kalıcı bir barışa ulaşabilmesi, ancak bu şekilde mümkündür. Bu hedef gerçekleşene kadar, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile milli güvenliğimize kasteden terör örgütlerini engellemekte kararlıyız" derken vahşi Esed rejimini hedef alan bir ifade kullanmadı.

Irak'a İşbirliği Çağrısı

Türkiye'nin Irak'la terörle mücadele konusunda daha yakın işbirliği yapmak istediğini belirten Erdoğan, "Tıpkı DEAŞ gibi Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütünün kökünü kazıma konusunda uluslararası toplum ve bu ülkeden samimi işbirliği bekliyoruz" çağrısında bulundu.

İran'ın Nükleer Programı

Türkiye'nin, İran'ın nükler programıyla ilglili hususların uluslararası hukuk dikkate alınarak diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesinden yana olduğunu ifade eden Erdoğan, "Tüm tarafların bölgesel ve küresel güvenliğe ciddi katkılar sağlayan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndaki yükümlülüklerine riayet etmeleri çağrımızı tekrarlıyorum" dedi.

Filistin Meselesi-Yüzyılın Anlaşması İhaneti

Erdoğan konuşmasında ayrıca, "BM kararları ve uluslararası hukukun hilafına Kudüs'te büyükelçilik açma niyetini beyan eden ülkeler, bu tavırlarıyla sadece ihtilafın daha da çetrefil hâle gelmesine hizmet ediyor" ifadesini kullandı. ABD’nin öncülüğünde sürdürülen Yüzyılın Anlaşması ihanetini Washington’ı zikretmeden sadece “İsrail”i hedef alan Erdoğan, bu meseleyi de dünya 5’ten büyüktür diye eleştirdiği BM’ye havale etti.

BM'ye Pandemi Eleştirisi

Başta BM olmak üzere çok taraflı örgütlerin reforma ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, "Mevcut küresel mekanizmaların, bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletler'in en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında, ülkelerin kendi hâllerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı" eleştirisinde bulundu.

"Böylece, yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim 'Dünya Beşten Büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılmasından başlayarak, kapsamlı ve anlamlı reformları süratle uygulamaya sokmalıyız. Konseyi, daha etkin, demokratik, şeffaf, hesap verebilir bir yapıya ve işleyişe kavuşturmalıyız" diyerek sömürgeci 5 ülkenin kontrolündeki BM’nin bünyesinde reform yapılabileceği iddiasını yineledi.

"Bulunacak Aşılar, İnsanlığın Ortak İstifadesine Sunulmalı"

Dünya genelindeki koronavirüs aşısı çalışmaları hakkında da konuşan Erdoğan, "Buradan bir kez daha, tıbbi malzeme ve ilaç tedariki ile aşı geliştirme çalışmalarının rekabet konusu yapılmaması çağrısında bulunuyorum. Hangi ülkede üretilirse üretilsin, kullanıma hazır hâle getirilecek aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalıdır" çağrısı yaptı.